Bu köşenin müdavimleri hatırlayacaktır…
Geçen hafta başındaki yazıma, “Milletvekili adayı olmak için yola çıkanlar açısından bugün final günü. Dananın kuyruğu akşam saatlerinde kopmuş olacak” diyerek giriş yapmış, ardından da görüşlerimi dile getirmeye çalışırken, o günün muhtemel gelişmelerini de önceden (hassasiyetle) okumaya gayret göstermiştim.
Sonuçta 11 Nisan akşamında listeler Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verildi, yani dananın kuyruğu koptu.
***
O gün yazımızı yazarken, kâhin veya müneccim olmadığımızı özellikle belirtmiş, sadece çevrede olup-bitene daha dikkatli gözlerle bakan bir gazeteci olarak, gelişmelere ışık tutmaya çalıştığımızı ifade etmiştik.
Şükür, karavana atmadık!
***
Herkesin kafasını kurcalayan, “Erzurum’da kimler aday olur?” sorusuna saatler öncesinden kapı aralayan Ekspres, AK Parti, MHP ve CHP’deki muhtemel gelişmeleri, yüzde 90’a varan bir isabet yüzdesi ile tahmin başarısı gösterdi.
Örneğin AK Parti listesinde Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Fazilet Dağcı Çığlık ve Muhyettin Aksak’ın yerlerini koruyacağını…
İbrahim Kavaz ile Sadettin Aydın’ın da “çizik yiyeceğini” yazmıştık…
Tahminlerimiz doğru çıktı.
Aslında yazımızın taslağında “çizik yiyecekler” arasına Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt’u da dahil etmiştik.
Sonuçta bizi böylesi bir düşünceye, Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt’un yerine, mensubu bulundukları cemaat tarafından Adnan Yılmaz’ın “monte edildiği” yolunda aldığımız duyum sevketmiş…
Dolayısıyla üç milletvekilinin de (Gülyurt, Kavaz ve Aydın) liste dışı kalacağı ihtimalini açık yüreklilikle yazmıştık.
***
Bir ara, Muzaffer Gülyurt’un aynı zamanda AK Parti MKYK Üyesi oluşu, bizi farklı kaynaklardan da bilgi almaya zorladı, “yanlış yapmayalım ve soralım” istedik.
Hay sormaz olsaydık!
Zira sayın Gülyurt’a “çok yakın” bulduğumuz bir dosta sorup da, aldığımız “Hoca, kesinlikle listede” yanıtı, bizim “yanlış” yorum yapmamıza neden oldu.
Eğer bu hata da olmasaydı, AKP’de “gidenler ve kalanlar” sorusuna verdiğimiz yanıt yüzde 100 isabetle sonuçlanacaktı.
Ne diyelim yani, sağlık olsun…
***
Biraz teselli bulmak gerekirse…
Hani işin içinde “Hocanın üstünü çiziyorlar” deyip, yanılmak da vardı ve öyle bir yanılgı doğrusu hiç de şık düşmezdi.
Böylesi daha güzel oldu. Yanılan, daha doğrusu “yanıltılan” biz olduk ama, en azından Muzaffer Hoca’dan “özür dileme” durumuna düşmedik.
***
Giden üç vekilin yerine gelen üç adaydan Adnan Yılmaz ile gazeteci arkadaşımız İbrahim Aydemir’i tanıyoruz. Tanımadığım bi Cengiz Yavilioğlu…
Umarın sayın Yavilioğlu ile de bir gün tanışma fırsatı bulur, kendisini tanıma ve tanıtma bahtiyarlığı elde ederiz!
***
AK Parti’den yana tercih kullanan ve aday olmayı düşleyen çok sayıda aday adayı vardı.
Mesela bunlardan birisi Ahmet Er, bir başkası Karayolları Bölge Müdürü Mahmut Yıldız idi.
Temayül yoklamasında “en çok” oyu alıp, listenin ilk iki sırasını paylaşan Er ve Yıldız’ın dışında, AK Parti Erzurum İl Başkanı olarak yıllarca hizmet veren Hüseyin Tanfer ve Gençlik Spor İl Müdürü’yken, görevinden istifa edip siyasete atılan Fatih Çintımar ile “Kürt kimlikleri”ni öne çıkartarak “teveccüh” göreceklerini zannedenler, hayalkırıkılığını fazlasıyla yaşayan aday adayları oldular.
***
Ekspres olarak bizi daha çok zorlayan, “git-gel”lere sebebiyet veren ve örseleyen hiç şüphesiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) listesi oldu.
Sonuçta önünüzde 18 ismin yeraldığı bir aday adayı listesi var/dı…
O listeye bakıp da hemen “Listenin ilk sırasına şu isim oturur” diyemiyordunuz, çünkü hem aday adaylarının artı ve eksileri biribirine çok yakındı ve hem de MHP Genel Merkezi’nin Erzurum’a bir “kontenjan aday” göndermesi kuvvetle muhtemeldi.
Görüştüğümüz ve konuştuğumuz çevrelerden edindiğimiz intiba da bu yöndeydi.
