MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Çalıştayın ardından…
Mehmet Şener
Çalıştayın ardından…


ETSO’nun geçen hafta ilkini gerçekleştirdiği, “Birinci Çalıştay ve Ortak Akıl Platformu”, bize ne yazık ki Erzurum’un nasıl bir ruh hali içinde olduğunu göstermiş oldu. Yıllardan buyana, “Yandık, mahvolduk, bittik” edebiyatının en dramatik biçimde sürdürüldüğü Erzurum, “Haydi gelin, bu anafordan hep birlikte kurtulalım, en azından üzerimizdeki şu ölü toprağını kaldırıp atalım” denildiğinde, maalesef kılını bile kıpırdatmıyor. Çalıştay, bu iddiamızı ispatlayan net bir fotoğraf sunmuş oldu herkese… Katılım son derece azdı, siyasetçi ve bürokrat ilgisi çok ama çok zayıftı!Yıllardan buyana, “Yandık, mahvolduk, bittik” edebiyatının en dramatik biçimde sürdürüldüğü Erzurum, “Haydi gelin, bu anafordan hep birlikte kurtulalım, en azından üzerimizdeki şu ölü toprağını kaldırıp atalım” denildiğinde, maalesef kılını bile kıpırdatmıyor.
Çalıştay, bu iddiamızı ispatlayan net bir fotoğraf sunmuş oldu herkese…
Katılım son derece azdı, siyasetçi ve bürokrat ilgisi çok ama çok zayıftı!
Yıllardan bu yana iktisadi problemlerle boğuşup duran esnafımız ve iş dünyası, kendi meselelerinin masaya yatırıldığı bir toplantıya bile böylesine bigane kalıyorsa bundan ancak iki sonuç çıkarabiliriz:
1- Esnaf ve iş dünyası, aslında yıllardan beri yakınıp durduğu gibi, büyük sıkıntılara maruz kalmıyor. Herkes bir şekilde halinden memnun ki, geçen hafta ETSO’nun ondan önceki günlerde de benzer meslek teşekküllerinin düzenledikleri oturumlar, yeterli ilgili görmüyor.
2- Esnaf ve iş dünyası, öylesine bitmiş ve tükenmiş ki yeniden yaşama tutunacak umudu kalmadığı için, çalıştaylara gidecek mecali yok. Esnaf ve iş dünyası inanıyor ki bu toplantılar, havanda su dövmekten ileri gitmeyen anlamsız çabalardır. Salonları doldurup, konuşmalar yapmak boşa kürek çekmektir, bu sebeple herkes otursun oturduğu yerde.
Üçüncü bir şık benim aklıma gelmiyor. Siz şayet başka bir yol biliyorsanız bizi de aydınlatınız lütfen…
Erzurum’un mali ve sosyal yapısı ortada…
Küçük esnafın yüzde altısı aylık sosyal güvenlik primini ödeyemiyor. Karşılıksız çeklerin ve vadesinde ödenemeyen senetlerin artık hesabı tutulamıyor. İletişim sektörünü bir kenarda tutarak söyleyecek olursak, bu şehirde iş imkanı neredeyse yok denecek kadar az…
Erzurum’daki tek hareket, 2011 nedeniyle yapılan spor tesisleri sayesinde mevcut. Buna rağmen, “Bu krizden, bu açmazdan, bu çaresizlikten nasıl çıkabiliriz?” başlıklı bir toplantı, olması gerekenden çok uzak bir atmosferde yapılıyorsa, demek ki, bizde ciddi bir sorun var.
Bazı dostlar haklı olarak diyeceklerdir ki, “İyi de, biz Erzurum esnafı olarak, bugüne kadar böyle onlarca toplantıya katıldık, onlarca rapor okuduk. Değişen bir şey olmadı. Üstüne üstlük, dev alış-veriş merkezleri yüzünden de büsbütün geriye gittik.”
Hani bugünlerde moda bir deyim oldu ya, biz de tekrarlayalım:
“Keşke!”
Evet; keşke haklı olsaydınız, ya da böyle düşünmekte hepimiz haklı olabilseydik…
Maalesef bu bakış açısı yanlış; bizi bırakın düzlüğe çıkarmayı, iyiden iyiye derinlere sürüklemekte…
Çare şudur:
Sorunların üstüne giderek, bağırıp, çağırmadan, en önemlisi de akla ziyan taleplerde ısrar etmeden, çağın koşullarına uygun çıkışlar yapmaktır.
Evet; çalıştaylar, akşamdan sabaha sonuç doğuracak oturumlar değildir. Ancak sorunlar bu sayede yani geniş katılımlı toplantılarda ve doğru zeminlerde ele alınmasıyla ortadan kalkar yahut azalır.
