Galatasaray’ın Erzurumlu Başkanı Adnan Polat, Pazar günü yapılan Mali Kongre’de ‘idari’ yönden ‘ibra’ edilmeyerek, başkanlık koltuğundan adeta ‘alaşağı’ edildi……
Yıllardır tüm mesaisini hatta ve hatta parasını Galatasaray aşkı için harcayan Polat’ın düştüğü durum gerçekten üzüntü vericiydi. En azından futbolun içerisinde olan hemen herkes ‘böyle gitmemeliydi’ yorumunu yaparak, Sayın Polat’ın başına gelen hadiseye üzüntülerini dile getirdi……
Futbol adamı, futbol için her şeyini ortaya koyan bir ismin yaşadığı bu ‘travma’ya üzülmemek mümkün değil……
Zira, Adnan Polat, resmen iflasın eşiğine gelmiş, futbolcularının ‘makarna’ya talim ettiği, Hakan Şükür, Hasan Şaş ve Ergün Pembe gibi tecrübeli isimlerin genç oyunculara para takviyesi yapar hale geldiği Galatasaray’ı ayağa kaldırmaya başlamış, gerçekten de başarılı bir başkandı……
Kulübün ekonomik yapısını tam düzeltmiş, sportif başarılara konsantre olacağı bir dönemde ‘darbe’ye maruz kaldı……
Galatasaray’ı belki de, yeni bir Avrupa zaferi elde edebileceği bir süreçte indirildi başkanlık koltuğundan……
Türk futbolu adına ve Galatasaray adına açıkçası yazık oldu diyebiliriz……
Futbol açısından baktığınızda durum bu……
Ama bir de olaya Erzurumluluk boyutuyla bakmak istiyorum……
Sayın Polat, Erzurumlu işadamı İbrahim Polat’ın büyük oğlu……
O da Aşkale doğumlu……
Erzurumlu bir işadamı olarak, Erzurum’un takımına olan ilgisizliğine dikkati çekmek istiyorum……
İşte o boyutta konuyu ele aldığımda, en ufak bir üzüntü duymadığımı, bilakis Sayın Polat’ın yaşadıklarından memnuniyet duyduğumu da büyük bir rahatlıkla söylemek istiyorum……
Neden mi?
Çünkü, Sayın Polat, nüfus cüzdanında yazan Erzurum’a bir spor adamı olarak sırtını dönmüş bir isimdir……
Çünkü Erzurumluluk, sadece memleketine dört tane seramik göndermek değildir……
Galatasaraylılık nasıl zor günlerde, elini taşın altına koymak demekse, Erzurumluluk da, memleketinin zor günlerinde elini taşın altına koymak demektir……
Ama Sayın Polat, sadece Galatasaraylı olduğunu ispat edercesine, Erzurumspor’a sırtını döndü……
Tıpkı bir diğer Erzurumlu işadamımız, Fenerbahçe’nin de başkanlığını yapan rahmetli Hasan Özaydınlı gibi……
Sayın Özaydınlı da, 40 milyar lira söz verdiği bir gecenin sabahında, 4 milyar lira vermeyi tercih ederek, ne kadar Erzurumlu olduğunu ortaya koymuştu……
Bırakın Erzurumspor’un son dönemlerde yaşadıklarını, en sükseli döneminde bile Sayın Polat’tan hiçbir zaman destek alınamadı……
Zira onun gündeminde memleketinin takımı değil, Galatasaray vardı……
Yani, Erzurumlu olması, O’nun için bir anlam ifade etmiyordu……
Oysa örnekleri çoktu……
Mesela yine bir Galatasaray yöneticisi olan Rizeli Abdurrahim Albayrak……
Galatasaray’a ne kadar sevdalıysa, bir o kadar da Rizespor’a sevdalı Sayın Albayrak……
Mesela Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım……
Diyarbakırspor ve Düzcespor için yaptıkları ortadadır Sayın Yıldırım’ın……
Beşiktaş’ın efsanevi yöneticileri, Erzurumlu Mete Kılıç ile babasıyla isim benzerliği olan İbrahim Polat’ın Erzurumspor için yaptıkları da hafızalardaki tazeliğini korumaktadır……
Oysa Adnan Polat, futbol şube sorumlusu iken Erzurumspor’a kiraladığı kaleci Atilla’nın kiralama ücretini bile takip edecek kadar Erzurumspor’a ilgisiz ve sevgisizdi……
Sayın Polat, doğduğu toprakların takımına değil, tuttuğu takıma el atmayı tercih etti……
Erzurumspor, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler tarafından kapatılma sürecine sokulduğu, Tefik Özel’lere, Bekir Ilıcalı’lara teslim edildiği dönemlerde, Sayın Polat, Galatasaray’ı kurtarmak için mücadele etmeyi uygun buldu……
Erzurumspor’un efsanevi başkanı Cemal Polat geçtiğimiz günlerde çok net bir şekilde açıklamıştı Adnan Polat’ın söz verdiği halde yapmadıklarını……
Erzurumspor, Naim Hoca’ların, evindeki tüpünü satıp, takımını destekleyen samimi taraftarların, kulübün ekmeğini yemiş, karakterli futbolcuların, teknik adamların dualarını almış bir kulüp……
Kim ki, bu kulübe iyi niyetli davranmaz, eninde sonunda, bunun bedelini ödeyecektir. Bizler buna inanıyoruz……
İşte Adnan Polat……
Parasını, mesaisini, her şeyini harcadığı Galatasaray’da bir kağıt parçası gibi, buruşturulup, Mali Kongre’de resmen bitirildi, kenara atıldı……
Çok da iyi oldu……
Erzurumspor’un halen başkanlığını yapan Coşkun Arslan nakletmişti……
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in daveti üzerine (Sanırım bir milli maç davetiydi) İzmir’e gitmişti Başkan Arslan.
