- Erzurum Haber Gazetesi - https://erzurumhabergazetesi.com -

Üç çocuk sır değildir

Başbakan’ın üç çocuk ısrarına kesinlikle katıldığımı belirtmek isterim. Zira Türkiye genç nüfusu ile övünen bir ülkedir. Yüzyıllarca üç kıtaya hükmetmiş bir devletin torunları olarak bu ülkeyi korumak yalnızca vatana bağlılıktan geçmiyor. Vatanın bekasını yaşatacak nesilleri oluşturmaktan geçiyor. Son yıllarda gerek ekonomik nedenler gerekse kısırlık olgusunun arttığı Türkiye’de özellikle eğitimli ebeveynlerin çocukları olmuyor. Olanlar ise iyi bir evlat yetiştirmek için ancak tek çocuk dünya’ya getirmeyi tercih ediyor.

Oysa kırsalda bir ailenin en az 9 çocuğu var. Eğer erkek iki evli ise ki genelde öyle bu sayı 20 ye kadar çıkabiliyor. Devlet Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığı ile maddi imkanı kısıtlı olan ailelere her türlü destek veriyor. Bu kimi zaman süt parası, kimi zaman okul harçlığı, kimi zaman servis parası oluyor. Sırf bunlardan yararlanmak için bile çocuk yapanlar var.  Elbette öyle olalım demiyorum, ama imkânı olan ailelerin üç çocuk yapmasında hiçbir sakınca görmüyorum.

Ancak bu işte Hükümete de çok iş düştüğünü düşünüyorum. Son yıllarda çocuk sahibi olamayan çiftlerin sayısı hızla çoğaldı. Tıpta hala kısırlık nedeni bilinmeyen çiftler var. Bu konuda uzmanlar nasıl bir çalışma yapıyor bilemiyorum ama açıklanmış bir çalışma olmadığını belirteyim.

Bu kadar hormonlu gıdaların olduğu, genetiği değiştirilmiş gıdaların cirit attığı bir ülkede, kısırlığın artması tesadüf olmasa gerek diye düşünüyorum.

Türkiye’nin birçok şehrinde tüp bebek merkezleri var. Çiftler bu merkezlere başvurup çocuk sahibi olmak için çabalıyor. Birçoğu mutlu sona ulaşıyor. Ancak parası olmadığı için bu merkezlerin kapısının önünden geçemeyenler var. Bakanlığın Tüp Bebek için verdiği destek sınırlı. Devlet hastanelerinde böyle bir uygulama zaten yaygın değil.

Bugün Almanya dünya ülkeleri için iyi bir örnek. Ülke nüfusunun büyük bir bölümü yaşlı insanlardan oluşuyor. Almanya bu açığı başka ülkelerden gelen gençlere imkânlar sağlayarak kapatmaya çalışıyor. Gelinen nokta Almanya için ortada.

Türkiye’de henüz tehlike sinyalleri çalmış değil, ancak ayak sesleri çok uzaktan da olsa duyuluyor. Başbakan Erdoğan’ın her konuşmasında ‘üç çocuk’ ısrarının sebebi de budur bana göre.

Siz bakmayın o entel dantel yazarların, sahil kentlerinde yaşayan sözde aydınların, bir bardakta fırtınalar koparmasına. Onların derdi belli,  sırf muhalefet yapmak, farklı düşündüğünü ortaya koyma çabasındalar. Başbakanın icraatlarını beğenip beğenmemek başka bir şeydir.

Ülke menfaatleri başka bir şey.Ben hükümetin bu konuda yaptığı açıklamaları son derece önemsiyor ve doğru buluyorum.Bir çok dinamiği, farklı sesleri içinde bulunduran bir ülkenin, vatan sayılabilmesi için vatanseverlerin sayılarının çoğalması ancak nüfus artırımı ile mümkündür.

Uzun lafın kısası kendine güvenen her aile bakabileceği kadar çocuk dünyaya getirip, onu en iyi şekilde yetiştirmekle hükümlüdür. Yaşandığı her yer vatan değil, uğruna savaştığın, bedel ödediğin, kan döktüğün ve gözünü kırpmadan evladını şehit olsun diye feda ettiğin yer vatandır.