DEMEK Kİ NEYMİŞ? KİMSE DOKUNULMAZ DEĞİLMİŞ.
Erzurum’da Tarım ve Hayvancılığın dibe vurmasına sebep olan, üstüne üstük kamuoyunu da yanlış bilgiler vererek kandıran, kendisini teftişe gelen müfettişlere alem yaptıran, Tarım İl Müdürü Bektaş Erdoğan Trabzon’a atandı. Yerinden o kadar emindi ki Bektaş bey, atanacağını ifade eden milletvekilinin kendisini arayıp özür dilediğini bile söylemişti. Efendim Trabzon’a gitmesi ödül sayılırmış, Vallaha hiç umurumda değil, Erzurum’dan gitti ya benim için önemli olan o. Şimdi Trabzonlular düşünsün.
Bektaş Erdoğan’ın atanması beni ümitlendirdi. Kararnamesi 3 aya çıksa da olsun. Zararın neresinden dönersen kardır demişler. Ümitlendim, demek ki Bakan korumasında olduğu iddia edilen müdürler, şayet başarısızlarsa değiştirilebiliyorlarmış. Bir başarısız müdürümüz daha var. Erzurum kültürünü çocukluğunda oynadığı “aşşık” oyunundan ve Pasinler doğumlu “palavracı” Teyo pehlivandan ibaret gören, Cumhurbaşkanını horon gösterisiyle karşılayan, kravat takmayı zül kabul eden, 2011 üniversiteler arası kış oyunları için çalışan ekibin görmezden gelip umursamadığı, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın akrabası olduğu iddia edilen Kültür ve Turizm Müdürü Fikret Öztürk. Öztürk’ün de Bakan dokunulmazlığına rağmen değiştirilebileceğini düşünüyorum. Bu kamuoyu baskısı gereğinin yapılmasını sağlayacaktır.
BİR “GARİP” AHMET SARI.
Onunla üniversite öğrencisiyken tanıştım. O dönem Araştırma Görevlisiydi. Bir bardak demli çay eşliğinde yaptığımız sohbetler oldukça keyifliydi. Yazdığım oyunları ilk ona okutur, yaptığı eleştirileri büyük bir dikkatle dinlerdim. Çok yoğun olmasına rağmen muhakkak zaman ayırır ve sizi dinlerdi. Ne zaman canım entelektüel bir muhabbet çekse soluğu yanında alırdım. O’da yaptığı çevirileri benimle paylaşırdı. O kadar heyecanlıydı ki Ahmet Sarı onunla konuşurken sizin de heyecanlanmanız kaçınılmazdı. Hızlı konuşmasının sebebi dilinin beynine yetişememesiydi. Onu anlamanız, kurduğu cümleleri kaçırmamanız için bütün dikkatinizi vermeniz gerekirdi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Sarı’ya yaptığı çeviriler ve bilimsel çalışmaları nedeniyle Avusturya Cumhurbaşkanlılığı “Avusturya Gümüş Hizmet Nişanı” vermiş. Sonuna kadar hak etti bu ödülü Sarı. Bana sorarsanız “ altın hizmet nişanı” daha şık dururdu ama olsun. Ahmet hocayı yürekten kutluyorum.
DAĞLARLA SAVAŞTI BAŞARDI.
Ona yapılan zulmü çok kaleme aldık. Yazıp çizdik, kısır çekişmeler yüzünden bir dönem ameliyatlara girmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Hayatı ona çekilmez kılmak için çok uğraştılar. Ama o yılmadı, bulduğu her fırsatta insanları iyileştirmek için çaba sarf etti. Benim için mücadelenin adıdır Doç.Dr. Mehmet Dumlu Aydın. Onun haklılığına hep inandım. Başarılı olacağına da emindim. Öyle de oldu.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Dumlu Aydın’ın halen kullanılmakta olan ilaçların tansiyon yüksekliğini düşürme mekanizmasının bilindiği gibi olmadığı konusunda yaptığı deneysel çalışma ile ‘Archives of Pharmacal Research’ dergisine kapak oldu.
Aydın’ın bu çalışması ile beklide ileride tansiyon ilacı kullanmaya bile gerek kalmayacak. İşte bilim adamı böyle olmalı. Eline sağlık Mehmet Dumlu Aydın.
Sinan ÖZÇAYLAK