Biz gazetecileri eleştirirken hemen herkes aynı cümleyi kurar “ kardeşim hep olumsuzlukları yazıyorsunuz, bu şehirde hiç mi iyi bir şey olmuyor?” Bu eleştiri kısmen haklı bir eleştiri mesleğin doğası gereği olumsuzluklar olumlu gelişmelerden daha çok yer tutuyor sütunlarımızda.
Size kamuoyunda hak ettiği ilgiyi görmeyen olumlu bir gelişmeyi daha doğrusu dadaşça bir duruş aktarmak istiyorum. Devlet politikası olarak akan her derenin üzerine bir Hidroelektrik santral kuruluyor. Hem de doğa tahrip edilerek, çevre dengesi bozularak yapılan bütün eleştirilere, bölge insanının itirazlarına rağmen. Üretilecek düşük enerji karşılığında, bu santraller doğaya ciddi zarar verecek. Anlayacağınız atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiyor.
HES’lerin tek kazananı müteahhit firmalar. 100 bin TL harcayıp suyun kullanım hakkını alan firmalar, ruhsatla birlikte devletten; “üretilen elektriği ben alacağım” mealinde bir temlik alıyor. Yatırımcı hemen bir devlet bankasına gidip, temliği göstererek kredi istiyor. Devlet’in garantisini gören devletin bankası veriyor krediyi. Geri ödemesi devletin elektrik için ödeyeceği paydan kesiliyor.
6 yılda kredi ödemesi tamamlanıyor. 49 yıllığına suların kullanım hakkını alan yatırımcı 43 yıl kendine çalışıyor. 100 bin TL para ve 6 yıl sabırla trilyonluk bir tesis sahibi oluyor.
Erzurum’un Aziziye ilçesine bağlı Gelinkaya köyünde de bir firma Hidro Elektrik Santral yapmak için imar izni talebiyle İl Genel Meclisine başvurmuştu. Ekim toplantısında çoğunluğunu Ak Partili üyelerin oluşturduğu meclis bu talebi reddederek dadaşça bir duruş sergilemişti.
Bu dadaş duruşu ne yazık ki Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk tarafından veto edilmiş, Meclisin yetkisini aştığını belirten Vali Öztürk, konunun yeniden görüşülmesini istemişti. Vali’nin bu vetosu geri adım attırır diye düşünenler yanıldı. Yeniden gündeme alınan konu 7 Ocakta mecliste görüşüldü ve oy çokluğuyla yine reddedildi.
Erzurum’un gerçek sahibi olan Erzurumlu meclis üyeleri kararlı bir duruş sergiliyor. Çoğunluğunu Ak Partili üyelerin oluşturduğu Meclis hiçbir baskıyı dikkate almadan doğanın tahrip edilmesine karşı duruyor. Çevre bilinci ile hareket ediyor. Memleketlerine sahip çıktıkları ve yaşadıkları topraklara ihanet etmedikleri için bütün meclis üyelerini yürekten kutluyorum.