Milli Eğitim Bakanlığı, yönetmelikte yaptığı değişiklikle öğrencilere kıyafet serbestliği getirdi. Geçtiğimiz gün gazete ve televizyonlarda, öğrencilerin bu serbestliği abarttığı yönünde, Erzurum İmam Hatip Lisesi Müdürü’nün açıklamaları vardı. Öğrencilerin yırtık ve dar pantolonla okula gelmesine tepki gösteren müdür öğrencileri okula almamıştı.
Kıyafet serbestliği öğrenciler tarafından abartılmaya devam eder mi bilinmez; ancak, durumun bir de sosyolojik boyutu var. Farklı sosyal sınıflardan ailelerin çocukları okullarda ister istemez gelir düzeyleri ile orantılı olarak elbiseler giyinecekler. Bu durum özellikle dar gelirli öğrenciler üzerinde bir travma yaratabilir. Bununla ilgili olarak kuşkusuz pedagoglar gerekli çalışmayı yapmıştır.
Gelelim meselenin bir başka boyutuna. Erzurum ve bölgeden ciddi şikâyetler alıyoruz. Özellikle okul kıyafeti satarak ayakta duran birçok esnaf bir anda verilen serbestlik kararı nedeniyle zor günler geçiriyor. Esnaf serbestlik kararının önceden bildirilmemesi nedeniyle aldıkları okul kıyafetlerinin ellerinde kalmasından yakınıyorlar. Özellikle sadece okul kıyafeti satanlar iflasın eşiğine gelmiş durumda. Zaten sermaye yapıları çok güçlü olmayan bu türlü işletmeler depolarında kalan mallarla kara kara düşünüyor!..
Sadece küçük işletmeler değil, üretim yapan firmalar da serbestlik karşısında mağdur oldular. Sektörde çalışan binlerce insan, üretici ve konfeksiyoncular tarafından üretilmiş milyar lira ile ifade edilecek stoklar bulunmakta. Kumaşçılar, okul kıyafeti üreticileri ve konfeksiyoncular ile satıcılar bu uygulamadan büyük zarar gördü.
Bu tür kararlar alınırken sabahtan akşama uygulanması açıkçası doğru değil. Bu karar alındıktan sonra en azından sektörün kendisini toparlayabilmesi elindeki stoklarını eritebilmesi için uygulaması bir ya da iki yıl ertelenebilirdi. Veyahut Yönetmelikte düzenleme yapılmadan evvel sektör çalışanları ile istişare edilebilirdi. Açıkçası Milli Eğitim’de yapılan bu değişiklik ekonomiye ciddi zarar vereceğe benziyor. Yüzlerce insanın işsiz kalması, onlarca esnafın iflası anlamına gelen bu uygulama en azından esnetilebilir.
Görüştüğüm sektörde faaliyet gösteren esnaflar, “Serbest kıyafet uygulamasında sektörlerin, üreticilerin ve satıcıların mağdur edilmemesi için, uygulama süresinin uzatılması ve yeni düzenleme yapılmasını istiyoruz. Uygulamada eşitliğin sağlanması için yönetmeliğin 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ‘Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel kurumlara ait okul öncesi, ilköğretim ve liselerde 4. maddede yer alan sınırlamalara uyulmak kaydıyla okul yönetimlerince belirlenir’ ibaresinde ‘Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel kurumlar’ ibaresi yerine, ‘Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Devlet-Özel kurumlara ait’ şeklinde bir düzenleme yapılması sektörde biraz olsun rahatlama ve katkı sağlayacaktır.” diyorlar. Esnafın bu sesine kulak vermek gerekiyor.
Bu konuda sivil toplum örgütlerine özellikle de Ticaret ve Sanayi Odası ilgili meslek komitesine ve Esnaf odasına ciddi görev düşüyor. Meselenin gündeme gelmesi ve ilgililerin bu konuda esnafı mağdur etmeden bir geçişin sağlanması şart. Aksi halde özellikle doğuda zaten zar zor ayakta kalmaya çalışan birçok işletme kapılarına kilit vuracak, ciddi sermaye kaybı yaşayacak. Sanırım bunu kimse istemez. Bu yönetmelik çıkarılırken de idarecilerin muradının bu olduğuna inanmıyorum. Siyasiler de meseleye sahip çıkarsa esnafın iflası önlenebilir.