Erzurum’a fabrikalar kurulmayacağına göre, Ağır sanayi gelmeyeceğine göre, Bu şehir nasıl kalkınacak? Bu şehir nasıl büyüyecek?

x

Fabrika ve sanayi için altyapı fukara olan bu şehir o zaman hep böylemi kalacak?
Adı makus talih mi olacak?
Gelişmeyecek,
Büyümeyecek.
Öyle mi?

x

Tabi ki öyle değil.
Bu şehir yetim şehir değil.
Ne boynu bükük,
Ne de ağır hapse mahkum olacak kadar suç işlemiş bir şehir.
Tarih sayfalarında da,
İnsan yapısıyla,
Dik duruşuyla hizmeti en fazla hak etmiş,
Büyümeye, gelişmeye susamış olan bir şehirdir Erzurum.

x

Son dönemlerde siyasi hükümetler Erzurum’u düşündüler.
Fabrika,
Sanayi kuramadılar ama,
İşte 2. Üniversite,
Sağlık alanında atılan adımlar,
Kış Turizminde söz sahibi olacak imkanları Erzurum’un ayağına kadar
getirdiler.
İzlenen politikalara bakınca,
Hükümetlerin Erzurum’u “Hizmet sektörleri” ile beslemenin peşinde oldukları ortaya çıkıyor.
Kötü mü?
Değil elbette.

x

Bunlar güzel gelişmeler.
Ama aksaklık,
Gariplik şehri yönetenlerde.
Tabi ki sözümüz işini iyi bilenler ve yapanlar için değil.
Ama maalesef işini bilmeyenlerin sayısı bilenlerden kat kat fazla.
Tökezleme,
Aksaklık,
İrade koyamama,
Gecikme işte işini bilmeyenlerin sayısından kaynaklanıyor.

x

Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül geçen gün bir açıklama yapmıştı.
Açıklamayı ben okudum.
2011 le ilgili teknik işlerin, tesislerin yapımının sıkıntısız devam ettiğini söylemiş.
Doğru söylemiş.
Herkeste bunu biliyor ve görüyor zaten.
Ama yerel yöneticileri topa tutmuştu.
Haksız mı?
Değil.
Şehrin harabe görüntüsünü görmüş,
Pislikten,
Çakır çukurdan geçilmez olduğunu fark etmiş,
Kentsel dönüşümün adı var kendi yok oluşunun farkına varmış,
2011 le ilgili olarak yerel yönetimlerin ilgisizliğini, sahipsizliğini tespit etmiş.
Adamcağız ortaya çıkmış,
Bas bas bağırıyor.
Duyan var mı?
Var ama kimse üzerine alınmaz.
Sanki “Bana söylemiyorlar”

x

Sözün kısası şu aslında.
Nimet ayağımıza kadar geliyor.
Ama biz nimetin kıymetini bilmiyoruz.
Çok konuşuyoruz,
Basında yayında çok boy gösteriyoruz,
İcraata sıra gelince de sınıfta kalıyoruz.
Yapılacak tek şey var.
Herkes kendi işini yapsın arkadaş.
Birde papağan gibi aynı konuları özellikle basın toplantılarında dile getirmeyelim.
“Ne gibi?” derseniz,
“Erzurum sağlıkta, eğitimde, turizmde süper il oldu” gibi.
Önce imkanlar varken bunlar değerlendirilsin, 
Turizmde,
Eğitimde ve sağlıkta rüştümüzü ispat edelim, sonra konuşalım…
En kolay işi çok yapıyoruz ama…
Yani konuşuyor, konuşuyoruz, konuşuyoruz….

Esat BİNDESEN