Düngünlerdenpazar’dı.
“Evet, biliyorduk”demeyinsakın.
Ben de biliyorum…
Düngünlerdenpazar’dı!
***
Sizibilmemama ben böylesinesessiz, böylesinedurgunbirpazar’abelki dehaylizamandanberiilk keztanıklıkediyordum.
***
Şehrincaddeleri, sokaklarısabahsaatlerindebomboştu.
Hani neredeyse her yerkapalıgibiydi.
***
Bu sesizliğimüthişyadırgadımvehattayadırgamanın da ötesinde, korktum.
***
Bakınbugözlemi ben BabalarGünü’nündeyaptım.
Ki, o günçarşının, pazarınşenveşenlikliolmasılazımgelirdi.
Ama oşenlikErzurum’unne çarşısında, ne pazarındagözükmüyordu.
Hareket de bereket de yerinisessizliğeterketmişgibiydi, inanılmaz.
***
Tamam da “niyeacaba?”
***
Bu sorununcevabınıaynıgününakşamındabirbankacıarkadaştanaldım:
“Erzurum’danakitsıkıntısıçekiliyor, hem de çokciddioranda.”
Durgunluğun, sessizliğin, hareketsizliğinnedeniçıkmıştıortaya.
Anlayacağınızparayoktubuşehirde.
İşinTürkçesibuydu.
***
Ticarihayatın en durağandöneminiyaşadığı, piyasayagirmesigerekensıcakparanınneredeyse4’te 3’ünün kredikartıborcuna, konutveyaarabakredisinekesildiğibirşehrinekonomisibuşartlaraltındaayaktakalabilirmiydi?
Kalamadığıortada.
***
Bunun en çarpıcıgörüntüsüne de Taşmağazaları’ndarastlanıyor.
Gidinbakınisterseniz.
Birzamanlardükkanlarıkilolarlaaltınverilerek el değiştirenTaşmağazaları’ndaşimdionlarcadükkanyakiralık, ya da satılık, onların da dönüpyüzünebakanıyok.
***
BanasorarsanızesnafınciddisıkıntıçektiğiErzurum’da, şehribirbankalarsömürüyor, bir de alışverişmerkezleri.
***
Buna, siyasetçilerimizingöğüslerinigeregereaçtıklarıçağrımerkezlerini de istersenizekleyebilirsiniz.
***
Binlerceeli, ayağıdüzgünpırılpırılgencin“karıntokluğuna”çalıştırıldığıçağrımerkezlerininşehrinekonomisineneyi, nasılkazandırdığına da aslındadönüp bibakmakgerekir.
***
Çoğubirüniversitedenmezunolmuş, belkiiçlerinde master yapanlarının da bulunduğu o gençlereücret, neyekarşılıkverilmektedir.
Sakın“yaptığıişekarşılık”demeyin, güleriminanın.
Benimbiriddiamvarvehareketnoktam da şöyle:
“Nasılolsagençlerinçoğuişsiz. Dolayısıylaverdiğimizücrete de razıolmakmecburiyetindeler.”
***
Böyleolmasa…
Yanikaliteliişgücününucuzaçalıştırıldığıbirşehirolmasa Erzurum, inanınkimsegelmezburalara.
***
Amabiliyorlarki, benimüniversiteyibitirmişAhmetim, Mehmetim, Ayşem, Fatmamişsiz…
Garibanlaryakarıntokluğunaçalışmayıkabuledecekler, ya da babalarınınvereceği“harçlıkla”idareedecekler.
***
E harçlıksa, bunuanne, baba değil de çağrımerkezleri verse mesela…
En azındangenç, “baba harçlığımbitti” deme utancınıyaşamaz.
Bu aradasiz de“Kafdağı’ndankarbağışlanıyormuş”gibihavaatmaşansıyakalamış, dolayısıylabirtaşlaikikuşvurmuşolursunuz.
Güzeldeğil mi?
***
Alın size iştesömürü, işteistismar!
***
Her neyse!
Ben izninizledönüyorumbaşa, asılmeseleye, yaninakitdarlığına, yaniparasızlığa.
***
Söylermisiniz, neredenvenasılbulacağız osıcakparayı?
Okullartatiloldu, öğrenci, öğretmen, amir, memurgittitatile.
Yatırımdeseniz, bi konutsektörü…
Devletinişlerinialanmüteahhitfirmalar dakendiekipleriylezatengeliyorlarşehre.
***
Anlayacağınız her tarafçıkmazsokak!
***
Buçıkmazdankurtulmakiçin,Erzurum’untoplubirkalkınmaseferberliğineihtiyacı var.
Mevcutlarmutlakagözdengeçirilmeli, eldevarolanlar en verimlişekildenasılkullanılabilirbunabakılmalı…
La file peynirgemisiniyürütmegayretkeşliğindenmutlakavazgeçilmeli…
Vehepsindenönemlisi, milletvekillerineve de belediyebaşkanlarına…
Yanisiyesierk’e, “artıkbişeyleryapsanız da görsek”denilebilmeli.
Yoksabugidişle biz bugünümüzü de arar hale geliriz.
Benden söylemesi.