ETSO’nun yaptığı bu çıkış, zamanlaması açısından da doğruydu, şartlar bakımından da…
Fakat bu çalıştayın Ankara’da ciddi bir makes bulacağını zannetmiyorum. Çünkü, daha Erzurum da istenilen hareketlenmeyi sağlayamadı. Ankara’da, hükümetin veya ilgili çevrelerin, “Erzurum iş dünyası bize sesleniyor, kulak verelim” diyebilmesi için, önce bizim birbirimize kulak vermemiz gerekirdi.
Katılım öyle güçlü olmalıydı ki, Ankara için cılız sayılabilecek bu taşra toplantısı, önce kuvvetli bir çığlığa, ardından da devasa bir çığa dönüşebilmeliydi, çıkaracağımız ses…
Olmadı, ne yazık ki…
Kimi nobran davranışlar ve bazı iflah olmaz septikler ve müzmin müştekiler yüzünden, sorunlarımıza çare aramaktan uzaklaşıp, başka adreslerde sorumlu arayıp durduk.
Zahir, politikacılar da bu dağınık halimizi çok iyi bildikleri için, maslahat savma kabilinden bir ilgi göstermişti. Bürokrat zaten, politikacıyı göz ucuyla izlediği için, uygun pozisyonu hemen almayı biliyor!
Geçen hafta üç gün üst üste yazmaya ve dilimiz döndüğünce de hem televizyonda hem de radyoda anlatmaya çalıştık:
Erzurum asla çaresiz bir noktada değil. Kim ki, “sözün bittiği yer” diyorsa, anlayın ki, o önceden kafasına koymuş buradan çekip gidecek, sadece kaçışına mazeret aramaya çalışıyordur.
Aynı şeyde yine ısrar ediyorum; çünkü doğru olduğuna inanıyorum, çünkü gelişen şartlar böyle inanmama vesile oluyor. Devlet Bakanı Ali Babacan’ın “İstikbalin en iyi şehirlerinden biri Erzurum olacak” öngörüsü ile İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’ın, “Erzurum’un kış sporları ve kış turizmi sayesinde nüfusu, 2015 ile 2025 yılları arasında beş milyonu bulacak kalkınmış bir şehir olacaktır” mealindeki tespitine katılıyorum.
Her ne kadar bazı dostlar, bu “beş milyon meselesi”ni yanlış anlıyorlar yahut inadına yanlış anlamak istiyor olsalar da, tespitin haklılığına halel gelmez. Zira, Yalçıntaş bu rakamı verirken, yerleşik bir nüfustan söz etmiyor. Nasıl ki, Antalya’nın yaz ve kış nüfusu neredeyse yüzde yüz oranında değişiyorsa, bizde de kış turizmi sayesinde benzer bir gelişme tahakkuk edecektir.
Kesin olan şu ki, Erzurum önümüzdeki on yıl içinde bugünkünden çok ama çok daha zengin, kalkınmış ve gelişmiş bir şehir olacak. Bu tablonun illa da bu şehrin halkının eliyle olacağı diye bir kanun yok ki… Biz gelişmeleri iyi değerlendiremez, gidişatı doğru okuyamazsak birileri mutlaka gereğini yapacaktır. Tıpkı tabiatın boşluk kaldırmaması gibi…
Bu şehrin mutlaka ama mutlaka iyi iyi çizilmiş, doğru koordinatların yerleştirildiği bir yol haritasına ihtiyacı var. Bu harita elimizde ve önümüzde olmalı ki, nereye en kısa yoldan nasıl gidebileceğimizi bilelim.
ETSO’nun veya başka örgütlerin gerçekleştirdiği ya da bundan sonra gerçekleştirecekleri çalıştaylar bu bakımdan hayati önem taşımaktadır.
Politikacıların ve bürokratların şimdi mesafeli duruyor olmalarına aldırmayın. Şayet biz doğru hedefe yönelebilirsek, kuşkunuz olmasın ki, politikacı oradan siyaseten nemalanmak için, herkesten önce koşup gelecektir.
ETSO’nun çalıştayında yalnızca AK Parti’den Muhyettin Aksak ile Fazilet Dağcı Çığlık vardı. Yarın göreceksiniz civar illerin milletvekilleri de orada saf tutmak için, çabalayıp duracak.
Ama önce biz meselemize sahip çıkmalıyız…

Mehmet ŞENER

📆 15 Şubat 2010 Pazartesi 10:46   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR