‘Marka Kent olmak için öncelikle kenti ve ili dışa açmanız gerekir. Yatırımcıları, alıcıları ve turistleri sürekli artan bir ivme ile şehre çekebilmeniz gerekir’
Bu konuda bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar var elbette.
Mesela,
‘Şehrinizi merak ettireceksiniz’
‘Keyifle yaşanılacak bir şehir ortamı oluşturacaksınız’
‘Şehre gelenlere misafirperver davranacaksınız’
Yani ‘Daha cazip olmak’ misali gibi…
Tanıtım, iyi hizmet,yüksek kalite ve güven.
İşte ‘Marka Kent’ bu adımlarla doğuyor.

Gaziantep başardı,
İzmir başardı,
Ankara başardı,
Kayseri başardı,
Konya başardı,
Antalya başardı marka şehir olmayı.

*

Peki Erzurum!…

*

Erzurum hala ‘Marka şehir’ olmayı bilmiyor.
Bu konuda Yerel Yönetimler, Sivil Toplum Kuruluşları, Kültür Turizm Müdürlüğü,
Gençlik Spor İl Müdürlüğü olmak üzere birçok kamu kurum, özel kuruluşlar
bu kavrama,
‘Marka Şehir’ kavramına maalesef çok uzaklar.

*

Erzurum bu günlerde değil,
Tarihteki yeri ve önemi,
İnsan yapısı,
Tarihi eserleri,
Palandöken’i,
Kar’ı,
Termalleri,
Hayvancılığı,
Üniversitesi ile aslında bir marka şehirdir.
Yani Erzurum aslında deyim yerinde ise ‘Doğuştan’ marka şehirdir.

*

Ama ne yazık ki Erzurum bu özelliğini bu güne kadar su yüzüne çıkaramamıştır.
‘Ben Doğu’nun’,
‘Ben Bölgenin’
Ve hatta,
‘Ben ülkenin’ en büyük marka şehriyim diyememiştir.
Bilmediği için ‘Marka Şehir’ olma rekabetini de görememiştir.
Yağ var,
Un var,
Ama bir türlü helva yapacak iradeyi Erzurum yıllardır yakalayamamıştır.
Yıllardır Erzurum,
Güçsüz,
Bana neci,
Elini taşın altına koymayan,
İstişareyi beceremeyen,
Ufuklu bakış sergilemeyen,
‘Erzurum’u bir geçiş, yükseliş kapısı’ olarak gören çok sayıdaki siyaset adamı
ve idareciyle hak ettiklerini maalesef elinden kaçırmıştır.

*

Marka şehir olmuş illere bir bakın.
İstanbul hariç hangi şehrin ne özelliği Erzurum’dan fazladır?
Hangi şehir tarihi eserler bakımından Erzurum’dan daha zengindir?
Hayvancılıkta Erzurum’un üstünde marka olacak bir şehir var mı?
Kış turizmi desen,
Palandöken’e baksan her açıdan mükemmelliğini ortaya koymuyor mu?
Erzurum yemekleri,
‘Kadayıf dolması’ marka olma özelliğini taşımıyor mu?
Ya ‘Oltu taşımız’,
Ya ‘Cağ kebabımız’…
Bunlar tek başına marka değil mi?
‘Cumhuriyet kuran bir şehiriz’ öyle değil mi?
Erzurum’un kurtuluşu,
Erzurum kongresi,
Nene Hatun tarihin yüz akı değil mi?
Mesela üniversitemiz,
Bilim adamlarıyla,
Bölgeye vermiş olduğu hizmet,
Kurduğu yeni üniversitelerle kimden geriyiz?
Üniversitemiz makta değil mi?
Termalleriyle neden Erzurum ‘Marka şehir’ olmasın?

*

Elbette ki hiçbir şehirden geri değiliz.
Tek eksiğimiz ‘Helva’ yapanımızın olmamasıdır.
Bakın Gaziantep bu konuda,
‘Marka Şehir’ konusunda çok ciddi çalışmalar ortaya koymuştur.
Şehrin siyasetçisi,
Şehrin sivil inisiyatifi,
Şehrin Yerel Yöneticileri,
Şehrin kamu kurum ve kuruluşları,
Şehrin ileri gelenleri,
Herkes nasıl ellerini taşın altına koymuş bir görün…
Ama onlar,
O insanlar,
Oturdukları koltuklarının hakkını veriyorlar.
O insanlar birbirlerini seviyorlar,
Bir araya gelebiliyorlar,
İstişare edebiliyorlar,
‘Şehre hizmet ‘ söz konusu odu mu gerisini teferruat olarak kabul ediyorlar…

2011 kapıda,
Geç kalınmış olsa bile gelin şu ‘Marka Şehir’ projesini bir gözden geçirin…