Muhakkak sizin de dikkatinizi çekmiştir; şu sıralar Erzurum’un en popüler muhiti Mahallebaşı!
Vekil adayları adeta birbirleriyle yarışırcasına, “Mahallebaşı çıkarması” yapıyorlar!
Hem de öyle böyle değil…
Bu “ani” ve “aşırı” ilgi karşısında hayli şaşıran Mahallebaşı sakinleri, şimdi kendi kendilerine sorup duruyorlar:
“Politikacılar, Mahallebaşı diye bir yer olduğunu acaba seçim nedeniyle mi fark ettiler?”Bilmiyoruz… Lâkin manzara son derece güzel… Zaman zaman, kendilerini “ötekileşmiş” hissine kaptıran Mahallebaşı ahalisi, haklı sitemlerde bulunurdu:
“Neden kimse gelip gitmiyor, neden kamu hizmetleri Mahallebaşı’ndan esirgeniyor?”
Aslında bu yönde sistemli veya bilinçli bir politika veya uygulama yok. Fakat zaman içinde şehrin hep Batı’ya doğru büyümesi yüzünden, Mahallebaşı, Gölbaşı ve Gülahmet gibi semtler ciddi bir ihmale uğradı. Hatta genç kuşaklar bu ihmali “dışlanma” şeklinde yorumladı.
Büsbütün haksız da sayılmazlar…
Öyle ya Mahallebaşı yıllardan bu yana sanki Erzurum’un bir parçası değilmiş gibi yok sayıldı.
Kimse kimseyi kandırmasın; vaktiyle bu vahim hata işlendi ve meselenin ciddiyeti kavranamadı.
Neyse ki hata fark edildi ve şimdi iktidar-muhalefet herkes, yeniden Mahallebaşı’na projektör tutmaya başladı ve öyle uzaktan bakıp geçmek yerine içine giriliyor.
Dileğimiz bu yeni anlayışın, seçimden ibaret olmamasıdır…
Baksanıza Büyükşehir Belediyesi eski itfaiye müdürlüğünün yerine çok amaçlı bir hizmet binası inşa etmek için kazma vurdu.
Süt mamulleri üretilecek, satış mağazaları açılacak ve büyük bir kültür merkezi kurulacak…
Başkan Ahmet Küçükler neredeyse Mahallebaşı’nı ikinci adresi haline getirdi. Bir ayağı sürekli orada…
Aynı şekilde vekil adayları ve ilçe belediye başkanları da Mahallebaşı’ndan uzak kalmıyorlar.
İşte dün de Sağlık Bakanı Recep Akdağ gitti ve de hiç kimsenin görmediği büyük bir ilgiyle karşılandı.
Üstelik de elinde sigara olduğu halde, konuşmak isteyen bir vatandaşa çıkıştı ve bir muhtara da nazikçe uyarıda bulundu.
Akşam da ev sohbetine katıldı.
Bu adım, gerçekten herkesin ihtiyaç duyduğu bir hamledir. Çünkü orada yaşayan insanlar, bazı kesimlerin manzarayı istismarı yüzünden, bazen farklı düşüncelere kapılıp sisteme, devlete ve politikacıya küsüyordu.
Geçici olmamak kaydıyla Mahallebaşı ve benzer semtler yöneticiler ve politikacılar tarafından kucaklanıp, orada yaşayan insanlara “öteki” olmadığı duygusu kuvvetlice aşılanmalıdır.
En önemlisi de, bu semtlere adam gibi kamu hizmeti götürülmesidir.
“Sizi seviyoruz, sizi öteki olarak görmüyoruz” gibi ifadelerin, şayet içerisi doldurulamaz ise, hamaset olmaktan öteye gitmez…
Mahallebaşı’nı kaşıyıp, istismar malzemesi yapmak isteyenlere karşı, güçlü bir irade sergilenecekse -ki, devlet buna mecburdur- her kesimin kendini yeniden gözden geçirmesi gerekir.
AK Parti adayları gibi, MHP ve CHP adayları da Mahallebaşı’nda vatandaşın arasına karışıp, maskesiz bir şekilde samimi sohbetler yapıyorlar.
Bu tablonun aynısını bürokratlar da yapmalı, sivil toplum mensupları da…
“Devlet gitsin” demek, çok ucuz bir yaklaşım olur.
Herkes; siz, biz, hepimiz gitmeliyiz… Bir zamanların en renkli semti olan Mahallebaşı’nın, yalnızca seçimden seçime değil de, her zaman değerli olduğunu fiilen göstermeliyiz…
Bazıları Erzurum’u Cumhuriyet Caddesi’nden veya şimdiki moda anlayışla AVM’den ibaret sanıyor ya, bu yanlıştan behemehal vazgeçilmelidir.
Erzurum’un huzurlu, güvenli ve kalkınmış bir şehir olmasının yolu, hizmet noktasında yılların ihmaline uğramış semtlerin kucaklanmasından geçer…
Bu sebeple, (seçim nedeniyle olmaması kaydıyla) siyasetçilerin ve belediye başkanlarının Mahallebaşı’na gösterdikleri ilgi anlamlıdır; altı çizilmeye değer bir gelişmedir.
Sağlık Bakanı Akdağ gibi, halk tarafından çok sevilen bir politikacının Mahallebaşı’nı kucaklaması, vatandaşlarla tek tek ilgilenmesi, bir anda olmasa bile zaman içinde tüm kırgınlıkları ve küskünlükleri ortadan kaldırabilir.
Yeter ki, arkası gelsin; yeter ki kamu hizmet götürsün…
Mehmet Şener