- Erzurum Haber Gazetesi - https://erzurumhabergazetesi.com -

Oğlan gelmedi mi? Nerede?

Davudi sesli ‘Türkü Paşa’, TRT Erzurum Radyosu’nun emektar sanatçısı Raci Amca’yı (Alkır) kaybettik.

 

Alkır Ailesi’ni yakından tanıdığım için Raci amcayla, konser verdiği günlerde, hasta yatağında olduğu günlerde, hoş sohbetli saatlerimiz geçti. Bu duygularımı biraz olsun paylaşmak istedim.

HASTANE’DE SON ZİYARET OLDU

Raci amcayı vefat etmeden bir gün önce gazeteci sayıl ağabeyle (Narmanlıoğlu) Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ni ikinci katındaki Kardiyoloji servisinde ziyaret ettik. İçeri girdiğimizde bir gülümseme ile her zamanki gibi ‘Uşah hoş geldiz’ diye karşıladı…

 

Başında her zaman olduğu gibi, bir saniye yalnız bırakmayan ve hastalığında adeta merhem olan değerli evlatları vardı. Büyük oğlu Kadir Alkır, Nesrin abla (Alkır)  Şenay Alkır Sürbahanlı,  ve Kadriye Alkır Çapan …

Raci amca, bana bakarak sağ elini kaldırıp hafifce yüzüne dokunarak ‘Hey gidi günler hey’, ‘İşte bele…’ Ayrılık vakti geldiğinde ise serumlu sağ elini öpmek istemedim, sol elini öpmeye çalışırken o ısrarla sağ elini verdi, sanki helalık istiyordu, o sevecen bakışları ile yanağıma öperek dokundu…

 

Raci amcanın en çok tartıştığı, kızdığı, her saniye nefesinin yanı başında olan ve kendisi gibi yetiştirdiği küçük ‘Türkü Paşa’sı Vahit Alkır’dı. Raci amcayı alıp hafta sonları gezdirerek arkadaşlarının yanına götürürdü…

Kollarından tutarak yataktan kaldırdığımız Raci amca o ağrılarına rağmen, Vahit’i arıyordu yanı başında… ‘Oğlan nerede, nereye gitti yine’ sözlerini yazamadan geçemeyeceğim. Vahit çünkü Raci amcaya hem evlat hem de, bir hayat arkadaşıydı. Vahit, Raci amca’ya ‘hayattı, bir nefesti’,’doktoruydu’, pansumanını yapardı, ihmal etmezdi.

İSTANBUL’DA RACİ ALKIR’A SAYGI GECESİ

İstanbul’da Sayın Mustafa Ilıcalı’nın girişimleri ile 20 Şubat 2011 günü Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde ‘Raci Alkır’a Saygı Gecesi düzenlendi. Büyük bir katılımla gerçekleşen gecede; duygu yoğunluğu çok yüksek seviyedeydi. Salon tamamıyla doluydu. Tekerlekli sandalyesi üzerinde otururken göz göze geldik. Beni görerek boynuma sarıldı, ‘Hoş geldin ne ey ettin geldin. Aslında bizimde de gelmemiz ey oldu, gurbetteki hemşerilerimizi görmüş olduk.’sözleri hala kulaklarımda…

 

NESRİN ABLA: ‘CİĞERİMİZİ YAKTIN BABA’…

Raci amca, bizim hastaneden ayrılışımızın ardından hayata veda etti. En büyük kızı Nesrin Abla’nın dediği gibi ‘ciğerimizi yaktın baba’. Türküler yetim kaldı evet. ‘Türkü Paşa’nın gönül ve insan sevgisi Lalapaşa cami avlusuna yansıdı. Avluyu dolduranlar kendisinden güzel sözlerle bahsettiler. En büyük servet ve en büyük değer ; Raci amcanın cemaatiydi.

 

Türküler, hayatın içinden gelirler, başka bir hayata yolculuklarını sürdürürler. Raci  Alkır, Anadolu’nun bütün öyküsü, acısı, mutluluğunu Türkülerine yansıtmıştı. Derlediği Türküler severek dinlediğimiz türkülerdi…

Raci Alkır isimi “Tatyan” tarzı yöre ilahileri ise bence güldestenin en değerli albümlerinden birisiydi….

Benim için Raci amca ayrı bir insandı, ailesi de. Zor da olsa elimdeki fotoğraf makinamı bırakamadım çünkü; Raci Alkır ismi önemliydi: Erzurum için o defnediliş, o gözyaşları, o torunlarının oğulları Vahit’in, Kadir Abi’nin gözyaşları artık fotoğraf karesinde anı kaldı.

Asri Mezarlıkta bir taraftan fotoğraf çekiyorum bir ses, bir çığlık  ‘Büyük baba… büyük baba’ torunlarının sevgi gözyaşları, ‘Raci Dede’lerine doyamamışlardı…

 

‘TÜRKÜ PAŞA’SI RACİ ALKIR’IN UNUTULMAYACAK SÖZLERİ

‘Erzurum benim için vazgeçilmez bir kara sevdadır’, diyen Raci Alkır’ın hafızalardan silinmeyecek o sözleri…

 

’Erzurum’a ait parçaları başka yerde söyleyenler vebal altındadır’

’Biz müzik yaparken para bilmezdik, biz işimizi yapardık’

,’Her gece elbisemizi kendimiz yaptırır, traşımızı kendimiz olur sev seve giderdik.  Para talebinden utanır, ar ederdik’

 

‘Sanatın soytarı devrini yaşıyoruz, nerede o eski günler’,’Bu zaman sanatın soytarı devri, Eğer sözde sanatçı kadın ise süsleyip boyayıp sahneye çıkarıyorlar. Erkekler ise uzun saçlı ve tipsizler’.

 

‘Bizim müziğimiz pop değil, var olan halk müziği sanat musikisi ve tasavvuf müziği. Bunların dışına çıkıldı mı yani gelip geçici şeyler, sinek vızıltısı…’

 

‘ERZURUMLU RACİ ALKIR VE ESERLERİ’ KİTABI’NDAN

Son olarak, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Yard Doç Sayın Cengiz Şengül’ün (eline sağlık)  Raci Amca için hazırladığı  ‘Erzurumlu Raci Alkır ve Eserleri’  kitabından birkaç cümleye yer vermek istiyorum…

‘Erzurum, tarih seyri içerisinde birçok medeniyetin önemli bir kültür merkezi olmuştur. Erzurum’da yılların türkü çeşmesinden içen üstadların yetişmiştir ve bunlardan birinin Raci Alkır’dır.

 

‘Raci Alkır’ın sanat serüvenini özetleyen dört köşe taşı vardır.  Onlardan birisi küçük yaşta babası ile birlikte katıldığı Nakşibendi Tarikatının Derhag toplantısı,  bu toplantıda Erzurumlu gazelhanların icra ettiği ezgiler, Erzurum ‘Halk Evi’nde Faruk Kaleli yönetimindeki Halk Korusu, Ahmet Hulusi Seven Dernek Halk Müziği Topluluğunun 1961 yılında ‘Doğudan Sesler Korusu’ ile TRT Erzurum Radyosuna Yayına başlaması ve Raci Alkır’ın kendine has rengi ile söylediği Türkilerle kendisinin yetişmesinde önemli rol oynamıştır”.

 

Raci amca, mekânın cennet olsun, seni unutmayacağız…

Umarım, Erzurum  ‘Türkü Paşa Raci Alkır’ ismine sahip çıkar.  Umarım ‘Raci Alkır’ ismi yaşatılır.

Ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

 

İyi haftalar.

Cem Bakırcı