ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek açıkladı:
‘2017’de sona erecek yenileme sonrası içme suyu şişe suyundan daha kaliteli
olacak.’
Ne yenilenecek?
Şehir şebekesi boruları…
Laf aramız da şu anda su kaliteli değil… Öyle mi?
*
Şebeke suyunun sarı renkte akmasının nedeni bakın Sayın Ertek nasıl
açıklıyor;
‘Erzurum’da asıl sıkıntı içme suyu şebekesinin eski olması. Özellikle demir
borulardan nakledilen sularda, demir oranı yüksek çıkıyor. Bu nedenle musluklardan
sarı su akabiliyor’
Şimdi Sayın Ertek demir oranının insan sağlığına zararı yok diyebilir.
İnternetten araştırdım şöyle bir bilgiye ulaştım;
‘Eskimiş tesisatlar ve su depoları sadece zamanla suyun kalitesini bozmakla kalmaz, insan
sağlığı için kalıcı 35 hasarlar içeren ağır metalleri de barındırmaya başlar.’
*
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler kaç defa ‘Şehir şebeke suyumuz temiz’
diyerek beyanat verdi.
Sadece Başkan Küçükler mi?
Sağlık Bakanı Recep Akdağ suya hem temiz dedi, hem de vatandaşın karşısında su içti.
İl Hıfzıssıhha Müdürlüğü açıklama yaptı,
‘Suyu inceledik su temiz’ dedi.
Bilim adamı Nuhi Demircioğlu hocanın başına gelmeyen kalmadı..
Neden?
Su temiz değil dediği için…
*
Başbakan Erzurum’a geldi.
Başbakanı gören vatandaş,
‘Suyumuz temiz değil’ diye bağırdı.
Bir eve giren Başbakan bir bardak su içti, su temiz dedi.
*
Vatandaş bunların hiç birisine inanmadı.
Yerli çeşmelerden hala bugün olmuş evine su taşıyor.
*
Peki Sayın Remzi Ertek Genel Müdürüm,
Bu bilginizi,
Bu beyanatınızı işin öncesinden Sayın Küçüklerle paylaşsaydınız,
İnadı bırakıp,
Koltuğu düşünmeden,
‘Başkanım suyumuz temiz değil. Demir oranı yüksek çıkıyor. Şehir şebekesi
bugün itibariyle içilemez’ deseydiniz.
Ve devam etseydiniz,
‘Şehir şebekesi yenilenmeli. Demir borular sökülüp atılmalı. Bu şekliyle şehre su vermek
yanlış olur. Aksi halde ben görevimi bırakırım’ şeklinde davransaydınız,
Ne Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler vatandaşın karşısına çıkıp,
‘Suyumuz temiz’ diye diretmezdi,
Ne bakan böyle bir beyanat verirdi,
Ne devletin kurumu şirin gözükmezdi,
Ne de Sayın Başbakan yanıltılmış olurdu.
Bilim Adamı Demircioğlu da sıkıntıya girmezdi.
*
Her şeyden önce Başkan Küçükler bu kadar sıkıntıyı çekmezdi!…
Öyle değil mi?
Esat Bindesen
Bir yanıt yazın