Önce kendi kendilerine “demokratik özerklik” ilan ettiler, ardından da Silvan’da 13 Mehmetcik’e kıydılar.
Sonra da timsah gözyaşı akıtarak, nasıl üzgün olduklarını söylediler.
Yerseniz eğer……
Fakat aba altından sopa göstermekten de geri durmuyorlar:
“Biz barış istiyoruz; devlet buna yanaşmazsa olacaklardan sorumlu değiliz”Çirkinlik ve alçaklık hiç bu kadar çukur olmamıştı……
“Bu işin arkasında bir hinlik var; PKK’nın siyasi kanadı gibi faaliyet gösteren o partinin durup dururken ateşkes istemesi, barıştan, demokrasiden, insan haklarından söz etmesi hayra alamet değildir” demiştik geçen hafta… Bunu söylerken ne kehanette bulunduk ne de fal açtık. Ortada bir oyun var; bütün mesele bu oyunu iyi okuyabilmek ve kimi oyuncuların uzun vadede ne planladıklarını görebilmektir. Geçmiş bir yana sadece geçen hafta 13 güvenlik görevlimizin şehit edilmesi, yalnızca şehit yakınları veya güvenlik birimlerinde değil, toplumun hemen her kesiminde, tahmin edilenden çok daha büyük bir tepki topladı.
Bölücü PKK’nın geleceğini kurgulayan Batı, gidişatın hem PKK hem de içerideki uzantıları aleyhine olduğunu görünce, bir çıkış yolu aramaya koyuldular. Artık herkes biliyor ki, bu çıkış yolu, kanlı terör örgütüne ateşkes yaptırıp, ardından da genel af için kamuoyu oluşturmaktır!
Bu tezgahı bir bakışta anlayanların yanısıra, bir de sözkonusu partinin ateşkes çağrısını “çok olumlu bir adım” olarak gören sazanlar da var. Hem bu sazanların bazıları öyle az buz adamlar da değil. Gerçi onlar, işi çözemedikleri için bu sahte barış çıkışlarını destekliyor değiller. Onlar, “Beyaz Türk” olmalarına rağmen, birer gönüllü PKK savunucularıdır. Kendilerine sorarsanız uzatılan bu sahte barış elini, daha fazla kan akmaması için desteklediklerini söyleyecekler. Ama bilin ki, bu doğru değil. Akan kan onlardan akmadığı gibi, gerçekte onlar bu kanın üzerinden hem ticaret hem de siyaset yapmaktalar.
PKK, geçen hafta Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde askerimize pusu kurup kahbece saldırdı. Ateşkesten, barıştan, kardeşlerin haklarından, demokrasiden söz eden kimi aklı evveller, bölücü örgütün bu eyleminin de arkasında başka adresler arayıp durdular. Açıkça yazıp çizemiyorlar ama bu alçak pusunun aslında bölücü örgüt tarafından atılmadığını demeye getirenler var. Güya, kanlı örgütün ateşkes yapma isteği, Güneydoğu’da resmi güçlerce engellenmek isteniyormuş!
Bu yalan ve oyuna kimileri bilmeden alet olurken, bir kısım bozuk ayarlılar var ki onlar, işin propaganda kısmına gönüllü soyunup, her olumsuzluğu devletin aleyhine yazmaya çalışıyorlar.
Son günlerde Avrupa’da çıkan kimi yayınlarda da ilginç iddialar yazılıp çiziliyor: Kanlı PKK’nın silahlı eylemi noktalamak için ciddi bir çaba harcamasına karşın Türk Ordusu’nun bunu istemediği dile getirilerek, “Bakın biz savaşmak istemiyoruz ama onlar illa da kan aksıyor diyorlar” deniliyor.
Bereket bu ülkede her türlü oyunu iyi okuyabilen kesimler var da, Batı’nın ayak oyunlarına gelip, kanlı örgütün tuzağına düşmüyor.
Bu savaşı Türkiye başlatmadı, ama Türkiye bitirecektir.
Ne Güneydoğu’da ne de ülkenin başka bir yerinde, Kürt vatandaşlarımız bölücü PKK’nın tuzağına düşmedi. Bu gerçeği bir türlü hazmedemeyen örgüt liderleri, başta şiddet olmak üzere her yolu denediler bugüne kadar sırf Kürt halkını yanlarına çekmek adına… Fakat nafile, aklı başında hiçbir Kürt, PKK’nın bir hak arayışçısı ve demokrasi mücadelecisi olduğuna inanmadı. Bilakis PKK’nın Batı tarafından kullanılan ucuz bir tetikçi olduğu gerçeği her geçen gün giderek yaygınlaşan bir anlayış halini aldı.
Dün bazı gazetelerde, PKK’ya yapılan ateşkes çağrısının yerinde bir adım olduğunun altı çizilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de, doğabilecek olumlu bir ortama karşı çıkmaması gerektiği telkin ediliyordu.
Düşündüklerini, daha doğrusu istediklerini açıkça yazamadıkları için lafı evirip çeviriyorlar. Devlet, bedeli ağır da olsa ne dün ne bugün ne de yarın teröre ve isyana pirim vermez.
Çünkü artık hepimiz gördük ki, insani bir yaklaşım arkasından başka oyunları önünüze seriyor. Türkiye üzerine türlü hesaplar yapan ve en nihayetinde de bölmek isteyenler, PKK ile işleri bittiğinde başka bir senaryoyu sahneleyeceklerdir.
Bunu görmemek için kötü niyetli değilseniz, son derece safsınız demektir.
Mehmet Şener