ikinci üniversitenin aleyhinde teneke çalanlar için bir kez daha gün doğdu!
-“Niye adı Teknik Üniversite?”
-“Niye eski hastane binasında faaliyete başlayacak?”
Adamlar zaten yeni bir üniversite fikrinden ifrit oluyorlardı ve zaten bu haberleri duyunca küplere biniyorlardı.
Rol icabı açıkça “kurulmaz, kurulamaz” diyemiyorlardı ama daha ileri seviyede itirazlarda bulunduklarını biliyorduk.Baktılar ki, işin şakası filan yok; hükümet Erzurum’a ikinci bir devlet üniversitesi kurulmasını öngören yasayı çıkarttı, bu kez de adına ve yerine itiraz etmeye başladılar.
Aklıevvel bir kamu müdürü, bir süre önce “Üniversitenin adı ne olsun?” sorusu karşısında hızını alamayıp, ya da Erzurum adından nefret ediyor olmasının bir icabı olarak, “Kanuni Sultan Süleyman” olsun demişti. Hatta bu öneriyi yaparken de bıyık altından gülüyordu; nasılsa yeni bir üniversite kurulamaz, bari ben de Bakan Bey’le maytap geçeyim diye düşünmüştü.
Aslında o kamu yöneticisi ki; yalakalık, riyakarlık, dalkavukluk ve el etek öpmekte asla kimseye sıra kaptırmayan bir tiptir. Ama sonuçta feci şekilde yanıldı… O ve O’nun gibilere rağmen, bu şehre ikinci bir devlet üniversitesi kurulması kararı çıktı.
Bazı haber sitelerinde tamamen bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir haber yayımlandı:
“İkinci üniversitenin yeri belli oldu: Aziziye Hastanesi’nin binası ikinci üniversiteye tahsis ediliyor.”
Hem doğru, hem yanlış…
Bu bilgi üzerine zaten saldırmak için tetikte bekleyenlere gün doğdu:
“Bakın işte bu ikinci üniversite bir uydurmadan ibaret, yeni bir üniversite kurmak yerine eski hastane binasında üniversite kurmuş gibi yapacaklar” demeye başladılar.
Oysa hakikat şudur:
Yeni üniversitenin yeri ve kampüsü şekillenene kadar, icap ederse boşalacak olan Aziziye Hastanesi’nin yeri geçici olarak kullanılabilir.
Haber ajansları bu geçici tabirini atıp, “yeni üniversite Aziziye Hastanesi’nde kurulacak” diye yazınca, güzel olan her şeye karşı olanlar hemen yaygara kopardılar.
“Biz demiştik, bu iş fiyaskodur” diye…
Hayır…
AK Parti’yi ister destekleyin ister karşı çıkın…
Bu mesele başka bir şey…
Erzurum’a ikinci bir devlet üniversitesi kuruluyor ve adı ne olursa olsun bu şehrin istikbaline yön verecektir.
Baktılar ki, iş siyasi bir propaganda değil gerçek; bu sefer de, “niye adı teknik üniversite” demeye başladılar.
Hatta bazıları adı ve şekli ne olursa olsun Erzurum’a ikinci bir üniversite kurulmasına karşılar. Bu yüzden de bizim yazdıklarımızla ha bire dalga geçip duruyorlar.
Neyse hiç önemli değil…
Biz bu şehre ikinci bir devlet üniversitesi kurulmasının heyecanını yaşıyoruz ve biliyoruz ki şimdilik geçici olarak şu ya da bu binada hizmet verebilir.
Aslolan bu şehre ikinci bir kamu üniversitesi kuruluyor olmasıdır.
Ankara’da da teknik üniversite var. Niye ona itiraz etmiyorsunuz?
Bir üniversitenin adı teknik olursa, o üniversite olarak kabul edilmez mi?
Bir adam, kötülüğe, çirkinliğe ve kara politikaya programlanmamış olsun; siz ne yaparsanız yapın o karanlık ruhtan ışık çıkaramazsınız…
Soruya bakar mısınız?
“Niçin teknik üniversite?”
Diyelim ki bu yeni üniversitenin adı Erzurum Teknik Üniversitesi olmak yerine “Erzurum Dünya Üniversitesi” olsaydı, bu kez de niçin “dünya” diye soracaklardı ve yine bir kulp takmaya kalkacaklardı.
Onlar istiyor ki, geri kalmış fukara bir şehir olsun Erzurum…
Böylelikle daha rahat sömürebilelim, daha rahat istismar edelim.
Nasılsa bu şehirde sahte kahramanlık prim yapıyor ve nasılsa bu şehirde yalan söylemek geçer akçe…
MİT muhbirlerinin “dava adamı” diye yutturulmaya çalışıldığı bu şehirde, ikinci bir üniversite elbette birilerini rahatsız eder. Çünkü onlar bilir ki, her yeni eğitim kurumu yeni nesillerin uyanması anlamına gelecektir.
Değişen bir şey yok galiba…
1954 yılında Atatürk Üniversitesi Erzurum’a kurulduğunda da bazıları “Din elden gidiyor” yaygarasını koparmışlar.
Ahali sonradan anlamış ki aslında “elden gidiyor” denilen şey, o adamların kartondan şatolarıdır.
Şimdi de benzer bir propaganda başladı. Din elden gidiyor diyemiyorlar, zira bu tez tutmaz. Onun yerine niye adı teknik oldu diyorlar ve bir de yanlış haberlerden hareketle “Bu nasıl üniversite ki hastane odalarında kuruluyor?” biçiminde sorguluyorlar.
Aslında o kafayla bu kafa aynı…
Erzurum fukaralıkta yarışsın, Erzurum cemaat ve tarikatların karargâhı olsun, Erzurum himmete muhtaç insanlar kampı olsun, Erzurum sahte kahramanlara biat edenler dergâhına dönsün, Erzurum mezar taşıyla iftihar etsin ama asla gerçek tarihini bilmesin, Erzurum maraba kültürünün başkenti olsun, Erzurum muhbir ve ihbarcıların zamanı geldiğinde el üstünde taşındığı bir podyum olsun ve onlar istiyor ki, Erzurum hep sürünen bir şehir olsun…
Kim ne derse desin…
Bütün samimiyetimle haykırıyorum:
Erzurum’a ikinci bir üniversite kuruluyor ve bu ikinci üniversite bu şehrin çehresini değiştirmeye namzet olacaktır.
Nasıl ki birinci üniversite yani Atatürk Üniversitesi olmasaydı Erzurum bugün bir köyden farklı olmayacaktıysa, bu ikinci üniversite de kuruluyor olmasaydı Erzurum ileriye dönük hamle yapamayacaktı.
Adı ne olursa olsun, yeri neresi olursa olsun…
Gelinen bu noktanın tek mağlubu, sahte kahramanlardır. Çünkü onların maskeleri artık düştü. Yalan yanlış hikâyelerle artık genç nesilleri avutamayacaklar.
Mehmet ŞENER