AK Parti’de aday adaylarının bazıları zannediyor ki, önümüzdeki Pazar günü yapılacak olan oylama, gerçek anlamda bir ön seçim olacak.
Değil…
Bu, sonuç belirleyici bir ön seçim olmayacak.
Başka bir ifadeyle aslında yapılacak bu seçim bir temayül yoklamasıdır.
Başbakan Erdoğan, “Temayül yoklaması da olsa çıkan sonuca itibar edeceğiz” demesine diyor ama bilen biliyor ki, nihai karar parti genel merkezinde verilecek.
Hani bugünlerde moda bir tabir ya “ileri demokrasi”
Gerçekten ileri demokrasilerde, ön seçimler belirleyici olur ve kim sandıktan çıkarsa, parti merkezi onu aday göstermek zorundadır.
Meslek hayatım süresince, hakim nezaretinde yapılan ön seçime bir kez tanık oldum, onu da DYP yapmıştı.
Sonra nasıl bir mahsur gördüyseler, hakim nezaretindeki ön seçim uygulamasına bir daha tevessül bile etmediler.
Tıpkı tercihli sistemde olduğu gibi…
Tam bu noktada denilebilir ki, “Tamam da, ön seçimin yüzde yüz isabetli bir sonuç doğuracağı iddia edilebilir mi?”
Tabii ki kimse böyle bir iddiada bulunamaz. Hele hele de o ön seçim sadece delege katılımıyla yapılmışsa, sonucu ziyadesiyle tartışma yaratabilir.
Gerçek anlamda bir ön seçimin olmazsa olmaz iki koşulu vardır:
1- Hakim nezaretinde olması.
2- Oy kullanacak kişiler delege değil, partiye kayıtlı üyeler olmalıdır.
Tecrübeyle sabittir ki, delege bazında yapılan yoklamalar çoğu kere sancılı sonuçlara yol açmıştır.
Çünkü:
Kimin parası ve siyasi nüfuzu fazla ise yahut da kim vaktiyle o delegeyi kaydetmişse, sonuç da o kişinin istediği doğrultuda çıkıyor. Yani demokrasi adına tabanın iradesi yansımıyor.
Bu yüzdendir ki parti genel başkanları, bu türdeki ön seçimleri yegâne belirleyici olarak kabul etmez. En fazla veri tabanı muamelesi görür…
Fakat beri taraftan parti genel merkezinin de tek belirleyici olması, en azından siyasi rekabet açısından hiç doğru değil.
Orada da mekanizma şöyle işliyor:
Kim parti kurmaylarına ulaşabiliyor ve kim karar vericilere kuvvetli referans götürebiliyorsa, listeye giriyor.
O zaman da feveran kopuyor:
“Tabanın sesine ve tercihine itibar edilmedi”
Hakim nezaretinde ön seçim yapılmadığı sürece, hangi sistemle aday belirlenirse belirlensin, herkesin ittifak etmesi mümkün olmaz.
AK Parti gibi lider eksenli güçlü partilerde, teşkilatlar karar verici olamaz, en fazla yukarıda alınan kararları uygular.
Bu durum Erzurum için de böyledir.
Buna rağmen inanıyorum ki, 12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimlerde, vekil aday listesi belirlenirken, önceki seçimlerde olmadığı kadar temayül yoklaması etkin olacaktır.
Belirleyici, tayin edici değil ama yön gösterici…
Bu sebeple aday adayları Pazar gününe kadar var güçleriyle çalışıp, delegeye kendilerini anlatsınlar.
Zannediyorum ki, bu yoklamada yeterli oy alamayan bir aday adayını kimse yukarıda el üstünde tutmayacaktır.
İtibar görecek olan aday adayları, hem tabandan teveccüh görmüş olmalı hem de parti kurmayları arasında güçlü referansı bulunmalı…
Mehmet Şener