Bu tabir, yani “şark kurnazlığı” ne yazık ki sadece edebiyatımıza ve kültürümüze yerleşmekle kalmamış, bugün bile kendisine yaşam alanı bulmuştur.
Şark kurnazları ne yapar, olaylar karşısında nasıl bir pozisyon alırlar ve rüzgara göre nasıl dönerler? Kendilerini kurnaz ve işbilir zannettikleri için, evvel emirde kuvvete taparlar, güçlünün önünde secde ederler, çıkarları uğruna bütün mukaddesatlarından cayarlar ve kapalı kapılar ardında bir türlü, açıkta başka türlü konuşurlar. Hatta bu eyyamcıların kahır ekseriyeti açıkta da konuşmazlar…
Ama gelin görün ki, etrafta haza adam diye dolaşırlar ve de bazı kimseler tarafından da maalesef ki adam yerine de konulurlar.
Şark kurnazlarının tipik bir özelliği de şudur:
Yemeyi, içmeyi ziftlenmeyi ve pohpohlanmayı severler, lakin hakikate dair bir çift söz etmekten korkarlar, çekinirler.
Rahmetli Gullebi Turan’a da çok benzerler ya da bu adamlar yüzünden Turan öyle olmuştu…
Kendi düşüncesini, hissiyatını söylemekten çekindiği için, sanki başkaları öyle diyormuş gibi nakil yaparlar.
Evveliyatını ve bu şehrin inşasında harcı bulunanları tenzih ederek söyleyecek olursak, bugünkü Erzurum ne yazık ki, şark kurnazlarının, eyyamcıların ve ucuz adamların bolca görüldüğü bahtsız bir beldedir.
Söverken de, komplo kurarken de bir türlü herifçe davranamayan bu pespayeler yüzünden Erzurum şimdi yerlerde sürünüyor.
Hayır; kızgın olduğum için ya da nefsime ağır gelen bir şey olduğu için bunları söylemiyorum. Üzgünüm ki, karşı karşıya bulunduğumuz hakikat, canımın yanması pahasına bana bu ağır hükmü söyletiyor.
Zannediyorum ki, şu müşahhas olayı anlatırsam ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız…
Geçen hafta Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in daveti üzerine, bir toplantıda ben de bulundum. Bu toplantıda öncelikli ve yegane konu Erzurumspor’du. Bu sebeple ertesi günü hem orada hakim olan atmosferi hem de kişisel kanaatimi zaten yazmıştım…
Bu yazımdaki düşüncelere katılanlar da vardı, karşı çıkanlar da…
Olabilir…
Fakat bir de, çeşitli internet sitelerinde sahte isimlerle, merhamet, insaf ve ahlak gibi erdemlerden yoksun bazı kişilerin hakaret ve küfürleri yayımlandı.
İnanınız ki, bu sahte isimlerle küfür eden korkak takımını zerre kadar önemsemedim ve yüksünmedim, ama bedime ar gelen, o toplantıda benden çok daha ileride sözler söyleyip, Erzurumspor’un behemahal kapanması gerektiğini savunan kişilerin, bu küfürbazlara sövme fırsatı tanımasıdır.
Madem öyle o vakit ben de o toplantının havasını özetleyeyim:
Orkun Çizmeli, Nurullah Pala ve Naci Ergen gibi gazeteciler hariç, hemen herkes artık bu takımın iflah olmaz bir hasta olduğunu, kapanmasının daha yararlı olacağını defalarca tekrarladılar ve Ahmet Küçükler’in takıma bugüne kadar çok büyük yararlar sağladığını söylediler. Tekrar ediyorum sadece üç genç arkadaşım ki onlar zaten başından beri aşırı bir duygusallık içinde Erzurumspor için çırpınıp durmaktadırlar. Bunların dışında bir çok kimse bu takım için yapılabilecek bir şey olmadığı görüşündeydi.
Fakat Mehmet Şener’den başkası hem o toplantıyı hem de ne düşündüğünü yazmadı, yazamadı. Meğerse gelebilecek tepkilerden korkmuşlar. Bu sebeple kapalı kapılar ardında aslan, dışarıda kuzu oluveriyorlar!
