İyi ki 2011 var.
Erzurum’un adeta teminatı oldu.
Son birkaç yıldır 2011 sayesinde şehir hizmet görmeye başladı.
*
Hizmet iyi elbette.
Gelen hizmete ‘Gelme deme’ gibi bir düşüncemiz yok.
Olamaz da…
Ama benim üzüntüm şu,
Ya 2011 olmasaydı?
O zaman ne olacaktı?
Yılların hizmetsizlik süreci devam edip gidecek miydi?
*
Bakın kente,
Her kurum hizmet için seferber olmuş,
Altyapıdan üst yapıya kadar bir dizi çalışma var.
Karayolları,
Büyükşehir Belediyesi,
Diğer Belediyeler,
Vs. kurumlar,
Olağanüstü bir çalışma sergiliyor.
İsli kömür bile 2011 aşkına geri çevrildi.
*
Demek ki istenilirse yapılabiliyormuş,
Asfaltın kalitelisi de dökülebiliyor,
Karonun güzeli de dizilebiliyormuş.
Yolar genişletebiliyor,
Kayak merkezine çıkan yol standartlara uygun yapılabiliyormuş…
*
Peki bu güne kadar neden yapılmadı?
Neden gelişen illerde yapılan hizmetler bizde olmadı?
Neden?
*
Ben bunun cevabını şöyle verebiliyorum;
Şu ana kadar her şey tabii cazibesinde yürüyordu.
Ama 2011 bu işi cazibesinden çıkardı.
Ne oldu?
2011 için Ankara devreye girdi.
İlgili bakanlar olsun,
Genel Müdürler olsun,
Üst düzey yetkililer kente gidip- gelmeye başladı.
Denetimler sürdü.
Erzurum’a havadan bakıldı,
Her yöresi didik didik incelendi.
Varoşundan, varoş olmayan yerine kadar tetkikten geçirildi.
Önceleri nazik uyarılar yapıldı,
Bakıldı ki ‘İşler yavaş gidiyor’
Uyarılar biraz daha sertleşti.
Sert uyarılar artık talimata döndü.
Şunu yapın!
Bunu yapın!… Emirler yağmaya başladı…
*
Şimdi şehir şantiye gibi.
Kış geldi, kar yağmak üzere.
İşler hala tamam değil.
Ama buna da şükür….
*
Sanırım bu özellik taşra kentlerinde var.
‘Yap demeden’ yapmıyoruz,
Veya,
Yapamıyoruz,
Veya ufuk meselesi …. Göremiyoruz.
Ya 2011 gibi bir büyük organizasyon olacak,
Ya de birileri kızacak,
Talimat verecek…
Yani,
İlkokul çocukları gibi,
İşte o zaman yapacağız….
Esat Bindesen
Bir yanıt yazın