- Erzurum Haber Gazetesi - https://erzurumhabergazetesi.com -

‘Atatürk İletişim’ ile ‘Hababam sınıfı’nın ortak kaderi

ERZURUM’da iletişimciler ile rektör yardımcısı arasındaki ‘sansür’ tartışması, yoğun siyaset gündemi içinde kayboldu.

Oysa, sansür, sadece iletişimcileri yani medya sektörünü değil herkesi ilgilendiren bir konu.

Yönetimler, problem çıkmaması için çareyi ‘yasak’ sınırını genişletmekte buluyor.

Ve de sınır tanımayan sansür uygulaması ile birlikte halkın haber alma özgürlüğü ortadan kalkıyor.

Konuyu açmak gerekirse, örneğin çoğu kentte polis, jandarma, son 24 saat içinde meydana gelen olayları günlük bülten halinde medyaya verir.

Erzurum’da ise polis ve jandarma, sadece kendi haber olmasını istediği konuların bilgisini basınla paylaşır.

Sadece güvenlik birimlerinde mi sansür var?

Hayır, şeffaflıktan uzak olan tüm kuruluşlarda benzer sorunla karşılaşırız.

İsterseniz önce ‘sansür’ için Türk Dil Kurumu ne diyor, ona bakalım:

– Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükümetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim.

Sansür için ‘Ekşi sözlük’ ise şöyle bir tanım kullanıyor:

– Neyi görüp, neyi görmeyeceğimize, neyi okuyup neyi okumayacağımıza başkalarının, devletin karar vermesi.

‘HABABAM SINIFI’ FİLMİ NİÇİN SANSÜR EDİLDİ?

Sizlere ‘Hababam sınıfı filmine bir zamanlar sansür uygulandı’ dersem, bana inanır mısınız?

Kemal Sunal‘ın ‘İnek Şaban’, ‘Adile Naşit‘in ‘Hafize Ana’, Tarık Akan‘ın ‘Damat Ferit’, Münir Özkul’un ‘Kel Mahmut’, Halit Akçatepe’nin ‘Güdük Necmi’, Şener Şen‘in ‘Badi Ekrem’ olarak ünlendiği film, sansüre kurban gidiyor.

Bazılarının ‘Nereden çıkardın bunu’, ‘yok canım’, ‘Hababam Sınıfı’nın neyini sansürleyecekler?’ dediğini duyar gibiyim.