Seven ailesi adına Mehmet Sabri Seven’den basın açıklaması
Erzurum merkezli yayın yapan bazı internet siteleri İstanbul’da hizmet veren Erzurum Vakıf ve Derneklerine yönelik yaptıkları eleştirel haberlerin yanı sıra Seven ailesinde hedef alınmasına karşılık İstanbul Erzurumlular Vakfı Başkanı Mehmet Sabri Seven’den Seven ailesi adına basın açıklaması geldi.
İstanbul’da hizmet veren Vakıf ve Dernekler üzerinden İstanbul Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı kurucularından olan Seven ailesi’nin hedef alındığı yazılı ve video haberlerde hem ailenin kişilik haklarına hem de diğer vakıf ve Derneklere ithamlarda bulunulmuştu.
İstanbul’da Erzurum’luların Birlik ve beraberliğine önderlik etmiş olan Ethem Seven’in mensubu olduğu aile İstanbul Erzurumlular Vakfında kurulduğu günden beri Erzurum ve Erzurumluya hizmet ediyor.
25 yıllık dernek sürecinden sonra kurulan İstanbul Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı sırasıyla şu isimler başkanlık yaptı. İbrahim Ethem Seven (1987-1989), Metin Üğdül (1989-1992), İbrahim Ethem Seven (1992-1999), Mete Kılıç (1999-2001), Gani Hamutçu (2001-2008), Muammer Alemdaroğlu (2008-2011), Hadi Atalar (2011-2014), Mehmet Sabri Seven (2014- devam ediyor) 25 yılı Erzurumlular Derneği 26 yılı da vakıf olmak üzere toplam 51yıllık sürede İstanbul Erzurumlular Vakfında Seven ailesinden iki isim görev aldı. 1.ncisi Vakfın kurucu başkanı olan İbrahim Ethem Seven 2 dönem başkanlık yaparken 2.nci olarak kurucu ve üyelerin yoğun talep ve ısrarlarını kıramayarak görev kabul eden mevcut başkan Mehmet Sabri Seven’dir.
İşte Seven Ailesi adına Mehmet Sabri Seven’in Yapmış olduğu basın açıklaması.
BASIN AÇIKLAMASI
Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ isimli gazeteciler değişik tarihlerde, müteaddit kez ailemizin ismini kullanarak genel anlamda İstanbul’daki Erzurum Dernek ve Vakıflarının bölünüp çoğalmasına, Erzurumluların dağılmasına sebebiyet verdiğimiz gibi haksız ve asılsız ithamlarla haber yapmışlardır.
Ben polemik yaratmamak için bu haberlere uzun müddet cevap vermedim. Ancak gerek Erzurum’dan gerekse İstanbul’daki dostlarımdan gelen telkinlerle ailemin haksızlığa maruz kaldığı konusunda beni ikna etmeleri ve “SÜKÛT İKRARDANDIR” mantığıyla kamuoyunun nezdinde mağdur olmamak için bu açıklamayı yapma gereği hissettim.
Her ne kadar gazeteci olmamama ve bu konuda herhangi bir bilgim olmamasına rağmen bu mesleğin halkı doğru bilgilendirme açısından çok kutsal ve ulvi bir meslek olduğunun ve haddim olmayarak bu mesleğin vazgeçilmez 1.şartının HABERİN VE /VEYA İDDİANIN DOĞRULUĞUNUN ARAŞTIRILARAK YAPILMASININ gerekli olduğu kanaatindeyim.
Bunun hem habercilik etiği açısından hem de habere konu kişi veya kişilerin hakları açısından çok önemli olduğunu ve haberciliğin OLMAZSA OLMAZI olduğunu düşünüyorum.
Bu görüşten hareketle, Sayın Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ’nün yukarıdaki saiklerle itham ederek yaptıkları haberde ismini zikrettiklerinden;
1 ) Babam Ahmet Hulusi SEVEN; şu an 92 yaşında olup, Türkiye’nin dört bir yanında sanatlarını icra eden birçok sanatçının, folklorcunun yetiştiği, Erzurum’umuzun Kültür abidesi ERZURUM HALK OYUNLARI HALK TÜRKÜLERİ DERNEĞİ’nin kurucularındandır.(09.12.1954) Bu derneğin 1949’da Viyana da, 1950’de İspanya San Sebastian Festivalinde, 1952’de Fransa’ da Dünya Şampiyonu olarak Türkiye’yi ve Erzurum’u, Erzurumluyu gururla temsil eden folklor ekibinin bir elemanıdır. Bu dernekte yetişmiş Mükerrem KEMERTAŞ, Raci ALKIR, Arif SAĞ, Suat IŞIKLI, Muharrem AKKUŞ, Lütfü ORTAKALE ve isimlerini sayamadığım birçok değerli sanatçının (kendi ifadeleri ile) hocalığını ve 1960 yılında kurulan Erzurum Radyosunda koro yöneticiliğini yapmıştır.
Erzurum ve Erzurumluyu her şeyin üstünde tutması sebebi ile bu kültürel faaliyetlere verdiği mesai yüzünden ailesini ve ticari faaliyetlerini hep 2. Plana atmıştır. Tüm bu hizmetlerini fahri olarak, hiçbir karşılık beklemeden yapmıştır. Bunlar Erzurum’un kültürel, sosyal açıdan tanıtımı ve gelişmesi için yapmış olduğu hizmetlerden bir kısmıdır.
Bunların yanı sıra, ekonomik açıdan Erzurum’un ticari olarak gelişimine de inkâr edilemeyecek katkıları olmuştur.
Şöyle ki, geçmiş ticari faaliyetlerinin yanı sıra henüz Türkiye de İthalat, İhracat tam benimsenmemişken, 1970’li yılların başından itibaren Erzurum’dan, İran ağırlıklı olarak birçok Ortadoğu ülkesine ihracat yapmış bu vesile ile Erzurum’un ekonomik hayatına ve Erzurumlunun istihdamına büyük katkısı olmuştur. Bu faaliyetlerinde dolayı da 1974 – 1984 yılları arasında İstanbul Tic. Ve San. Odası, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası, Erzurum İhracatçılar Birliği tarafından verilen takdir beratları ile taltif edilmiştir. 1981 yılında Erzurum Vergi Rekortmenidir.
Ahmet Hulusi SEVEN’İN Erzurum ve Erzurumlu için, İstanbul’daki Erzurum Vakıf ve Derneklerine maddi ve manevi birçok katkısının yanı sıra İstanbul’daki hiçbir Erzurum Vakıf ve/veya Derneğinde başkan veya yönetici olarak görev almamıştır. Dolayısı ile Sayın Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ’nün haberlerinde iddia ettikleri gibi babam Ahmet Hulusi SEVEN’İN İstanbul’daki Vakıf ve Derneklerinin bölünmesinde Erzurumluların dağılmasında hiçbir dahli olmadığı gibi Erzurumluların bir araya gelmesi, ilerlemesi açısından yukarıda saymaya çalıştığım birçok katkıları olmuştur.
2 ) Yine Aynı iddialara, isminden bahsederek itham ettikleri rahmetli ağabeyim İbrahim Ethem SEVEN, gurbette Erzurumluya sahip çıkmış, Erzurum’un gelişmesini kendisine şiar edinmiş bir kişiydi. Şimdi ki Vakfımız daha önceleri Erzurum Derneği olarak yıllarca Kadıköy’de Diyarbakırlıların ve Trabzonluların kahvehane köşelerinde faaliyetlerini sürdürürken, rutin toplantılarını ve genel kurullarının dahi bu kahvehane köşelerinde yaparken bu durumun Erzurum’a, Erzurumluya yakışmadığını, küçük düşürdüğünü düşünerek bu derneği feshedip kurucu başkanı olduğu İstanbul Erzurumlular Kültür Ve Dayanışma Vakfını kurup, kurucuları ve Yönetim Kurulu ve İstanbul’daki hayırsever hemşehrilerimizin de katkılarıyla şu an faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz vakfımızın binasının arsasını satın alarak, binanın inşaatına bitirip vakfımıza kazandırılmasına önayak olmuştu.
