Ankara’dan bakınca Doğu’yu görmek neredeyse imkânsız. Bakanlıklar yoğunluktan öyle bir hal almış ki nereye baksan, nereye gitsen her taraf insan. Önümüzdeki günlerde Ankara’dan birbirinden önemli röportajları ve bu röportajlara ait fotoğrafları sevgili kardeşim Cengiz Durular’ın objektifinden takip edebileceksiniz.
Çok uzun yıl oldu Ankara’dan memleketim Erzurum’a göçeli. Dönemin güçlü Günaydın gazetesinin Ankara büroda kısa bir süre çalışmıştım. Ulus Çankırı caddesi, 20 yıl geçti o günlerin üzerinden. Ankara bildik Ankara, havası hala sert, ayazı hala kuvvetli. Güzel anılarımın şehri.
Üç günlük Ankara temaslarımızda Mecliste parti genel başkanlarının grup toplantılarına katıldık. İmralı hükümet görüşmeleri, liderlerin ana gündem maddesi olsa da CHP hariç AK Parti ve MHP çoktan yerel seçimler için kolları sıvamış.
Başbakan il başkanlarıyla bir araya geldi. MHP lideri güçlü oldukları illerin teşkilatlarını ağırladı. Meclis lokantası ise Milletvekillerinin hemşeri ve seçmenleri ile doldu. Ankara’da attığımız her adımda bir Erzurumluya denk geldik.
İlçe belediye başkanları Başbakan’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığında yapacağı makina parkı dağıtım töreni için Ankara’ya gelmişler, belki bize de bir şey düşer ümidi ile. Kalkınma Bakanlığı, Erzurum Cazibe Merkezi Projesi ile kentin çehresinin değişeceğini ve 2 yıl sonra şehrin tanınmayacağını düşünüyor. Özelleştirme idaresi Palandöken ve Konaklı bölgesinin özelleştirme programlarını tamamlamak için çalışmalar yapıyor.
Ankara’dan bakınca daha iki gün önce ayrıldığım kenti bende tanıyamadım. İşsizlik hariç tüm sorunlarını aşmış bir kent var karşımızda… “Tek sorun turizmdi, onuda sattıkmı tamamdır. Erzurum 30 yıl rahat” görüşü hâkim…
Erzurum milletvekilleri kentin sorunları ile ilgilenecek halde değiller. Çünkü o komisyondan bu komisyona koşturup duruyorlar. Herkes şehrin soğuğundan bahsediyor da, dogalğaz faturalarını soran yok. Sorun yumağı olan Erzurum, Kars, Van ve Ağrı tüm sorunlarından arındırılmış… Kar kış fırtına zihinlere yer etmiş…
Pekii bu iller nasıl kurtulur? Kendi haklarını kendileri savununca… Verdigi oyun hesabını sorunca… Tayin işi yaptırmaktan vazgeçip, yatırım isteyince… Ve sen çok yaşa padişahım demekten vazgeçince… Yani başka illerdeki seçmenler gibi düşünüp hareket edince…