Üç dönem Erzurum Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan Prof. Dr. Zeki Ertugay, geçtiğimiz gün düzenlediği basın toplantısında, yeniden aday olmayacağını açıkladı.
Aynı zamanda partisinin MKYK üyesi de olan Ertugay’a, bundan sonraki hayatında sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum.
***
Ülke genelinde siyaset adina ciddi hareketlilik yaşıyoruz.
Milletvekili olmayı düşleyen kamu görevlileri, 10 Mart akşamına kadar istifa etti.
Serbest çalışanların adaylık başvurusu ise sürüyor.
***
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AKP) süre bugün (pazartesi) sona eriyor. Diğer partilerde ise aday adaylığı başvuruları yeni başlıyor.
Demem o ki, milletvekili adayı olmayı aklından geçiren çoğu insan, bugün“artık ben yokum” diyen, ya da demeyi başaran Zeki Ertugay’ın yerine geçebilmek, aday olmak, seçilmek ve mebus olmak için inanılmaz mücadeleler veriyor.
***
Ne ilginç değil mi?
Milletvekili olmak!
Yani milletin vekaletini almak, alınan vekaletin hakkını verme anlamında gayret göstermek!
Kolay iş midir sahi?
***
Farklı bir devirde yaşadığımız bir gerçek.
Gün “gösteriş” günü, devir “ye kürküm” devri ya…
Çoğu insan, ele geçirdiği bir imkanı, bir koltuğu, bir makamı kaybetmeme uğruna ne “kıvrak mücadeleler” veriyor.
Görüyor, duyuyor, öğreniyor, hayret ediyorsunuz.
***
Bu ülkede devlet makamlarının “saltanat” olduğunu bilmeyen yok…
Bıraktık devleti…
Adam bir dernekte, cemiyette, muhtarlıkta ve hatta muhtarlık azalığından bile “ödün” vermiyor, koltuğundan kalkmak istemiyor ve hatta “ölene kadar burada oturayım” diyor.
***
İşte insanların koltuklarına “karasakız gibi yapıştığı” bir devirde, Zeki Ertugay kalkıyor ve “Biz aile olarak karar aldık, artık milletvekilliğine aday olmayacağım” diyor.
Diyor ama çoğu kimse bu “samimi söze”, bu “onurlu davranışa”inanmak istemiyor.
Tıpkı, “Eşim hasta. Ben, bundan sonraki hayatımı ailem ile rahat ve huzur içinde geçirmek istiyor, bu yüzden görevden affımı talep ediyorum” diyen ve İzmir’e yerleşen Erzurum Emniyet Müdürü İbrahim Çelik’e inanmadıkları gibi.
***
Şimdilerde her kafadan bir ses çıkıyor.
Böylesi “faziletli davranış”a “alkış tutanı” da var, “oh, iyi ki aday olmadı” diye “zil takıp oynayanı” da…
***
Zeki Ertugay, Atatürk Üniversitesi bünyesinden çıkmış, Ankara’da memleketini belli aralıklarla 3 dönem (2 + 1) temsil etmiş bir insan.
“Üç dönem” öyle küçümsenecek, dudak bükülecek bi süre değil.
Sormak gerekirse eğer…
– Bu kadar yıl içinde Zeki Ertugay’ın bir yolsuzluğu, usulsüzlüğü ya da hırsızlığı olmuş mu?
– Hoca, halkından aldığı emanete ihanet etmiş, Erzurum’un, Erzurum insanının yüzünü kızartmış mı?
Dönüp işin bir de bu tarafına bakmak gerekmez mi?
***
Ama öyle yapmıyoruz biz.
Vur abalıya!
Niye?
“Aday değilim” dediği için!
Ne kadar acımasız ve insafsızca bir yaklaşım.
***
Tamam!
Hakedene, hakettiği dersi vermek gerek.
Ama, “eleştirilecek insanın” cezayı, dışlanmayı haketmesi, emanete ihanet etmesi, arsızlığı, hırsızlığı, uğursuzluğu alışkanlık haline getirmesi koşuluyla.
O vakit vuralım!
Hatta “vurmak” ne kelime, leşini serelim yere!
Yapalım bunu.
Gelecek nesillere “ders verme”, “örnek bir miras bırakma” adına…
Gerçekten yapalım!
***
Yoksa anlamadan, dinlemeden saldırmak…
Alay etmek…
Karşınızdakini hafife alma ve küçük düşürme adına, eleştiriler yapmak…
Kimseye bir şey kazandırmadığı gibi, Zeki Ertugay, ya da onun gibi faziletli adım atan kim varsa ve olacaksa, o insanlara da bir şey kaybettirmez.
***
Erzurumlu’ya düşen, “teşekkür” etmek ve helallik almaktır.
Biz kalktık, böyle gördük.
***
Bişey daha…
Son zamanlarda kendi isteği ile siyasette veda eden…
Bırakın vekilliği, başkanlığı, meclis üyeliğini de…
Muhtarlıkta bile “artık aday değilim” diyenine…
Ya da, yaptığı yanlış bir işten dolayı “özür” dileyip, görevden affını isteyenine rastladınız mı?
Hele zorlayın hafızanızı, bakalım aslen Gaziantep’li olan önceki Emniyet Müdürü İbrahim Çelik’in dışında “bir başka isim” aklınıza gelecek mi?
***
Bu açıdan bakarsak eğer…
Zeki Ertugay’ın yaptıklarının yanında, açtığı “bu anlamlı yol” güzel ve alkışlanacak bir hizmet değil midir acaba?
Hele de “pişkinliğin en geçerli akçe” olarak gözüktüğü günümüz dünyasında!
***
Bana sorarsanız, artık bir milad var orta yerde!
Erzurum için yola çıkan veya çıktıklarını iddia edenler, bundan böyle hizmet affı istemenin, görevden çekilmenin ve hatta istifanın “erdemli bir yol”olduğunu illa ki hatırlayacaklardır.
“Bu kimin sayesinde” derseniz…
Ertugay açmıştır o yolu.
Kutlarım kendisini.
Öztürk Akkök