Bu kararlılığı farkeden taraf olarak, MHP ile ilgili olarak da geçen hafta şöyle yazmıştık:
***
“MHP, şayet kontenjan kullanmaz da varolan ile yetinme yoluna gider ise ki, bana göre ‘en doğru’ olanı da bu!
O vakit gözler doğal olarak aday adaylarına çevrilir.
Dolayısıyla mevcut listeden Cezmi Polat ile aynı zamanda MKYK Üyesi de olan Prof. Dr. Kamil Aydın ve Uzm. Dr. Rahmi Özkut ismi çarpar göze.
Listenin ilk sırası için ‘şanslı’ sayılabilecek isimlerdir bunlar.
Listenin ikinci sırası için mesela Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak, biçilmiş bir kaftan. Tabi bu arada eski İl Başkanı Ertürk Çimen’i de unutmamak gerekir.”
***
Akşam, yani “dananın kuyruğunun koptuğu saatlerde”, MHP’nin Erzurum’dan listenin ilk sırasına Oktay Öztürk’ü yerleştirdiği bilgisi ulaştı haber merkezlerine.
Bu haber belki çoğu MHP’lide “burukluk” yaşatmıştı, ama “yanılgı” sözkonusu değildi.
Yanılgı daha çok kontenjan adayın varlığından ziyade, diğer aday adayları ile ilgiliydi.
***
Hele üç isim vardı ki, tam bir düşkırıklığıydı…
Bunlardan ilk ikisi Cezmi Polat ile Uzm. Dr. Rahmi Özkut’du.
Sonuçta ne Cezmi Polat, ne de Rahmi Özkut liseteye bile giremezken, üçüncü kötü sürpriz de listenin 5’inci sırasında kendisine yer verilen Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak adına yapılmıştı.
Listenin açıklanmasıyla birlikte ciddi bir sarsıntı geçiren Budak, bu şoka daha fazla katlanamadı ve hafta içinde yaptığı açıklama ile adaylıktan çekildiğini duyurdu.
Fevzi Hoca’nın yeri beşincilik değildi, hem de hiç değildi. Kabul.
O olumsuzluğu gidermenin yolu yoktu belki ama, istifa veya “ricat” da değildi.
Anlayacağınız yanlışı, bir başka yanlış telafi etmiyor maalesef.
***
Geliyorum Cumhuriyet Halk Partisi’ne…
CHP Erzurum İl Örgütü bugünlerde “cadı kazanı” gibi fokur fokur kaynıyor.
Bu sarsıntı, hiç şüphesiz Ahmet Palandöken’in aday gösterilmesinden kaynaklanıyor.
İl eski Başkanı Av. Tuncer Aktaş’ın yerine, Ahmet Palandöken’in aday gösterildiğini geçen hafta ilk duyuran gazete Ekspres olmuştu.
***
Bir zamanlar Anavatan Partisi’nde siyaset yapan, fötr şapkalı ve şık giyimli hali ile karizma bir görüntü veren Tekmanlı Mustafa Palandöken’in oğlu Ahmet Palandöken’in CHP’nin ilk sırasından aday gösterilmesi, Erzurum İl Örgütü’nde deprem etkisi yaptı.
Hafta içi istifalar ardı ardına gelmeye başladı ve sonunda partinin içi tamamen boşaldı.
Bir gün önce Ahmet Palandöken hakkında iltifat niteliğinde açıklamalar yapan İl Başkanı Hasan Çiloğlu’nun, bir gün sonra “istifa ediyorum” demesi, siyasi çevrelerde hayli yankı yaptı ve “ilginç” bulundu.
Belki bu ikilemle ilgili olarak sayın Hasan Çiloğlu’nun söyleyecekleri vardır.
Konuşmak isterse şayet, söyleyeceklerine kulak vermeye hazır olduğumuzu bilmesini isterim.
***
“CHP’de bundan sonra ne olur” derseniz!
CHP genel merkezi, bugün-yarın yeni bir ismi il başkanı olarak görevlendirebilir.
Kim bilir belki de, önümüzdeki günlerde Erzurum’a gelmesi ve geniş katılımlı bir toplantı yapması beklenilen Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yeni yönetimi burada açıklar.
Bekleyip, göreceğiz.
***
Geçtiğimiz hafta açıklanan aday listesiyle birlikte çalkalanan partilerde, sular giderek durulmaya başlıyor.
Bu hafta Ankara’da başlayıp, illere yayılacak tanıtım toplantıları var.
Aday tanıtımlarıyla birlikte propoganda dönemi de başlamış olacak.
12 Haziran gününe kadar sürecek propoganda döneminde işi “en kolay” olanı AK Parti.
AKP, sadece “son 10 dakikası oynanacak bir maça” kimilerine göre 3, kimilerine göre de 4-0 önde başlıyor.
Kalan süre içinde hiçbir siyasi rakibin beraberliği yakalaması ve maçı 3-3’e getirmesi mümkün gözükmüyor.
***
Bugünden sonra AK Parti’nin rakipleri, makasın ağzının daha da açılmaması adına gayret gösterecek.
