“Kavmin lideri onun hizmetkârıdır” İşte bütün maksadınızı ortaya koyan sadece dört kelime…
19 Kasım 2011 tarihinde Avrasya Bir Vakfında Muammer Cindilli’nin başkanlığını yaptığı konferans büyük bir ilgiyle takip edildi.
Dr. İlhan Fındıkçı tarafından verilen konferansın açış koşmasında Cindilli özetle şunları söyledi:
“Buraya gelmeden önce değerli konuşmacı Dr. İlhan Fındıkçı’nın “Hizmetkar Liderlik” adlı eserini bir kere daha gözden geçirdim. Eserin bende hasıl ettiği tedaileri (çağrışımları) sizlerle paylaşmak isterim.
Hizmetkar liderlik bende Osmanlı ile Emevi’ler arasındaki farkı, eli semaya açık kişi ile fırıncı küreği gibi insanın yüzüne uzanan sözde lider elinin farkını velhasıl insan için mahlukat için hayra çabalayan elle menfaat ağları örmekte maharet kazanmış ellerin farkını, kendini “Hadimi Haremeyn” ilan edenle, ”Hakimi Haremeyn” ilan eden sultanların farkını çağrıştırıyor.
Bu konuyu sizlerle birlikte Horasan, Pasinler özelinde; müşterek yaşama faziletini zirveye taşımış bir beldenin evladından dinleyeceğim için çok bahtiyarım.”
Sözlerine gördüğü ciddi ilgiden ve organizasyondaki intizamdan etkilendiğini ifade ile başlayan Dr. Fındıkçı özetle şunları söyledi:
“Bu gün Manhattan’dan Bakü’ye kadar müşterekleri olan bir krizden bahsedebiliriz. Bunu mahallinde yaptığımız çalışmalarda izledik ve dinledik. Bunun adı öncelikle İNSANÎ KRİZDİR”
Çünkü günümüz insanı, kalabalığın içinde yalnız, gürültünün içinde sessiz adeta evinde yabancı, iş yerinde yabancı sürekli mask değiştirerek rol yapan giderek kimliliğinden koparılan bir durumdadır.
Yaşanan bu durum giderek ruhsal problemler yaratmakta, insani değerlerde aşınmalara sebep olmaktadır.
Yapay, renkli, hareketli hayatın yabacılaştırdığı, kendisinden uzaklaştırdığı iç barışını bozduğu, ötekileştirdiği öfke dolu insanlar, giderek çoğalıyor.
Bütün bu hengamenin içinde insanlar onu eşrefi mahlukat yapan değerleri unutmakta, yaratılış gayesinden uzaklaşmaktadır. Bu da krizi giderek derinleştiren temel faktördür.
İşte bu noktada kendini aşarak yakınından başlayıp ötelere çare olacak bir insan tipine bir lidere ihtiyaç olduğu meydandadır. Bu işyerinde amir, evde baba, sınıfta öğretmen veya dünyanın gözlerinin içine baktığı bir lider olabilir. Her halükarda ihtiyaç duyulan kişi benlik duvarını aşmış, kendisini diğer insanlardan üstün ve farklı görmeyen, daha da önemlisi beklentileri diğer insanlardan daha aşağı olan işinin aşığı ve delisi “hizmetkar liderleridir”
Bu kişiler gönül iletişimine açık, kaynağını temel ve evrensel ahlaka ait kaynaklardan alan, etik zekası gelişmiş, kendisini insanlara adamış, almaya değil vermeye programlanmış nefsi sıfır noktasında olan insanlardır.
Peki böyle insanlar var mı?
Evet var!
Olmasa dünya dönmez…
Bu temelde bir gönül işidir, burada emir olmaz. Yani gerçek liderin düşünce, tutum ve davranış dünyası kalıplanamaz, yoğun otoriteyle şekillenemez.
Nitekim; kazanarak, egemen olarak, daha çok alarak, tüketerek, kıran kırana bir mücadeleyi canlı tutarak, öfkeye, taraftarlığa ve şiddete daha çok yönelerek çevresindekileri azaltan, eksilten insanların; bulundukları davranış düzleminden yükselmeleri, başkalaşmaları ve dönüşmeleri, yabancılaştıkları iç zenginlikleriyle yeniden hemhal olmaları gereklidir.
Hangi konumda olursa olsun her bireyin, içinde bulunduğu çevresi ve kendisi için iyi şeyler yapma azmi ve dinamizminin varlığı bu krizi alt edebilmenin önemli şartlarındandır.
İnsanın bedeni ve ruhi tedavi ve terbiyesi güzelliklerin ve iyiliklerinin bir birini takibi, sürekliliği ve istikrarı ile mümkündür.
Her insanın bireysel liderliğini insanlara ve mahlûkata fayda sağlamak adına harekete geçirmesi gerekli ve önemlidir.
Bu gayretlerin birleşmesi önce muazzam bir potansiyel enerji daha sonra da çölleri yeşerten bir hizmet sağanağı meydana getirir.
İnsanlar aşk ile hizmete koşulurlar çevrenin kurtuluşu da insanlığın kurtuluşu da bu şuurun meydan gelmesine bağlıdır.”
Konferans Muharrem Cindilli’ nin veciz özeti ve sorurlara verilen cevaplarla son buldu.