Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ayağının tozu ile sınır bölgelerini gezmesinin ardından
Hainler, iğrenç bir şekilde önceki gün Çukurca’da kan kustu, ulusumuzu yasa boğdu
Çukurca’dan gelen şehit haberleriyle sarsıldık, önceki gün, bu acının tarifi yok
Ateş düştüğü yeri yakar derler ya bu ateş şimdi hepimizin yürüklerine düştü.
Evlatlarını şehit veren annelerin acısını düşündükçe PKK’ya lanet üstüne lanet yağdırası geliyor insanın
PKK’lı teröristlerin bu gece Hakkari’nin Çukurca İlçesi’nde düzenlediği saldırıda 24 asker şehit düşüp 19 asker yaralanırken, bu saldırı Türkiye’de teröre en fazla şehit verilen çatışmalardan biri oldu.
Habur’da teslim olan hainlerin yıldönümüne dikkat çekmek istiyorum…
Bugün 19 Ekim 2009 yani PKK’nın Habur’da teslim oluşunun kanlı yıldönümü
19 Ekim 2009 tarihinde PKK’lı bir grup Habur’dan Türkiye’ye giriş yapmıştı. Ortaya çıkan görüntüler büyük tepki çekmişti.
25 Ekim 1993: Yer: Erzurum’un Çat ilçesine bağlı Yavi beldesi, 30 Ekim 1993 Yer: Pasinler Çiçekli Köyü…
Baskını düzenleyen caniler, evlerinden silah zoruyla aldıkları vatandaşları bir kahvehaneye toplayarak PKK lehinde propaganda yaptıkları, daha sonra otomatik silahlarla taradıkları bildirildi. Saldırıda, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 35 kişi öldü, 50 kadar kişi de yaralandı. Teröristler, evleri de ateşe verdikten sonra kaçtı o hainler…,
Yine aynı caniler, Bingöl’de 24 Mayıs 1993 tarihinde dağıtıma giden sivil kıyafetli ve silahsız 33 asker PKK’lı teröristlerce şehit edilmişti.
Terör örgütü PKK’nın bundan önce düzenlediği en fazla şehit verilen saldırı 29 Eylül 1992 gecesi düzenlenmişti. Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Derecik Karakolu’na yapılan saldırıda 28 asker şehit düşmüş,15 Mayıs 1992 tarihinde Şırnak’taki Uludere İlçesi Taşdelen Karakolu’na 600 kişilik grupla baskın yapan teröristler 27 eri şehit etmiş, 40 terörist ölü ele geçirilmişti.
Ülke olarak içimiz kan ağladı. Şehit kanının aktığı bu ortamda serinkanlılığımızı muhafaza etmek çok zor ama
Erzurum’a bakıyorum, gençlerimiz; “vatanın bölünmez bütünlüğü” anlayışıyla büyümüşler… Bu “bilgi”yi, hayatlarının şifresi yapmışlar…
Ama şunu ifade etmek istiyorum terörün en büyük tuzağı toplumsal provokasyon, kışkırtma, meydanlardaki provokatörlere fırsat vermeyelim.
Gençlere adres verilerek, ‘Yürüyelim….’ Deniyor ? nereye Kuzey Irak’a mı yürüyorsun
Dün, Şehidimiz Piyade Onbaşı Mesut Kazanç’ın cenaze töreni için Yakutiye ve Lalapaşa Camiinde toplanan Dadaşlar, şanlı bayrağımızı eline alarak dalgalandıran, PKK’yı telin eden geleceğimizin Mehmetçikleri…
Cumhuriyet Caddesinde toplanan büyük ağabeyiler, ‘Provokasyon fırsatçılarına’ fırsat vermediğine bir kez daha tanık olduk…
NAİM HOCA’DAN ,’CASUSLARIN OYUNUNA ALET OLİRSİZ’…
10 yıl önce 31 Ekim 1993 günü akşamında 10 binden fazla Erzurum’lu teröre lanet yağdırarak sokağa dökülmüş, doğu kökenli vatandaşların yoğun olarak bulunduğu Mahallebaşı semtine yürüyüşe geçmişti.
Vali, rahmetli Oğuz Berberoğlu beraberinde 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Doğu Aktulga olduğu halde megafonla öfkeli kalabalığı yatıştırmaya çalışıyor ama başarılı olamıyordu.
Öfkeli kalabalık bir sel gibi Cumhuriyet Caddesi’nden Mahallebaşı semtine doğru ‘Hükümet istifa”, “Kahrolsun PKK”,”Ordu millet el ele” sloganı atarak yürüyordu.
Polis önemli kavşaklarda panzerler eşliğinde barikat kurmuş ancak halkın öfkesinin önüne yine geçilemiyordu.
Vali Berberoğlu şehirde istenmeyen olayların önüne geçebilmek için hemen bir sivil ekip göndererek ‘Atatürk’ şiiri ile ünlenen Zeynel Camii’nin İmamı Naim (Gölleroğlu) Hoca’yı evinden aldırıp kalabağın önüne dikti.
Gerilimin doruğa çıktığı anda megafondan, “Ula müslüman hele dikkat buyur.
‘Siz ne yapır, nereye gidirsiz. Casusların oyununa alet olirsiz. Oyuna gelmeyen evinize gidin….
Devlet suçluları bulup cezalandıracaktır.
Sakin olun, evinize gidin,
Ordumuz, polisimiz hainleri bulup cezasını verecektir. Bir cahillik yapıp da kardeş kanı dökmeyelim.” sözleri duyuldu. Sakinleşen,Erzurumlular hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okuyup dağılmıştı.
Muhtemel bir kardeş kavgasını engelleyen Naim Hoca, ertesi gün ulusal ve yerel medyada bütün ülke gündemine girmişti…
Terör burada ‘aba altından sopa göstermeye’ çalışıyor. “Bakın siyaseten dediklerimizi yapmıyorsunuz, böyle devam ederse bu tür olaylar sıklaşacak, haberiniz olsun” şantajı…
Bir yandan bu mesajı verirken, bir yandan da yürekleri dağlayacak acılarla hem devleti hem halkı kışkırtmanın yolunu seçti haniler…
Terörü meşru gören ve kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışan siyasi çevreler sıkıştıklarında terörden yardım dileniyor. Sonra da “Biz de üzülüyoruz, ama size söylemiştik, istenilen yapılmazsa bunlar maalesef olacak” diye timsah gözyaşları döküyorlar. BDP tam bir fil avcısı politikası güdüyor…
Terörü yok etmek için sadece asker ve silah yeterli değil
Provovoke, olmadan çözümler ürütmek gerekir.
Teröristi imha edebilmek için en güçlü iki silah var.
Akli selim ve sağduyulu olabilmektir.
Şehitlerimiz için, hala vatanı görevini yapmakta olan kardeşlerimiz için
İçi kan ağlayan ana, babalar için
Erzurumlular, serinkanlı olalım, provoke oyunlarına gelmeyelim
Ağlıyoruz, ama başımız dik…
Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün, ‘Bu saldırının intikamı çok büyük olacak’ mesajıyla ‘SAĞDUYULU OLALIM’
Ülkemiz bu terör karşısında hiçbir şekilde sarsılmayacaktır.
Bu vatan toprağı uğruna kalleşlerin karşısında kahramanca çarpışarak şehit düşen KAHRAMANLARIMIZA, Allahtan rahmet diliyorum.
Cem Bakırcı yazdı!..