Dün gelen tepkiler de gösterdi ki bu, öyle sanıldığı gibi sadece bir seçim meselesi değil.
Daha önemli bir durum var ortada. O da şudur: Erzurum’da birileri, başka birilerini arkadan vurmak için pusuya yatıp fırsat kolluyor.
Bunun böyle olduğunu politikadan ve ticaretten bilmesine biliyorduk da, sosyal faaliyetlere kadar indiğini tahmin edemiyorduk.
Ne yazık ki geçen hafta Ankara’da ona da tanık olduk.
Mesele, bir hemşerimizin seçim kazanıp kazanmaması değil.
Fena halde canımızı yakan mesele şudur:
Erzurumlular neden kendi değerlerine sahip çıkmaz?
Sosyolog olmadığımız için bu esrarın arkasındaki tarihsel veya sosyal nedeni bilemiyoruz. Ancak çıplak gözle görebildiğimiz kadarıyla, son yıllarda hızla artan bir tempoyla Erzurum’da, bıçaktan keskin kamplar oluştu ve sokak birbirinden nefret eden insanlarla dolu…
Esnaf kendi arasında kavgalı…
İşadamı, öteki işadamına yüz çevirmiş…
Bürokrat, kimseyi sevmiyor…
Politikacı, hem rakip partidekine, hem kendi fikirdaşına gıcık gidiyor…
Sivil toplum örgütleri zaten klikleşmenin fitilini ateşleyip duruyor…
Gazetecileri hiç konuşmayalım…
“Ben” ve “öteki”nin tavan yaptığı bir şehir olup çıktık.
Okurlarımızın tamamına yakını dünkü yazımızdaki meramımızı anlamıştı ama tek tük de olsa bizi anlamak istemeyenler de vardı. Tabii ki bu da gayet normaldir. Buna bir diyeceğimiz yok da, şu “Cemal kaybetti diye niye bu kadar sert yazdınız?” şeklinde soran bir iki kişiye, diyoruz ki etmeyin eylemeyin kardeşim mesele, Cemal’ın kaybetmesi değil. Mesele, Erzurumluların birbirine olan öfkesi ve kinidir. Bizim sorguladığımız nokta burası…
Dün Buz Hokeyi Federasyonu’nun yeni başkanı Orhan Duman Bey’e de telefonda aynı şeyi söyledik. Sağolsun büyük bir nezaket gösterip yazımız üzerine bizi aradı ve meramını anlattı.
Eyvallah…
Biz zaten dün “Bu Orhan Duman kimdir, niye seçildi?” biçiminde bir çıkışta bulunmamıştık. Biz, bu şehri yönetenlerin kendi insanına niye sahip çıkmadığına itiraz etmiştik.
Orhan Bey, “Benim ikinci memleketim de Erzurum’dur. Erzurum’u da Erzurum halkını da çok seviyorum. Kimse endişelenmesin, Buz Hokeyi Federasyonu olarak, Erzurum’da buz hokeyi sporunun daha da gelişip dünya ölçeğinde bir yere ulaşması için, görün bakın elimizden geleni yapacağız. Cemal Şengel Bey de çok değerli bir büyüğümüzdür ve O’nun desteğini alarak çok ciddi çalışmalara imza atacağız. Bizim Erzurum’a sırtımızı dönmemiz asla olabilecek bir durum değildir.”
Doğrudur…
Aksini savunmamız için elimizde Orhan Bey’in aleyhine bir karine olmalı ki, “Hayır sen samimi değilsin” diyelim.
Yok böyle bir şey…
Mümkün ki Orhan Duman söylediklerinden fazlasını da yapabilir.
Biz dün başka bir şeyi söylemiştik.
Önümüzdeki Cuma günü Erzurum’a geleceğini ve herkesle kucaklaşacağını anlattı Orhan Duman…
Bekleriz.
Başkasını bilmem ama bizim kendisine karşı bir önyargımız yok. Bu şehrin bir evladı olarak elbette ki o seçimi benim hemşerimin kazanmasını isterdim.
Ve bu istek de tamamen insani bir reflekstir.
Şayet dünkü yazı da Orhan Bey’in şahsına dair bize yakışmayacak bir şeyler yazmış olsaydık, belki ne o bizi arardı, ne de biz cevap verebilirdik.
Öyle bir şey olmadı, olmaz da…
Biz diyoruz ki Erzurum halkı böylesi meselelerde güç birliği etsinler ama kendi aralarında bir sorun varsa da o sorunu kimse kimsenin kafasını gözünü yarmadan medenice konuşup çözsün.
Olmadı.
Bir kez daha Erzurum’da bir kesim inat ve ısrarla kendi değerini yok sayıyor ve kendinden olanın ipini çekmek için gönüllü cellat oluyor.
İtirazımız işte o cellatlaradır.