Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Çomaklı, gençlerin suça sürüklenme süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Umutsuz ve mutsuz gençliğin suistimale açık hale geldiğine dikkat çeken Çomaklı, devletin bu konuya bir eğitim meselesi değil, öncelikli bir güvenlik ve gelecek planlaması olarak yaklaşması gerektiğini vurguladı.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Çomaklı, gençliğin suça sürüklenmesi ve toplumun karşı karşıya kaldığı tehditlere dair kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Çomaklı, suça karışan çocuk ve gençlerin toplumun tüm kesimlerini tehdit eden bir boyuta ulaştığını belirterek, “Devlet bu konuya eğitim değil, bir beka meselesi olarak yaklaşmalıdır” dedi.
Umutsuz ve mutsuz gençler
Çomaklı şu ifadelere yer verdi; “Suça sürüklenen çocuklar, tüm kesimlerin gündeminde. Kolombiyalı uyuşturucu ve suç baronu Escobar’ın en büyük keşfi “umutsuz ve mutsuz gençlik” olmuştu. Ve o bu durumu toplumda korku ve terör oluşturmak isterken en büyük silahı olarak kullanmıştı.
Türk toplumu gibi milli kimlik hassasiyeti yüksek bir yapının gençleri umutsuz ve mutsuz olursa Escobar gibi suç organizatörleri eleman bulmakta zorlanmayacak ve istedikleri eylemi gerçekleştirecek heyecanlı gençleri her şartta bulup yönlendirebilecektir. Bu konuda ister fiziksel olsun ister sanal alemde olsun devlet gençlerin neden umutsuz ve mutsuz olduklarına dair samimi, kapsamlı ve ciddi bir çalışma yapmalıdır.
Çocuklar suça sürükleniyor…
Son dönemde suça sürüklenen çocuklar kavramının sık duyulması, gençlerin çeteleşmesi, sokaklarda huzursuzlukların artması, can güvenliğinin halk arasında konuşulmaya başlaması, gençlerin uyuşturucu ve sanal bahis sitelerinde kumara özendirilmesi gibi daha bir çok olay ve söylentilerin toplumda yayılması bir işaret fişeği gibi uyarı izi oluşturmaktadır. “Ekonomik sorunlar, yetersiz eğitim, kontrolsüz sosyal medya ve dijital alem, aile bağlarının zayıflaması, arkadaşlık ve toplumsal ilişkiler, milli kimlik bunalımı ve manevi boşluklar” gibi daha bir çok konuda kendini güçsüz bulan gençlerin sorunlarına samimiyetle eğilmek devlet için bir eğitim programı değil öncelikli bir vazifedir.
Slogan atan ve attığı sloganın içeriğini bilmeyen, tekbir getiren ama Allah’ın emirlerinden haberdar olmayan, toplumsal ahlak ve etik davranış kurallarını mağaradan çıkmış bir şekilde kendine yorumlayan, çıplaklıkla estetik görünmeyi ayırt edemeyen, her sakallıyı hacı sanan, her Arapça yazıyı Kuran-ı Kerim’den bir parça sanan, insani gelişmeyi başkalarının haklarını ihlal edebilme gücü zanneden, başkasına ait hakları kısıtlamanın kendisine ait olduğunu düşünen, kaba davranışı özgürlük sanan ve dünyada herşeyin yalnızca kendisi ve düşünceleri için yaratıldığını farzeden ve hele birde mafya denilen şerefsizler ve namussuzlar topluluğunu idol sayan bir gençliğin sorunlarına acil olarak eğilmek kaçınılmazdır.
Aileler dikkat!
Bu sayılan ve daha bir çok anlamsız davranış kalıplarına sahip gençlerin bir an önce topluma dönüşü için sözde değil özde eylem planı yapılması muhakkaktır. Bunun için ailenin de eğitilmesi gerekmektedir. Çünkü aile geleceğe nasıl bir canavar ve topluma nasıl bir cani yetiştirdiğini göremeyecek duruma gelmiştir.
Aileler çocuklarını yalnız bırakmıştır. Bu terkediş fiziksel değil manevi anlamda yalnız bırakmadır. Çünkü çocuklar ve gençler günümüzde sosyal medyadaki pisliklerden, bilgi kirliliğinden, fuhuş ve cinsellik bombardımanından, sahte din tüccarlarından, uyuşturucu-sanal bahis-kumar illetinden ve daha bir çok “gayri ahlaki ve şeytani kişi ve kişilerden ve kendilerine sunulan kanalizasyon gideri şovlardan” tek başlarına kurtulacak güce sahip değillerdir.
Siyasiler de kendine çeki düzen vermeli
Gençlere yönelik çalışmalarda siyasilerin de hal ve hareketlerine dikkat etmesi gerekmektedir. İster milliyetçi ister dini hassasiyetleri yüksek isterse sosyal demokrat ilerici sol görünümlü olsun, siyasiler bu tür mafya ve benzeri yapılardan uzak durmalıdır. Aksi halde gençler gücün bu mafyavari şahsiyetsiz ve toplumda karşılığı olmayan namussuzlarla elde edildiğine inanarak bunlara özenmekte veya bunların emirleri altına girmeye çalışmaktadırlar.
Bu durum yani siyasilerin bu suçlularla birlikte görünmesi veya hareket ettiği izlenimi vermesi Escobar’ın en büyük keşfi olan “umutsuz ve mutsuz gençler” kesimini suça sürüklemekte başrol oynamaktadır. Unutmamak gerekir ki bu umutsuz ve mutsuz gençler bir gün silah olarak hem topluma hem de kendilerine yönelebilirler. İşte bu nedenlerle yalnızca rakamlarla gelişim ve büyüme olmayacağı, Türk devletinin ve toplumun geleceğinin teminat altına alınmasının, hiçbir kesimin çocuğu ayırt edilmeden gençlik üzerinden topyekün bir plan ve programlama ile mümkün olacağı izahtan varestedir” dedi.