İzmir’de otelde karşılaştığı Adnan Polat’ın yanına sokulan Arslan, “Ben Erzurumspor’un başkanıyım” diye başlayan sözünü bitirmeden, Sayın Polat’tan “Başkan, para isteme, durumlar hiç iyi değil” yanıtını aldığını anlatmıştı……
Doğduğun kentin takımı için yoktu ama Galatasaray için vardı Sayın Polat……
Onun içindir ki, çok mutluyum ve sevinçliyim Polat’ın düştüğü durumdan……
Erzurumspor kapanırken, Galatasaray’a yaptıklarının milyonda birini yapmayan, kılını kıpırdatmayan Polat, en güzel şekilde ödedi bu duyarsızlığının bedelini……
Başbakan Erdoğan’ın Arena Stadyumu’nda yuhalanması nedeniyle yaşadığı sorunları da Erzurumspor’u kullanarak aşmaya çalışan Adnan Polat’ın, Erzurum’da Faruk Özak ve Recep Akdağ’a anlattığı ‘masal’ niteliğindeki senaryoyu da unutmamak gerekiyor.
Güya, Sayın Polat, Erzurumspor için çok mücadele etmişmiş de, Cemal Polat, kulübü siyasete alet ettiği için geri çekilmek zorunda kalmışmış……
Polat MHP’li ya, hükümetin bakanlarına bunu anlatarak, AK Parti’ye, dolayısıyla da Başbakan Erdoğan’a yeniden yakınlaşmayı planlamış anlaşılan……
Ama yemedi……
Tıpkı, Galatasaraylı delegelerin yemediği gibi……
Sayın Polat, siz hiçbir zaman Erzurumspor’u kendinize dert edinmediniz ki……
Sahi Erzurumspor’un Süper Lig’e çıktığı günlerde, Cemal Polat’a, “Yahu ne yaptın be kardeşim, çıkardın takımı bizi de sıkıntıya soktun. Şimdi insanlar benden bir şeyler bekleyecek” sitemini iletecek kadar, moralin bozulmamış mıydı Sayın Polat?
Erzurumspor’a o dönem Boşnak Muzuroviç teknik direktör yapıldığında, Hikmet Karaman’ı, tüm parasını ödemek taahhüdüyle Erzurum’a gönderip, parasını ödemeyen de siz değil miydiniz?
Her neyse çok fazla detaya girmeyelim……
Bilmesi gerekenlerin, gerçek Erzurumspor sevdalıların bildiği şeyler bunlar zaten……
Bu noktada sakın kimse, Palandöken’e yaptırılan Polat Otel’i örnek göstermeye kalkmasın……
O tamamen bir ticari iştir……
Erzurum sevdalılığıyla bir alakası yoktur……
Öyle olsaydı, Palandöken’e tek bir çivi bir çakılmadığı, dağın esamesinin okunmadığı bir dönemde otel yaptıran Murat Dedeman’dan daha iyi bir Erzurumlu olamazdı herhalde……
O’nun adı memleket sevdası olsaydı, Polat Ailesi Erzurum’a otel değil de, seramik fabrikalarından birini yapardı.
Geçiniz bunu, geçiniz……
Her neyse, konuyu fazla dağıtmayalım……
Erzurumspor’un “Ah”ının tuttuğunu, Erzurumspor’a sırt dönen bir kişinin düştüğü bu durumu gördüğüm için çok mutluyum ve sevinçliyim……
Erzurumspor’un kapatılmasına neden olan süreci başlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in de Erzurumspor’un “ah”ından nasipleneceğine olan inancım tazelendiği için çok mutluyum ve sevinçliğim……
“Pazara kadar değil, mezara kadar Erzurumspor’luyuz” diyen sözde ‘Erzurumspor sevdalıları’nın, “Bu da Erzurum takımı” diyerek, Erzurumspor’u satmalarının bedelinin ödeyeceklerine olan hislerimin iyice kuvvetlenmesinden dolayı mutluyum ve sevinçliğim……
Kısacası Erzurumspor’un dibe vurmasına neden olanların teker teker bedel ödeyecek olmalarından dolayı mutluyum ve sevinçliyim……
İnanılmaz bir mutluluk, tarif edilmez bir sevinç içerisindeyim……
Ne güzel söylemiş değil mi İbrahim Hakkı Hazretleri;
Mevla görelim neyler
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
Tabi anlayana…
Orkun Çizmeli