Hem istiyorlar ki, Erzurumspor kapansın, hem de bu ipi başkaları çeksin!
Değerli dostlar; şark kurnazlığı ve eyyamcılık işte böyle bir şey…
O toplantıda bazıları Küçükler’e yağ çekmekten bitap düşmüştü. Ama ertesi gün ne tek satır yazı yazdılar, ne de bir cümlelik konuşma yaptılar. Aksine, hakikati yazan bendenize sövdürmek için de sütunlarını sonuna kadar açtılar.
Oysa biliyorsunuz ki, o sütun denilen şeyin en kralı bizde var ve bu şehirde hiç kimseye gitmeyen bilgi ve iddia da bendenize gelir. Ama şükürler olsun ki, bu artı değerimizi hiçbir zaman silah olarak kullanmadık ve bir meslektaşımıza küfredilmesine zemin yapmadık… Unutulmamalı ki gazeteci diye geçinen o adamlara, neyin ne olduğunu pekala bildiririz…
Sevgili dostlar, bilen bilir eleştiriye oldukça açık bir kişiyim. Kendi gazetemizde bile beni eleştiren yazılar yayımlandı, yayımlanacak da… Erzurumspor kapansın, oh ne güzel olur diyen Allah aşkınıza kim var ki, biz de bu kervana uymuş olalım. Bizim söylediğimiz başka bir şey ve gelinen noktanın nasıl çaresiz bir hal aldığıdır.
Adamlar lafı neresinden anlıyorsa anlıyor, muhtemelen yazımızı okumadan hakarete ve küfre başlıyorlar. Çünkü biliyorlar ki, o küfürleri yayımlamaya teşne adamlar var.
Olsun…
Benim itirazım, ucuz adamlığa, basitliğe ve çakallığadır…
Bendeniz, bu mevcut yapıyla Erzurumspor’un yeniden ayağa kalkmasının neredeyse imkansız olduğunu savunuyorum. Bazıları ise, Erzurumspor’un adını bile lüzumsuz ve israf olarak görüyor. Buna rağmen biz “acaba bir şey olabilir mi?” diye yüksek sesle düşünmeye devam ediyoruz, onlar da buldukları tetikçiler eliyle bize sövdürüp duruyorlar.
Manzara budur işte…
Kendimi anlatmaktan haya ederim; lakin bu şehir kimin kaç karatlık adam olduğunu da bilir.
Baksınlar bakalım ki şu arşive kim bu şehir için ne yazmış ve kim en zor zamanda neler söylemiş…
İnsaf ve merhamet, alçaklığın ve şerefsizliğin bu kadarına da pes yani…
Sevgili dostlar bağışlayın lütfen…
Yıllardır bu şehri ve bu şehrin sorunlarını yazıp duran bir gazeteciyim ben… Allah’a hamdolsun ki, ne kimseye ne de bir kuruma diyet borcumuz yoktur. Olsaydı zaten bir çok meslektaşımın kafasını kuma soktuğu olaylarda erkekçe öne çıkıp, yazıp çizmezdik. Benimle bu kaderi paylaşan mesai arkadaşlarım da aynıdır.
Af buyurun itin biri yalan ve yanlış bilgilerle iftira ediyorsa, en azından bizim nasıl bir yapıda olduğumuzu bilen meslektaşlarımız bu çirkinliğe alet olmamalıdır.
Bakar mısınız iddiaya:
Güya Ahmet Küçükler Erzurumspor’u soyup soğana çevirmiş, paralarını yemiş. Ben de O’ndan para cukkaladığım için O’nun dümen suyuna girmişim…
Bire Allah’tan korkmaz, bire insafsız ve şerefsiz…
Elini kana bulayıp nasıl başkasının sırtına vurabiliyorsun. Senin hiç mi ahlakın ve izanın yok…
Neyse…
Belli ki bu üslup daha da sertleşecek en iyisi mi burada keselim…
Ama kapalı kapılar ardında Küçükler’i kutsayıp açık alanda iftira edilmesine seyirci kalanları da hem Allah’a hem sizin idrakinize havale ediyorum…
Mehmet Şener
Bir yanıt yazın