MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » EDİRNE’DE BİR ANIT VE ERZURUM’DA BİR SEMT,ŞÜKRÜ PAŞA…
Feridun Fazıl Özsoy
EDİRNE’DE BİR ANIT VE ERZURUM’DA BİR SEMT,ŞÜKRÜ PAŞA…


Erzurum’da bir semt, Şükrü Paşa…

Erzurum’da yaşayan bir çok insana bu ismi sorsanız, birçoğundu bir anlam çağrıştırmaz…

Edirne’de Mimar Sinan’ın şaheseri Selimiye’nin tam karşısındaki tabyadan Edirne’ye bakan anıt heykeli sorsanız Edirnelilere muhtemelen bir çoğu bilir, Şükrü Paşa’yı…

***

Şükrü Paşa, Erzurumlu Ayabakan ailesinden Kolaağası Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Bey ve Muhsine hanım’ın tek çocukları…

Askeri öğrenim, uzun bir askerlik hayatı, cepheler ve sonra Serhat Şehri Edirne’nin müdafaası için görevlendirme…

“Edirne’yi 40 gün savunacaksın..!” emri veriliyor, tam 155 gün savunuyor…

Bu süre içerisinde ikmal gelmiyor…

Erzak bitiyor ve gün geliyor atlar kesilip halka ve askere dağıtılıyor…

Balkan harbi bütün şiddeti ile devam ediyor.

Osmanlı’ya saldıranlar Avrupa destekli ve donanımlı… Ağızlarından adeta salyalar akarak bütün ırs ve şiddetle Osmanlı’yı yok etme çabası içerisindeler…

Buna karşılık Edirne Müdafii Şükrü Paşa, bütün Avrupa’nın takdir ettiği ve ders niteliğinde müthiş bir kent savunma örneği veriyor…

Gün geliyor, saldırılar hem yakınlaşıyor hem daha da şiddetleniyor.

Şükrü Paşa bakıyor ki ecdat yadigarı eserler yıkılacak ve Edirne artık düşüyor, bütün cephaneyi düşman üzerine boşaltıyor, tüfeklerin mekanizmaları etkisiz hale getiriliyor ve beyaz bayrak çekiliyor.

Mağlup komutan, özenle teslim alınıyor; kılıcı iade ediliyor ve itibar gösterilerek Sofya’ya gönderiliyor…

Düşmanın saygı ile karşıladığı Şükrü Paşa, esaret dönüşü İstanbul’da yetkililer tarafından iyi karşılanmıyor, rütbeleri sökülüyor. Ölümünden sonra büyüklüğü, kahramanlığı takdir edilip Padişahın da takdiri ile büyük bir merasimle İstanbul’da defnediliyor.

***

Edirne’yi müdafaa ederken tabyalarda oluşturduğu savunma hattı için diyor ki; “Düşman hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın, etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam. Kefenim, lifim sabunum çantamdadır. Beni bu mahale gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir abide dikecekler. “

Aradan geçen 100 yıla yakın bir zamanda Edirneliler bu kahramanı unutmadılar ve naşını İstanbul’dan alıp, Edirne’yi savunduğu tabyalara törenle defnettiler ve vasiyeti gereği üzerine abide diktiler…

***

Atatürk Üniversitesi kadirşinaslık göstererek bu kahraman Erzurumlunun hayatını belgesel haline getirdi.

İletişim Fakültesinin okutmanı, meslektaşımız Murat Bulut ve ekibi , büyük çaba harcadı. İletişim Fakültesi Dekanı onlara destek verdi.

Tabii ki en büyük destek de Rektör Prof.Hikmet Koçak’tan…

Tarihe ve insanımıza vefa bu olsa gerek…

 

Feridun Fazıl Özsoy

 

📆 13 Nisan 2011 Çarşamba 15:21   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR