Hükümet Güneydoğu’da hayvancılığı kalkındıracak. Bunun için düğmeye bastı. “Güneydoğu Anadolu Projesi Eylem Planı” çerçevesinde Güney Doğu’da bulunan 9 il de hayvancılığın geliştirmesi böylece desteklenecek.
Peki Doğu Anadolu Bölgesi ve Erzurum ne olacak?

x

ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik ise Güneydoğu’ya tanınan bu desteğin Erzurum’a neden tanınmadığını sordu.
Ve “Bir zamanların hayvancılık başkenti olan Erzurum neden es geçilmiş” dedi.
Yerinde bir soru,
Yerinde bir itiraz.
Üzerinde durulması,
Ve düşünülmesi gereken bir konu.

x

Doğu Anadolu ve Erzurum Tarım ve Hayvancılıkta son yıllar çok büyük
irtifa kaybetti.
Bu kaybı gidermek,
Özellikle Erzurum’u bölge de tekrar “Hayvancılığın” başkenti haline getirmek
bölge ekonomisi için çok önemli.
Bölge köylüsü,
Hayvan yetiştiricileri için hayvancılığın yeniden canlandırılması gerçekten
hayati bir önem taşımaktadır.

x

Şimdi diyeceksiniz ki,
İyi de, güzel de,
Kim yapacak?
Bölgenin, şehrin kan kaybeden bu sorununu kim Ankara’ya taşıyacak?
Bunun mücadelesini kim verecek?
Güneydoğu’ya sağlanan desteğin Doğu’ya, Erzurum’a tanınmamasının nedenlerini
kim araştıracak?
Kim sorgulayacak?
Çok haklısınız.
ETSO Başkanı en azından konuyu dile getirdi.
Doğu Anadolu Bölgesi ve Erzurum’un kapsam dışı bırakılmasının yanlış
olduğunu, haksızlık yapıldığının altını çizdi.
Hepsi bu kadarla kalmamalı bence.
Güneydoğu bir örnek teşkil etmeli,
Bölgenin siyasetçileri bir araya gelmeli,
Sadece siyasiler değil,
Sivil Toplum kuruluşlarda,
Üniversitelerin konuyla ilgili bölümleri de olaya el koymalıdır.

x

Siyasetçiler niye var?
Sivil toplum kuruluşları niye var?
Şehirlerin valileri,
Tarım ve Hayvancılıkla ilgili bürokratik işlemleri yürüten, yön veren,
Tarım İl Müdürlükleri niye var?
Bu kurum ve kuruluşlar bir koordinasyon biçiminde çalışsalar,
Bir araya gelip sorunları tartışabilseler,
Bölgemiz de,
Şehrimiz, sanıyorum ilgisizlik ve alakasızlığın gazabına uğramamış olur.

x

Gidin inceleyin isterseniz.
Güneydoğu’ya tanınan bu destek planını çıkarmak için insanlar nasıl çaba
göstermişlerdir.
Nasıl gayret etmişlerdir .
Bölgenin, şehirlerinin menfaatlerini kendi menfaatlerinden nasıl üstün tutmuşlardır.
İllerin siyasetçileri TBMM’de nasıl bir araya gelip,
İlgili bakana ve başbakana nasıl etki li olmuşlardır.
O illerin Tarım İl Müdürleri onlarca proje yapıp siyasetçilerinin kapılarını
nasıl çalmıştır,
Nasıl aşındırmıştır.
Afetten,
Selden,
Yağmurdan nasıl faydalanırız diye oturup ne kadar çok düşünmüşlerdir.
Ve biraz daha ilerisini söyleyeyim isterseniz,
Nasıl “Mizansenler” yapmışlardır bir bilseniz.

x

Ya biz de?
Biz de de yanlış rakamlarla,
Doğrucu tavır gösterileriyle,
“Aman bakanlık incinmesin” düşünceleriyle,
Valiye,
Milletvekiline,
Bakana “Nasıl hoş görünürüm” düşünceleriyle işlerimiz geçiştirilmektedir.

Dedim,
Yine diyorum,
Bu şehir ufuklu, becerikli, koltuğuna bağlı olmayan, pratik düşünen idarecilerle
ancak gelişebilir!…