“İleriyi görmek” diye bir şey vardır.
Ufuklu, becerikli, pratik düşünen yöneticiler için geçerli bir ifadedir bu.
Beceriksiz,
Plansız,
Programsız davranan yöneticiler için de şöyle denilir.
“Adam ileriyi göremiyor ki”

X

Belki iki kelimeden oluşuyor ama,
Çok şey ifade ediyor.
“İleriyi görememek”
Çok şeye engel oluyor,
Bu iki sözcük nerede zuhur ediyorsa,
İşte orada aksaklıklar meydana geliyor,
Yapılan işler yarım oluyor,
İş tamamlanmadan bakıyorsunuz işlevini kaybetmiş bile.

X

Erzurum yıllardan beri tam olarak “İleriyi görememenin” ortasında
yaşıyor.
İmarından,
Caddesinden,
Sokağından,
Otoparkından,
Yeşil alanından,
Afet kapsamı içerisine girememeden,
Sağlıkta verilen imkanları kullanamamadan,
Şehir şebeke suyundan tutunuz yapılan tesislerine kadar “İleriyi
görememenin” izlerini bulmak mümkün.

X

Dedim ya,
Siz iki kelime olduğuna bakmayın.
Bir şehir “İleriyi göremeyen” yöneticilere teslim edilmişse,
vay geldi o şehrin başına.
Mesela,
Aracınızla bir mahalleye girersiniz. Yolunuza devam ederken
bakarsınız yol bitti. Karşınızda kocaman bir bina.
Kendi kendinize söylenirisiniz ,
“Yol biter mi” be kardeşim..
Trilyonlar harcarsınız, otopark yaparsınız.
Ama o otopark istenilen düzeyde çalışmaz.
İnsanlar araçlarını her nedense getirip o otoparka koymazlar.
Ne dersiniz?
“Yav trilyonlar harcanmıştı”
Şehrin bilmem kaç yıllık su ihtiyacını çözdük dersiniz.
“Bakın ta Çat Barajı’ndan su getirdim” diye övünürüsünüz,
Sular şarıl şarıl çeşmelerden akar ama insanlar o suyu içmezler.
Sel olur, afet olur,
Çiftçinin canı yanar, ekini heba olur,
Yetilisi çıkar insanların karşısına “Afet kapsamına giremiyoruz. Çünkü
bilmem yüzde filan rakamda kaldı” der.
Sağlık Bakanı hemşerimiz,
Her türlü imkanı seferber edecek güçtedir, ediyor da.
Fakat ne hikmetse parmağı kopan bir çocuğun parmağı yerine
dikilemiyor.

X

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün elbette.

X

Bakın bir “İleriyi görememe” hastalığı 2011 için yapılan
tesislerde yaşanıyor.
Şehre dört tane buz hokeyi salonu yapılıyor.
İkisi 500 seyirci,
Biri 3 bin 500,
Diğeri ise 2 bin 500 kapasiteli.
Ama bu buz hokeyi salonları 2011 düzeyinde oyunlar için ancak
kullanılabiliyor.
Bu salonlarda dünya kupası final veya yarı final maçları
yapılamıyor.
Çünkü kapasiteleri küçük.
15 bin kapasiteli salonlar olmalı.

X

Soru:
Bu salonların kapasiteleri 15 bin olarak yapılamaz mıydı?
Eski Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, olması için direnmiş ama
başarılı olamamış.
Ve hatta Cemal Gürsel Stadyumunun yanında yapılan salon aslında
7 bin kişilikmiş, onu bile 3 bin 500’e düşürmeyi başarmışlar.
İkinci soru:
2011 Üniversite Kış Oyunlarını Kayser’i almış olsaydı. Tesisler
olimpiyat ölçülerinde yapılırımıydı?
Bence fazlasıyla yapılırdı.
Çünkü onlar diyor ki,
Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.
Ama biz onu söyleyemiyoruz maalesef.

Bakın bir “İleriyi görememe” de burada kendini gösteriyor…