Şayet bir son dakika sürprizi olmaz ise, teşvik yasasının süresi bir yıl daha uzatılacak. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde, henüz Bakanlar Kurulu kararı yayımlanmamıştı. Muhtemelen, ilgili kararname Cuma gününden önce de çıkmaz. Ancak bu işe şimdiden oldu gözüyle bakabiliriz. Zira Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, teşvik yasasının 31 Aralık 2010 yılına kadar uzatılacağını sözlü olarak açıklamış ve bu hususta 47 ildeki binlerce işveren ve çalışana müjde vermişti.
Dolayısıyla olağanüstü bir gelişme olmaması halinde, verilen bu söz resmiyet kazanacaktır.
Geçen hafta bu konuyla ilgili yaptığımız çağrıda, “Sayın Başbakanımız lütfen feryadımızı duyunuz” diye yazmış ve yasanın uzatılmaması halinde, binlerce çalışanın sosyal güvenlik şemsiyesinden mahrum kalacağına işaret etmiştik.
Bu tespit öylesine yerli yerinde bir tespitti ki, bizim dışımızda 47 ilin oda başkanı da aynı noktayı hedef aldı ve yapılan açıklamalarda, yasanın uzatılmaması durumunda ortaya vahim bir tablonun çıkacağı, defalarca dile getirildi.
Hakkını yemeyelim, bu işin öncülüğünü de ETSO yapmıştır.
Birçok oda başkanı şu son beş – on günden beri seslerini yükseltirken, ETSO Başkanı Lütfü Yücelik, en az iki ay önce meseleyi gündeme taşıyıp, ilgili bakanlıklarla yazışmaya geçmişti. Elbette ki, sadece Lütfü Yücelik’in münferit teşebbüsü ile bu sürece gelinmedi, öteki oda başkanları da ciddi bir performans sergilediler.
Ve neticede bu samimi çabalar olumlu sonuç verdi; Başbakan Sayın Erdoğan bu husustaki talebi yerinde bularak, sürenin uzatılacağını açıkladı. Şimdilik Erzurum ve benzeri şehirler rahat bir nefes aldı. İnşallah daha kalıcı bir çözüm de bulunur…
Geçen yıl da tıpkı buna benzer bir süreçten geçmiştik.
Yasanın süresi uzatılacak mı, uzatılmayacak mı şeklinde endişeli bir beklenti doğmuştu ve son günü kadar da sürüp gitmişti. O zaman da şimdi olduğu gibi Maliye Bakanı şiddetli biçimde karşı çıkmış ama Başbakan’ın son dakika müdahalesiyle, kriz aşılmıştı.
Yeni teşvik yasası ne yazık ki, bu 5084 sayılı yasa kadar kapsayıcı değil. Bu sebeple işverenler eski yasanın süresinin uzatılmasını isteyip durdu. Eğer, yeni yasa aynı imkanları sunuyor olsaydı, ne kimse bu denli ısrarcı olurdu, ne de meslek odaları feryat figan Başbakan’a koşmazdı.
Bu meselenin her yıl aynı manzarayla 47 ili kuşatmaması için, hükümetin daha uzun vadeli bir çözüm getirmesi gerekir. Misal, yasanın süresi bir yıl şeklinde değil de, ilk çıktığı gibi, on yıllık bir zamanı kapsaması lazım. Böylelikle hem hükümet her yıl aynı yakarışları duymaz, hem de ilgili kesimler son güne kadar diken üstünde yaşamaz.
Bu yasanın kapsamındaki iller gerçek anlamda devlet desteğine ihtiyaç duyan yerlerdir. Süre uzatılmamış olsaydı, sadece Erzurum’da 15 bin dolayındaki vatandaş ya işini kaybetmiş olacaktı, ya da sigortasız çalışmaya mecbur kalacaktı.
Şimdilik uzun vadeli bir çözüm getirilmemiş olsa da, yasa şu haliyle de, istihdamın artmasına çok ciddi bir destek vermektedir. Kendisi de fevkalade yoksul bir şehrin çocuğu olmasına karşın, Maliye Bakanı Sayın Şimşek, süre uzatılmasına, kaynak olmadığı gerekçesiyle şiddetle karşıydı. Bir şekilde sorun Başbakan’a götürülmemiş olsaydı, yılbaşından sonra vahim bir tablo ortaya çıkacaktı.
Şimdi hem binlerce çalışan hem de işveren Başbakan’a derin bir şükran duymaktadır.
Başbakan bu şükranı ziyadesiyle hakketti…
Öyle ya, Sayın Erdoğan olmasaydı Maliye Bakanı Sayın Şimşek, arkasına bakmadan yürüyüp gitmişti. İster, “Başbakan iyi polisi, Maliye Bakanı kötü polisi oynadı” deyin, isterse başka bir şey…
Sonuç olarak, yasanın süresi bir yıl daha uzadı ve binlerce emekçinin kabusu sona erdi.
Seneye de Allah kerim…