Selam Erzurumlu hemşehrilerim,
Erzurum’un Gurbetteki sesi gözü ve kulağı olan ve en çok takip edilen Erzurum Haber Gazetesi okuyucularına Merhaba…..
Bir Erzurumlu olarak ve Erzurumlu bir meslektaşımın bu sitesini uzun zamandan beri takip eden bir kardeşinizim. Yine değerli kardeşim Kenan beyin zaman zaman bir araya geldiğimizde ‘’sadece takip etmekle olmuyor.. Sen de yazılarını gönder’’ sohbetlerinden, ha bugün yazacağım, ha yarın yazacağım’’ derken uzun bir zaman yazı gönderemedim, bahanem yok ama olmadı …. Nasip bu günlere imiş… Geç olsun ama hayırlı olsun… Allah nasip ederse bundan böyle ben de bir gurbetçi olarak Erzurum Haber gazetesi ailesinin acizane bir ferdi olacağım.
Bu günkü yazımda kendimden bahsetmek gerekir diye düşündüm… İnşallah sıkıcı bir yazı olmaz kanaatindeyim.
1962 Erzurum Doğumluyum. Erzurum Teknik Lisesinde okuduğum yıllarda gazeteciliğe başladım 1978 yılından 1983 yılına kadar Milletin Sesi gazetesinde muhabir olarak aktif gazetecilik yıllarım daha sonra Matbaa baskı Operatörlüğü, Müessese müdürlüğü, Teknik Müdürlük, Yazı İşleri Müdürlüğü derken 2006 yılında aynı gazeteden emekli oldum. 28 yıllık Milletin Sesi gazetesinde geçirdiğim yıllar bu meslekle beni bütünleştirdi…
Yine son 11 yıl içerisinde Doğu TV de Haber ve Yazı İşleri Müdürlüğü yaptım. Bir yıl kadar ara verdiğim mesleğime geri dönerken, 3 arkadaşımla birlikte ortak olarak satın aldığımız Manşet Gazetesi İmtiyaz sahipliğini yaptım. Geçtiğimiz Temmuz ayında Değerli dostum Dr. Hüseyin Bekmez ile gazetemizi devam ettirirken Basın İlan Kurumunun Pilot İl olarak seçtiği Erzurum’da yeni bir yayın hayatına merhaba dedik. Yerel Gazetelerin Birleşmesi ile, Manşet, Albayrak, Sıla ve Doğu Ekspress Gazeteleri ile Resmi İlan hususunda bir gazete adı altında birleştik. ( Erzurum Hakimiyet)
Kısa bir süre bu gazetenin İdare Müdürlüğünü yaptım. Daha sonra bu ortaklıktan ayrılarak Erzurum’da ki gazeteciliğime nokta koydum….
Evet nokta koyarken mesleğe, çok sevdiğim Erzurum’a da veda ettim. Şimdi İstanbul’da yeni bir şehirde hayatıma devam etme mücadelesi içine girdim. İnşallah bu şehir nice Erzurumluları bağrına bastığı gibi beni de bağrına basar, Hakkımızdan hayırlısı……
Şimdi buradayım, Yarını kimse bilemediği gibi bende bilmiyorum. Ama mutlu olmaya çalışıyorum….
Sizlerle bu sitede birlikte olmaktan mutlu olacağım.
Bazen gitmek gerekir
Gitmek mi zor, kalmak mı?…
Ok yaydan çıktımı bir kere, geri dönmezmiş
Bizde çıktık bir yola ….. 50 sinden sonra yol göründü bir kere…..
Bizim ki de bir takdiri ilahi olsa gerek….
Heç ummadığımız bir an öyle şeyler olur ki hayatımız da , bütün varlığımızla mücadeleye girsek bile o nasip olunanla haşir neşir ediyor sizi hayat……
Bir imtihan dünyasında, ben okula gitmirem ki diyemirsen, hemen senide alır bir sınava….
Bu öyle bir sınav ki heç anlamadan bakırsan kalem elinde…
Bir o yana yazısan, bir bu yana……
Her halde bizde bu sınavın bir röğrencisi olduk diyirsen.
Ne not alacağımız da belli değil ya……
İçecek suyumuz, görecek günlerimiz daha bitmemiş diyirsen hakkan razı olirsan.….
Rahmetli Aşık Reyhani ustanın mısralarına takılmak ta varmış nasipte…
( Gidirem. Yükümü yükledim gidirem) Evet bazen gitmek icap edirmiş, ne yapsan, ne eylesen de gücün buraya kadarmış diyirsen.
Bende boynumu eğdim, hakkıma razi oldum, kuzi kuzi geldim gurbete….
Güzel bakmak gerekir diyirler, bende güzel bakıram ama gözlerim hep puslu görir.
Her işte bir hayır var diyirem, susiram…….
Tam yarım asır geçirdim , havasına, taşına, toprağına kurban olduğum güzel Erzurum’da.
Ayrılmamı ise bir heyre, bir güzelliğe yorarak çıktım yola…. Ne ilk çıkan nede son çıkanım bu yola. Benden öncekilerin umutları, hayalleri veya sıkıntıları neydiyse, benimki de o zannedirem.
Bilemem ama, çok zor bir karar olduğunu da yavaş yavaş anliram….
Aslında bu demek değil ki bir daha arkama bakmayacağım…. Aslında her gün kalktığımda orada yaşayanlardan daha çok hasretle, özlemle ve sevgiyle bakacağım arkama. Kalbimin bir kenarın da orası hep olacak…. Kaf dağının arkasındaki anga kuşu gibi…….
Uzun yıllar gurbette yaşayanları anlamak hem çok kolay değil….
‘Erzurum mu, ola bir ses, bir heber mi var, bir fırlir ki yeriden,…. Dar gelir o mekan kendine, kurban olim ‘ diyir de başka bir şey demir. Kelimeler boğazında düğümlenir de derdini yanındakilere bile anlatmir….
Bir memleket hissine kapılır, gözleri daha başka ışıklanır, kalbi daha fazla çarpir, içinden bir şeylerin koptuğunu anlir da, sükutu Dadaşlıktan sayir, ser verir de sır vermir namından…
Ben yavaş yavaş anlamaya başladım bile bu duyguyu…….
Tezeğinden, toprağına, suyundan, soyuğuna, bir de üstüne memleket heberleri bir özlem ki onlara miras kalan….
Dedim ya başlarken yazım da (Bazen gitmek gerekir)
Kıymetini bilmek içinde olsa, bazen gitmek gerekirmiş gurbete…..
Ey memleketim oradaki sevgili bekçileri, ey Erzurumun sokaklarında hesso hesso yürüyen gardaşlarım, arkadaşlarım, dostlarım, kıymetini bilmeniz için illa ki, dışarı kafazı uzatmaz mi gerekir. Burdakiler hep bilirlermişte kıymetini memleketimizin , bizim heberimiz yokmuş…..
Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum…
Cahit Hınıslıoğlu