Yaptığımız bütün uyarılara rağmen HES ler konusunda yetkililer görüşlerimizi hiç dikkate almamış ve geçen hafta içerisinde 100 den fazla kolluk kuvvetinin eşliğinde hâkim Serdarlı Beldesindeki HES’ler için yer tespiti çalışmalarını tamamlamıştır.
Bir anlamda devlet erkini göstermiş, toplumumuza gözdağı vermiştir. Bizim zaten devletimize karşı çıkacak ne niyetimiz ne de gücümüz var. Sadece olayın taraflarından birisi olarak bizleri de dinlemesini istemiştik. Adeta bu toplumu görmezden geldiler. Ne uğruna, diye merak ediyoruz. Ülkesel çıkar mı, kıymetli dostların hatırı mı ne? Merak ediyoruz.
On yıllardır herkesin gözü önünde birilerinin kullandığı enerjinin bedelini bu fukara topluma ödeten devlet, bizim can damarlarımızı kuruturken gösterdiği yenilmez gücünü neden buralarda göstermez, merak ediyoruz.
Cevabın bir kısmını biliyoruz. Hep arkasında durduğumuz devletimizin güvenlik güçlerine karşı gelecek halimiz yok. Ne hükümette derdimizi dert edinecek bir temsilcimiz, ne medyada feryadımıza ses verecek yandaşımız ne de birilerini ikna edecek maddi gücümüz var. Bizi yok saymada, masum ve mantıklı isteklerimizi görmezden gelmede haklılar.
Bakınız bizler bu bölgeye HES’leri yapmayın demedik. Bunları bölgesel koşulları değerlendirerek yapın dedik. Öyle yapın ki, toplumsal ve çevresel travmaya neden olmadan enerji üretimi mümkün olsun dedik.
Burada acı olan şudur ki, bu toplumun istekleri, yüzyıllardır sahip olduğu ve kendi malı gibi koruduğu doğal kaynakları; usulüne uygun yapılacak prolerden doğacak ufak bir maliyet farkına feda edilmiştir.
Bilinmelidir ki bizler; bizi böyle ucuza satanları asla unutmayacağız. Bölgemize yapılacak olan HES’ler bize yapılanlar konusunda hatıralarımızı hep diri tutacak. Bir anlamda develetimizin bize bakış açısının dikili heykelleri olacak. Bu haksız muamelenin sembolleri olan HES’ler gelecek nesillerimize bizim gibi çaresiz kalmamak için yapılması gerekenler konusunda ilham verecek. Tabi eğer bu HES’ler o kadar süre ayakta kalabilirlerse.
O HES’ler orada durdukça bu dava bitmeyecek, bu işi toplumsal barışı ve çevreyi yok etme pahasına olabildiğince ucuza kapatma hevesinde olanlar aslında en pahalı yolu seçtiklerini anlayacaklar. Ama iş işten geçmiş olacak. Eğer bizi görmezden gelenler, hesaplarını bu vadideki nüfus üzerinden yapıyorlarsa yanıldıklarını anlayacaklar ve o kadar da güçsüz olmadığımızı görecekler.
Kanunlara saygılıyız. Anarşiyle işimiz olmaz bizim. Ama kanunlar çerçevesinde yapabileceğimiz çok şey var ve ortaya koymaktan asla geri durmayacağız. Bu olay bizi bütünleştirdi, toplumsal gücün ne anlama geldiğini öğretti. Toplumumuz mahkemeye çıkarılmadan 60 gündür tutuklu bulunan 5 kardeşimizin acısını onlarla birlikte yaşıyor. Sanki bütün toplum topyekûn mahkûm edilmiş gibiyiz.
Bu olayın bu kadar büyütülmesi ve bu safhaya getirilmesi üzücüdür. Üstelik daha işin başındayız. Daha ne kadar insanın üzüleceğini Allah bilir. İnsan haklarına ve doğaya saygılı hiç bir demokratik ülke böylesi bir tasarrufta bulunurken bu işi orada yaşayan insanlara zulmederek, habersiz ve yangından mal kaçırma mantığıyla yapmaz. Kendi varlık nedeni olan insanına böyle aşağılayıcı bir muameleyi reva görmez. İşte biz bunu anlamakta çok zorluk çekiyoruz.
GÜRSEL ENGİN Ziraat Müh. Serdarlı Platformu
Bir yanıt yazın