Başkanlığı döneminde gerek Erzurumlu, gerekse Erzurumlu olmayan taraflı, tarafsız herkesin takdir ettiği başarılı hizmetlere imza atmıştı. (Bunları benim yazmam doğru olmaz az-çok dernekçilikle ilgilenmiş 30 yaş üstü kime sorulursa öğrenilir.) Hiçbir hizmetini saymasak bile Erzurum’u, Erzurumluyu kahve köşelerinden kurtarıp, Kadıköy’ün merkezinde, taraflı tarafsız herkesin imrenerek baktığı, İstanbul’da ve /veya Türkiye’nin birçok yerinde hiçbir şehir Derneğinin sahip olamayacağı bu modern binayı bitirip Vakfın mülkü olarak kazanılmasına başkan olarak önayak olması başlı başına büyük bir hizmettir.
Rahmetli ağabeyimde, babam gibi sırf Erzurum aşkıyla, Erzurum ve Erzurumlu İstanbul’da bir yerlere gelsin diye, çalışmış, didinmişti ve bunda da, birlikte çalıştığı arkadaşlarının da katkısıyla büyük ölçüde başarılı olmuştu. 1999 yılında da hak emrivaki olup vefat etmiştir.
Ağabeyim vefat ettiğinde İstanbul’da, İstanbul Erzurumlular Kültür Ve Dayanışma Vakfı, 1978 yılında kurulan Beyoğlu Erzurum Vakfı ve 4 yıl önce kurulmuş olup henüz etkin bir faaliyeti olmayan Maltepe Erzurumlular Vakfı ile 5- 6 tanede dernek vardı ki, o yıllarda nüfusu 10 milyona yakın olan İstanbul’da bu sayı gayet normal boyutlardaydı ve o yıllarda İstanbul’da Erzurum adıyla yapılan tüm etkinliklerde ve faaliyetlerde bu vakıf ve dernekler hep birlikte hareket ediyordu.
Yani Sayın Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ’nün iddia ettikleri gibi bir bölünme ve dağılma yoktu, yine kendilerinin iddia ettikleri gibi bir sürü dernek açıldıysa, Erzurumlular bölünüp dağıldıysa daha sonra olmuştur. Eminim ki böyle bir şeyden de o dönemden sonraki hiçbir yöneticinin isteyerek dahli olmamıştır.
Ben buradan sadece Seven Ailesi ile ilgili asılsız ve haksız iddialara açıklık getirmek için bu bilgileri paylaşmak zorundaydım. O dönemlerde görev alan ağabeylerim ve kardeşlerim benim burada ki meramımı anlayarak bana hak vereceklerdir.
3 ) Yine aynı asılsız iddialarla ismimi zikrederek itham ettikleri ben Mehmet Sabri SEVEN, Seven Ailesinin tüm fertleri gibi, hiçbir zaman maddi manevi katkılarımı esirgemediğim İstanbul’daki Erzurum Vakıf ve Derneklerinde 2014 yılının Mart ayına kadar başkanlık yapmadım. Vakıf üyelerimizin ve hatırını kıramayacağım hemşerilerimizin de baskısı ve ricaları ile hiç istemememe rağmen ( bu tür haksız, asılsız, ithamlara muhatap olmamak için) 2014 yılı Mart ayındaki genel kurulda, ittifakla bu ulvi göreve layık görüldük. Bu görevi Yönetim Kurulu arkadaşlarımla birlikte bir buçuk yıldır yürütüyoruz. Bu süre içinde Sayın Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ’nün iddia ettikleri gibi İstanbul’da Erzurum adıyla Vakıf ve Dernek açılmadı, Erzurumlular dört bir tarafa dağılmadı, bölünmedi.