İktidar partisinin hedefi maçı “sıfıra karşı”, bu olmaz ise, en çok “bir” kayıpla kazanmak.
Maçın “sıfıra karşı” kazanılmasını “zayıf” bir ihtimal olarak görüyorum.
AK Parti listesinin 6’ıncı sırasından aday gösterilen gazeteci arkadaşımız İbrahim Aydemir’in seçilme adına büyük bir performans sergileyeceğinden eminim.
Ama İbrahim’in bu performansı yeterli olur mu, bilemem.
***
Çünkü, listeler, İbrahim Aydemir adına belli birtakım olumsuzlukları beraberinde getirdi.
Örneğin AK Parti’nin “Kürt kökenli” bir adayı yok. AK Parti’nin, Oltu, Olur, Şenkaya, Tortum, Narman, Uzundere Bölgesi’ni temsilen bir adayı da bulunmuyor.
Bu bölgelerde, sırf bu yüzden ciddi bir burukluk oluşmuş durumda. Tüm bu olumsuzluklar, Güney’den gösterilen bağımsız adayın işini kolaylaştıracağa benziyor.
Köken itibarı ile Tekmanlı olan CHP Adayı Ahmet Palandöken’de Güney kökenli aday eksikliğini, “orada ben varım” diyerek, kendi lehine avantaja dönüştürebilir.
***
Aynı şekilde MHP’li adaylar da, kendilerine oy verecek tabanın bulunduğu Kuzey ilçelerinde destek arayışına girebilirler.
Bu noktada başta Oktay Öztürk ile Prof. Dr. Kamil Aydın olmak üzere Ertürk Çimen ve diğer adaylara büyük görev düşmektedir.
Yormadan ve yorulmak nedir bilmeden koşmak ve koşuşturmaları şartıyla…
Sanırım bunların hepsi birer yol ve bu yollar da seçim sürecinde illa ki, denenecektir.
***
“Peki, kazanan kim olacaktır?” derseniz!
Bu sorunun cevabı ortada değil mi?
Erzurum’da seçimi şimdiden kazanan tek isim Adnan Yılmaz’dır.
Yadırgamayın sakın!
***
Çok eskilerden tanıdığım, siyasete oldum olası sıcak ve sempatik bir gözle bakan Adnan Yılmaz, Erzurum’da seçimlerin bir değil, hem de birkaç yönüyle “kesin galibidir.”
Kim ne derse desin, nasıl bakarsa baksın veya ne yazarsa yazsın, her şeyden önce, aralarında müdürlerin, genel müdürlerin, parti yöneticilerinin ve işadamlarının bulunduğu 124 kişiyi geride bırakmış ve aday listesinin 2’nci sırasına yerleşmiş bir isimdir Adnan Yılmaz.
Falan filan, şu bu yok, o var artık.
AK Parti’de listenin ikinci sırasından aday olmak demek, milletvekilliğini tapusu ile elde etmek demektir ki…
Sayın Yılmaz o tapuyu 12 Haziran’dan çok çok öncelerde, 11 Nisan akşamından itibaren eline almış ve o günden beri de “mebus gibi” izzet ve ikram görmeye başlamıştır.
Kimse kıskanmasın…
Kutlarım kendisini.
Öztürk Akkök
sayın yazar,
belliki akp ile ilgili bilgi kaynaklarınız gerçekten güçlü, bir yazar için önemli olan bu durum için sizi tebrik ederim ancak yine belli ki mhp ile ilgili bilgi kaynaklarınızı gözden geçirmeniz gerek, zira her 2 yazınızdaki aktardığınız bilgi ve öngürülerin tamamı yanlış…
sayın yazar öncelikle internet ortamında teşkilatlara yaptırılan temayül yoklamasının sonuçlarına bir gazeteci olarak ulaşmaya çalışın, bu sonuçlar sizin belliki tanımadığınız, önemsemediğiniz bazı değerli adaylara ildeki, tabandaki ilgiyi yansıtacaktır, sayın oktay öztürk’lü ve öztürksüz 2 ayrı listenin genel merkezce değerlendirildiği ve bu iki listenin birbirlerinden tamamen farklı olduğunu, sizin ismini telafuz etmediklerinizin öztürksüz listede ön sıralarda olduğunu göreceksiniz, sizin öngörülerinizin tamamen dışında bir liste olduğunu farkedeceksiniz, öztürklü listede biryerlere yazılıp seçim sürecinde yıpranma durumundan korunan dolayısıyla yazılmayan isimlere ulaşacaksınız, gazetecisiniz buyrun araştırın, ancak birşeyleri paylaşmak sadece bu süreçte mhp ye zarar verecektir, duyarlı olacağınız ümidiyle…
not: sayın yazar mail adresiniz olmadığı için buradan yazma durumunda kaldım, yazım listeye eleştirel bir yaklaşım değildir, oktay öztürke tam destek olmak başımızın üstünde taşımak her ülkücünün asli görevidir, sadece mhp ile ilgili bilgi kaynaklarınızı gözden geçirin derim, hepsi budur, sevgiyle selametle…