Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin 14. Olağan Genel Kuruluna katılmak için Ankara’ya gittiğimde sağ olsun dernek yöneticilerimiz bizi Maltepe’de ki İçkale Otel’de misafir ettiler.
Nasıl olduysa Cem Bakırcı’nın Ankara’da olduğu istihbaratını alan Milletvekilimiz Sayın Adnan Yılmaz, beni gerçekten çok şaşırttı.
Elbette, bir gazeteciyi her zaman bir Milletvekili arar ama bakın Adnan Bey nasıl arıyor?
-“Gardaş, Gurban olim… Selamın Aleyküm, duydum ki benden hebersiz, Ankara’daymışsan, yerin yurdun ne durumda. Bak evimin kapısı açık gurban olduğum.”
Bu yazıyı okuyan, birileri sakın“yağcılık’ yapıyorsun demesin!
29 yıllık meslek hayatımda bir çok vekil telefonla aradı ama böyle içten samimim bir vekilin aramasına ilk kez tanık oluyorum ve o vekille Meclis’te geçirdiğim iki günü sizlerle paylaşmak istiyorum.
O vekil, her telefonu cevapladığında, ‘Can Gardaş’ diyen titrek sesli Erzurumlu, bir Erzurum sevdalısı, tüm Erzurumluların tabiri ile ‘Ednan Ağabeyimiz…’
O vekil, renkli kişiliği ile sevilen sürekli ‘ben vekil değilim’ diyen benim de hemşehrilerimiz gibi hitap ettiğim ‘Ednan ağabeyimiz’!…
‘Ednan Ağabeyimizin’ Meclis salonunda ‘misafir kartsız’ sıcak ilgisi, hoş görülü misafirperverliği karşısında şaşmamak mümkün değil.
Adnan Bey’in, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de çok kısa zaman içinde kendini sevdiren bir vekil olduğuna tanık oldum.
Küçücük odasının sonuna kadar açık olan kapısından giren çıkan belli değil…
Odası Erzurum’dan gelen seçmenleri ile dolup taşıyor. Diğer vekillerde bunu görmek zor..
Koridordaki garsonlarının bile ‘Sayın vekilimiz sizi seviyoruz’ cümlelerine tanık oluyorum.
Danışmanları sevgili Tevfik, Zafer ve şoförü Erkut’un gelen seçmenlere ‘sıcak ilgisini’ esirgemeden Ednan Ağabeyin her talimatına nasıl koştuklarına, vatandaşların sorunlarına samimim çözüm arayışlarına şahit oluyorum…
Erzurum’dan iş için, sınav için, Ankara’ya gelen misafirlerini Ednan Ağabey, Meclisteki o küçücük odasında dinledikten sonra bırakmıyor.
‘Yok uşak hele durun bir yemeğimi yiyin ondan sonra gidin, ne olur gurbanız olim’ diyerek meclisteki yemek salonunun yolunu tutuyor. Ziyaretim esnasında Ednan Ağabey’in odasında Erzurum’dan gelen bir grup muhtarlarla karşılaşıyoruz ve birlikte TBMM Yemek Salonu’nun yolunu tutuyoruz.
Salona girer girmez garsonlar tarafından karşılanıyoruz. Hemen sandalyelerimiz çekilerek yerlerimiz gösteriliyor.
Ednan Ağabey;
-“Hel bakın uşaklar, bu millet ne yiyecek, ne içecek?” diye soruyor.
Yemek siparişlerinin ardından, Meclis’in renkli ismi Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç, masamıza geliyor.
TBMM’nin o fenerli Milletvekili Genç, Adnan Bey ile tokalaştıktan sonra masadaki muhtarlara “Ne iyi etmişsiniz, sayın vekilimizi Ankara’ya göndermekle, kendisini bizde çok seviyoruz” diyerek yanımızdan uzaklaşıyor.
Mecliste Genel Kurula çok önem veren Sayın Yılmaz, “Ankara’ya ben rahatsız olmak için geldim, rahat olmak için değil” diye konuşarak, Ankara’ya gelen kendisine ulaşan her vatandaşa yardımcı olmaya çalıştığını anlatıyor.
‘Ednan Ağabeyimle’ sohbet etmeyi sürdürüyoruz:
“Erzurum ve Erzurumlular benim bu vücudumun bir parçası. Bu insanlar benim gözüm, kulağım, elim, ayağım, ben bu insanların dertleriyle ilgilenmeyip, onların sorunlarına çözüm aramayıp ta ne yapacağım?”
Erzurum’un dışından, Türkiye’nin her yerinden, her gün onlarca misafiri olduğunu ve herkese yardım etmeye çalıştığını söylüyor Ednan Ağabey…
Bir elinde cep telefonu, diğer elinde meclis telefonu, darda kaldığında danışmanlarını çağırıyor:
-“Tevfikcan hele bakın bu gardaşımız ne istiyor?”
Milletvekili Yılmaz, bu alçakgönüllü, hep yardıma koşan, her işe yetişen tavırları ile Meclis’te herkesin kahramanı’ olmuş gerçekten
Son olarak, ‘Cem kardeşim’ diyor:
“Biz milletin hizmetkârıyız. Mevki, mal, mülk önemli değildir. Asıl önemli olan şu gök kubbede hoş bir seda bırakmak’…
Size kısaca Ankara’da bir Milletvekili portresi anlatmaya çalıştım.. Umarım ‘Ednan Ağabeyi’ diğer vekillerimizde örnek alır…
İyi haftalar…