Yani iddia ettikleri gibi İstanbul’da Erzurumluların, Erzurum Vakıf ve Derneklerinin bölünmesinde Seven Ailesinin hiçbir ferdinin bir zerre dahi dahli olmadığı gibi yukarıda da bahsettiğim gibi yıllarca maddi manevi katkısı olmuştur. Benim ve Yönetim Kurulu arkadaşlarımın, bir buçuk yıllık çalışma dönemimizde de en büyük hizmetimiz ta kurulduğundan bugüne kadar insana yatırımı kendisine şiar edinmiş olan Vakfımızın, geleceğimizin teminatı olan gençlere yatırım ilkesi doğrultusunda, kurulduğu tarihten itibaren, ihtiyacı olan Erzurumlu Üniversite öğrencilerine burs verdiği gibi bizde; Vakıf üyelerimiz, Vakıf Kadın Kollarımız, Yönetim Kurulumuz ve yardımsever hemşehrilerimizin yardımlarıyla burs ödemelerini arttırarak devam ettiriyoruz.
Yine hayırsever hemşehrilerimizin yardımlarıyla ağırlıklı ramazan aylarında olmak üzere tespit etmiş olduğumuz Erzurumlu ihtiyaç sahibi ailelere yardımda bulunuyoruz, yine yıllardır devam eden bir geleneğimiz olan ramazan ayında her gün 100’e yakın kişinin yediği ücretsiz iftar yemekleri veriyoruz, yine savaş yıllarından itibaren Erzurum’umuzun geleneği olan 1001 hatim geleneğini her sene bir camiide binlerce hemşehrimizin katılımıyla gerçekleştiriyoruz, bunların yanında da Erzurumlu gençlerimize Vakıf Binamızda ücretsiz folklor, yabancı dil, taşlarla resim, enstrüman kursları verdiriyoruz.
Zaten şehir vakıf ve derneklerinin kuruluşlarının ana amaçlarını da çoğunlukla bu hizmetler oluşturur, tabi ki bu hizmetlerimizden burs ödemelerini ve ihtiyaçlı ailelere yardımları Allah razı olsun hayırsever vakıf üyelerimiz ve hemşehrilerimizin yardımlarıyla yapıyoruz, bizler de bu hayırlara aracı ve vesile oluyoruz, geri kalan tüm etkinliklerimizi de üye aidatlarımız ve yönetim kurulu üyelerimizin katkılarıyla yapıyoruz, zaten Vakfımızın yapacağı da budur çünkü Vakfımızın idamesi ve bu tür yardımların devam ettirilmesi için, başka bir geliri yoktur.
YUKARIDAKİ BİLGİLER IŞIĞINDA, ERZURUM VE ERZURUMLU İÇİN BU KADAR FEDAKÂRLIK YAPMIŞ BİR AİLENİN FERTLERİNİ, HİÇBİR MESNETE DAYANDIRMADAN, NAHAK YERE BUTÜR ASILSIZ İDDİALARLA İTHAM EDİP ÜZMEK VE KAMUOYU NEZDİNDE YANLIŞ İNTİBALARA SEBEBİYET VERMEK DOĞRU MUDUR?
Yukarıdaki açıklamalara dayanarak Ben, Sayın Cem ATMACA ve Ender YÜNCÜ’nün yanlış bilgilendirildiklerini tahmin ediyorum ve kendilerinin bu vahim yanlışlarını düzeltip Seven Ailesine yapılan haksızlığı giderecekleri umuduyla saygılarımı sunarım.
SEVEN Ailesi adına Mehmet Sabri SEVEN