Bir saat süren canlı yayında Erzurum’u konuştuk. Yüzlerce yerel televizyona yayın servisi yapan bir seçkin kanalda, Erzurum’u konuşmak güzeldi, Erzurum’u bir Erzurumlu programcıyla konuşmak daha da güzeldi.
TRT Anadolu’da değerli dostum Selahattin Şener’in hazırlayıp sunduğu Anadolu Gündemi programına ENER’İ temsilen konuk oldum.
Bir saat süren canlı yayında Erzurum’u konuştuk. Yüzlerce yerel televizyona yayın servisi yapan bir seçkin kanalda, Erzurum’u konuşmak güzeldi, Erzurum’u bir Erzurumlu programcıyla konuşmak daha da güzeldi.
Selahattin ŞENER’İN, mesleki becerisinden süzülüp gelen sorularının her biri önemliydi. Ancak ‘Doğu Anadolu ve Erzurum’un şu anki ekonomik tablosunu ve geleceğe yönelik hedeflerini irdeleyen sorusu elbette şehrin yoğunlaşması gereken ana ekseni ifade ediyor.
Erzurum nasıl kalkınacak? Öncelikli hedefleri ne olacak? Bu soruların cevabını yıllardır birlikte arıyoruz. Şehrin düşünen beyinlerinin her sohbetinde bu konu temel gündemi teşkil ediyor.
Şehir önderlerinin yıllardır yoğurup şekillendirdiği kalkınma manifestosunun temel taşları nedir diye sorsanız, verilecek cevap şudur: Kış turizmi, Sağlık, Eğitim ve Hayvancılık…
2011 Üniversiteler Arası Kış oyunlarının şehrimizde yapılmasıyla Kış Turizminde sıçranma yaşandı. Sektör önemli tesislere kavuştu, büyük yatırımlar yapıldı.
Daha da önemlisi ‘bu iş Erzurum’da olur’ anlayışı ülke içinde ve dış dünyada yerleşti. Erzurum, dünya kış turizmi ailesinin birinci sınıf üyesi oldu.
Erzurum’un sağlık merkezi olması konusunda Sağlık Bakanı Recep Akdağ, büyük emekler verdi, sağlık alt yapısında önemli adımlar atıldı.
Bölge hastanesi fiziki koşullar bakımından sayılı merkezler arasına girdi.
Üniversite hastanesi tesis ve hekimlik düzeyi bakımından aşama kaydetti. Organ naklinde iddialı hale geldi.
Erzurum’da sağlık kenti kurulması kararlaştırıldı. Bölgenin uluslar arası boyutta ileri sağlık merkezi olmasında bu proje hayati önem taşıyor. Bu gerçekten çok önemli projeleri, daha önce ısrarla önerdiğimiz ‘İngilizce Tıp Fakültesinin’ bir an önce açılması taçlandıracaktır.
Erzurum, ‘üniversite şehri’ olma yolunda da büyük adımlar attı. İkinci üniversite yasası çıktı. Teknik Üniversitenin iyi bir teşkilatlanma ve çağdaş bölümlerin açılmasıyla ‘Bilim ve Teknoloji Üssü’ olması mümkündür. Vakıf üniversiteleri de inşallah yakında devreye girecek.
SIRA TARIM VE HAYVANCILIKTA
Türkiye’nin, hayvancılıkta “Devrimsel Dönüşüm Projesi” uygulamanın merkezinin de Erzurum olması gerektiğini savunuyoruz.
Tarım ve hayvancılıkta sağlanan iyileştirmeler var. Yem bitkilerinin ve süt hayvancılığı teşvik ediliyor, kredi desteği sağlanıyor. Tesisleşme yolunda önemli adımların atıldığını gözlemliyoruz.
Bu çalışmaların ‘Sektörü ve Türkiye Hayvancılığını Şaha kaldıracak’ bir atılıma dönüşmesinin yolu ‘Erzurum’dan’ geçiyor. Erzurum ve bütünüyle Doğu Anadolu, hayvancılık alanında Ortadoğu ve Avrasya’nın HOLLANDASI olmaya elverişlidir.
Erzurum ve Doğu, hava demiryolu ulaşımı merkezi olma yolunda. Tiflis Demiryolu ve Hızlı Tren projelerinin gerçekleşmesiyle ERZURUM 21.Asrın İPEKYOLU merkezi olacaktır.
Bu avantaj ve imkânları bir araya getirdiğimizde ERZURUM’UN ORTADOĞU VE AVRASYANIN ET, SÜT, BAL MERKEZİ, OLAYI SLOGANLAŞTIRMA AMAÇLI SÖYLÜYORUM, HOLLANDASI OLMASI işten bile değil.
Hayvancılık ve ileri teknoloji destekli bağlı sanayi, organik tarım, Erzurum’un hala en temel kalkınma ve zenginleşme dinamiğidir. Bu alanda yapılacak sıçrama, gelirin, refahın geniş kitlelere yayılmasına imkân verecektir. Üretim kaynaklı zenginlik yaratımını mümkün kılacaktır.
Bunun modeli, KIŞ TURİZMİNDE UYGULANAN 2011 modelidir… Yani, politika tespiti ve tesisleşmeyi doğrudan Hükümet yönlendirmeli, projenin arkasında Sayın Başbakan durmalı.
Biz, TRT Anadolu’nun canlı yayınında bunları konuştuk, tıpkı yüksek bürokratların, siyasetçilerin da her fırsat ve ortamda konuştukları gibi… Konuşmaya, tartışmaya devam edelim ki ‘yeterli toplumsal talep oluşsun’ ve siyaset meseleye el koysun!
Vahdet Nafiz Aksu
Bu olsa olsa sadece guzel bir temenni olabilir. Slogandan oteye geçemez. Sayin yazar çok iyimser belli ki. Acaba hiç Hollanda’yi gidip gormus mu? Tarim ve hayvancilik nasil bu Ulke’de yerinde tespitler yapmis mi? Bizler kendimizi hep dev aynasinda goruyoruz ve hep kaybimiz bundandir bilmiyoruz. Turkiye’nin geneline baktigimiz zaman hayvanciligin gerilemis oldugunu, hatta Avrupa’dan hayvan, Yunanistan’dan pamuk v.s ithâl edildigini hepimiz biliyoruz. Esit paylasimin olmadigi, kredilerin hakça dagitilmadigi ulkemizde ve dolayisiyla Erzurum’da, ne çiftçi çiftçi gibi kalkinacak, ne hayvancilik gerektigi gibi olacak, nede kis sporlarindan planli sekilde yararlanilacak. Ulke’mizde herseyin oluruna birakildigi bir ortamda, Erzurum’da boyle bir olaydan bahsetmek fazla hayâlcilik olur. Erzurum’da akil adamlari fikir uretirken hep masa basinda konusur, memleketi kurtarirlar ama sira uygulamaya geldi mi hiç biri hiç bir yerde gorunmezler. Butun fikirler havada kalir, olacagi varsa da hiç biri olmaz. Gerçeklesmesi mumkun olmayacak hayâller kurarsak tepe ustu yere çakilir, hep hûsrana ugrariz. Isin ilk once maddi temeline bakilmalidir. Hollanda’da egitim en ust duzeydedir. Paylasimlar arasinda uçurum yoktur. Butun olaylar planli ve programli yurur. Bizim etimiz ne budumuz ne? Yapabileceklerimiz olçusunde hayâller kuralim. Olmayacak dûa’ya amin demeyelim…
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France