- Erzurum Haber Gazetesi - https://erzurumhabergazetesi.com -

Kutup’laşma …

Bir ülke için en tehlikeli olaydır kutuplaşma, ötekileştirme. Maalesef son bir yılda Türkiye’de bu olaylar çok fazla dillendirilmeye ve gün yüzüne çıkmaya başladı. Ülkede hep bir taraf olma zorunluluğu geliştirildi.

Şüphe yok ki Türkiye konumu itibarı ile ezelden beri dış güçlerin hedefi konumunda bir ülke. Türkiye üzerinde oynan oyunlar esasında çok da Ortadoğu’daki diğer ülkelerden farklı değil. Bir dönem sağ-sol davalarında yüzlerce insan öldü. 12 Eylüller yaşandı, ülke bir gecede onlarca yıl geri gitti. Ardından aşırı dinci, laik tartışmaları ile Türkiye bir kez daha karıştırıldı. 28 Şubat yaşandı.

Türk ile Kürt karşı karşıya getirilmek istendi, tutmadı. 10 yıldır istikrarlı bir çizgide ilerleyen Türkiye’de yine kutuplaşma hortlatıldı. Bunu kimi zaman güçlü oy potansiyeline güvenerek mevcut iktidar, kimi zamanda ana muhalefet yaptı. Gezi eylemlerinde sahnede dış güçler vardı. Olaylar bir şekilde bastırıldı ve çok can gitmeden önüne geçildi.

Üç günden buyana hem sosyal medyada, hem de televizyon ve gazete haberlerinde 2020 Olimpiyatları’nın neden Türkiye’ye verilmediği tartışılıyor. Maalesef tek yürek olması gereken ülkemde öyle mesajlara rastladım ki gözlerime inanamadım. Sevinç çığlıkları atanlar mı istersiniz, ‘iyi oldu’ diyenler mi, ne ararsanız vardı yani.

Bir an düşündüm, bu nasıl bir ülke, içinde bu kadar vatanına sahip çıkmak istemeyen, milli değerleri olmayan insan varken, dış güçler dediğimiz, her olumsuzluğu onlara bağladığımız bu zevatlar bu ülkeyi bölmekte niye bu kadar zorlanıyorlar ki? Bunları kafamda yorumlamaya çalışırken bir mesajda Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’tan geldi. Kılıç twitter hesabından “kına stokları tükenmiştir “ mesajını attı.

Bir bakan düşününki ateşe körükle gidiyor. Şimdi bu durumda kimi, kime şikayet edelim.

Yaşananlar açık ortada. Başbakan’ın % 50 diye ayırdığı grup ile iktidar arasındaki derin çizgi giderek büyüyor. İktidar bu % 50’yi kazanmak yerine dışarıda tutmayı tercih ediyor. Biz yaptık oldu mantığı güdüyor.

Sırf iktidar yara alsın düşüncesiyle hareket eden sözüm ona o % 50’de ‘ohh olimpiyatları alamadınız ya’ diyerek ülkesini yerden yere vuruyor. Bu ülkeyi kimse oranlara bölmesin, kim olursan ol ne kadar iktidar da kalırsanız kalın, bu ülke içinde yaşayan milyonlarındır. Kimse kimsenin sahibi değildir. Hükümete halk yetki vermiştir. O yetki günü gelene kadar elbette kullanılacaktır. Devlet başka bir şeydir, hükümet başka bir şey. Siz her şeye muhalefet edeceksiniz diye bu ülkenin bazı değerlerini yerle bir edemezsiniz.  Olimpiyatların İstanbul’da yapılması bu ülkenin kazanımıdır.

Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki günden güne ayrışıyor, günden güne kutuplaştırılıyoruz. Hükümet ‘ben’ diyor, diğerleri ‘gitsin’ istiyor. Hesaplaşmalar bu ülke üzerinden yapılıyor. Bu gidişat ise en çok Türkiye’de gözü olanların iştahını kabartıyor.