Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Ergin, 2000’de Uşak Cezaevi’ndeyken çıkan isyan sırasında, “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü” iddiasında bulunmuş, bu sözleri içeren kamera kayıtları Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e iletilmişti. Ergin, o günkü sözlerini kabul etmeyerek, “O kaset, davaya bakan Uşak Mahkemesi’nde yok. O kasedi çekenler, 8 yıl boyunca saklayanlar, mahkemeye teslim etmeyenler ve Savcı Zekeriya Öz’e postayla yollayanlar kimler? İşte asıl cinayet şebekeleri onlardır. Uşak isyanını o hale getirenler ve mahkemeyi yönlendirenler de onlardır.
Mustafa Duyar’ı kardeşimiz Sami Tokur vurdu. Eline yüreğine sağlık. Ben öyle istedim, öyle oldu. Bu kadar üstüne düşülmesine de şaşmıyorum. Duyar’ın, babaları için çok değerli olduğunu biliyorum” dedi. Ergin, “O zaman neden, ‘Duyar’ı bana devlet öldürttü?’ diye bağırdınız?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“O anki gelişmeler bana öyle konuşmam gerektiği izlenimi vermiştir ki, öyle demişimdir. İyi de demişim. Sanıyorum, o sözümden sonra o cehennemden sağ çıktık. Kötü bir şey yapmamışım demek ki. Devletin adam öldürttüğünü kim görmüş? Bu yüzden ceza yiyen var mı? Ben görmedim.”
Çetrefilli dostluklar
Ergin, Alaattin Çakıcı’yla ilgili olarak da şunları söyledi: “Gencay Çakıcı’yı vuran Adil Cesur, Kartal Cezaevi’ne konuldu. Çakıcı, Adil’in cezalandırılması için bizden ricada bulundu. ‘İki ailenin savaşı bizi bağlamaz. İki taraf da dostumuz’ diye cevap verdik. Çakıcı’yla savaşımızda bazı kamu görevlilerinin düşmanca tavrına tanık olduk. Bu hâlâ devam ediyor.
‘Çarşı karışır’ demem bunun içindir. Çakıcı’nın, MİT’çiler Kaşif Kozinoğlu, Faik Meral ve Yavuz Ataç’la dostluklarında nasıl çetrefilli oyunların olduğunu görmek zor değil. Çakıcı, yeğeni Kenan Ali Gürsel’i ve arkadaşlarını öldürten zatla barıştı.”
Ergin’in iddialarından bazıları şöyle:
Ergenekon Davası: “Yeni bir hikâye yok. Ama bir şeylerin ortaya çıkarılması için düğmeye basıldığını görebiliyorum. Derin oluşumlarla anılıp, ‘Ben mafyayım’ diyenler, kolpalarla bir yerlere gelenler artık silinecek.
Bu âlemin içindeki delikanlılar, bir yerlere gelmek için önce kendi bileğine, gücüne ve atarına bakacak. Sonunda onlar ayakta kalacak. Biz kalacağız yani, zafer bizim olacak.”
Mustafa Duyar: “O hain saldırıyı yapanların, yaptıranların arkasında kimlerin olduğunu devletimiz biliyor. Sabancı ailesinin birçok ferdi de biliyor. İşte Sabancı’yı katlettiren şer güçler, ben Mustafa Duyar’ı öldürtünce oyunları bozulduğu için, bana ve kardeşime her türlü ölüm oyununu oynadılar.
Selçuk Parsadan: “Mustafa Duyar’ın öldüğü gün, Parsadan’ı da kardeşim Sami Tokur vurdu. O öyle istemiş, öyle olmuş. Fazla önemsenecek bir durum yok. Ölmüş adamın ardından konuşmayalım”
Veli Küçük: “Bizim devlet içinde irtibatlı olduğumuz hiç kimse yoktur. Küçük’ü, bu âlemdeki herkes kadar ismen tanırım. Bir duruşmada, bizi savcıların yönlendirdiğini söyledi. Ben de bu gerçek dışı sözlere diyeceğimi dedim.”
Kurtlar Vadisi: “O dizide, alçakça senaryolarla ailemizi uyuşturucu kaçakçısı olarak gösterip bize iftira attılar. Hasmımız Çakıcı’yı ise kahraman gibi empoze ettiler.
Ağabeyi, Vedat Ergin’in kendisi yüzünden hapis yattığını söyledi.
‘Postu iyi kurtarmışsınız’
Ergin’in Ali Suat Ertosun hakkındaki iddiaları ise şöyle:
“Uşak isyanı, Eskişehir Cezaevi’nden beri devam eden olayların son noktasıdır. Eskişehir’de, Vedat’la görüş mahallinde ailelerimizle birlikteyken, sırtımıza kabin yerinden 38 el ateş edildi. Onlara karşılık vermem iki kiralığı telaşa düşürdü.