Depremzede bir şehit babası…Zor günler geçiren devletine yük olmak istemeyen ve yardımı reddeden bir gurur abidesi…
Ayrılırken Atatürk’ün yeniden selamlama gereği duyduğu bir dadaş…
Hani şu Anadolu Sigorta’nın kuruluşunu anlatan reklam filmi var ya…
Bu toprakları daha iyi anlamak için 1,5 dakikalık filme çok iyi bakmak gerek…
Kimlerin mi?
Seçilenlerin, atanmışların…
Yetmez! hepimizin…
1924 depreminin hemen sonrasında yaşanan bu olay mı örnektir gururlu Erzurum insanına ?
Hayır…
Tarihte Erzurum’un vakur insanına örnek, sayılmayacak kadar çoktur.
Atatürk’ün yine bizzat içerisinde bulunduğu bir olay vardır ki, hakikaten gururların yücesidir…
Atatürk, Anadolu’yu adım adım dolaştığı 1919 yılıdır.
Ilıca’da mola verilir…
Adana’dan Erzurum’a göçen bir ihtiyarla karşılaşır Atatürk…
Paşa, ihtiyara sorar:
– Ağa böyle nereden geliyorsun?
– Paşam Rus gelirken göçmen olmuştuk. Çukurova’daydım. Şimdi köyüme dönüyorum.
Paşa buralara dönmenin pek yerinde olmadığını, kışın sıkıntı çekileceğini anlatmak ister.
Sonra da ekler:
– Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi?
– Hayır paşam, işittim ki, İstanbul’daki ‘ırz kırıkları’ bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki göreyim, bu namertler kimin malını kimlere veriyorlar?
Büyük devlet adamı, yaşlı gözlerle arkadaşlarına döner;
– “ BU MİLLETLE NELER YAPILMAZ Kİ!..”
1948 yıllar…
Anadolu’yu dolaşan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Davit Kelly’in Erzurum insanı için söyledikleri de bir hayli ilginçtir.
Erzurum’da yaklaşık bir hafta kalan Kelly, Trabzon’a geçer. Burada gazetecilerin “Trabzon’u nasıl buldunuz?” sorusuna yanıt vermez; etkisi altında kaldığı Erzurum’u ve insanını anlatır.
Kelly, bakın neler der:
“Size bilhassa Erzurum’daki tahassüslerimden bahsetmek isterim. Orada hakikaten Türk kudretinin timsali olan bir mıntıkada olduğumu hissettim. Milli oyunlarını seyrettim. Bu oyunları oynayan erkekleri dikkatle takip ettim. Bana heyecanlı bir kuvvet ve kudret tesirini verdiler. Bu kültür şehrinde hakikaten çok cesur ve kuvvetli bir zümrenin yaşadığı hissedilmektedir.”
Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Kavuncu ise, Erzurum’da siyasi mitingleri şöyle yorumlar;
“Anadolu’nun diğer yörelerinde hep cebe, cüzdana hitap eden cümlelerle alkış alıyoruz. Erzurumluların bunlarla pek ilgisi olmuyor. Onların tek dertleri vatan, bayrak ve maneviyat…”
Prof. Dr. Mehmet Kaplan ise bir söyleşisinde ;
“Ben İstanbul’da ahaliyi, Erzurum’da milleti tanıdım” der.
Daha yüzlerce örnek …
Niye yazdık bunları?…
Üzerimize borç biliriz de ondan…
Bir şeyi daha çok iyi biliriz…
O da, bu toprağın kokusunun farklı olduğudur.
Buradaki toprak, şan ve şeref kokar…
Bu kokuyu herkesin iliklerine kadar hissetmesi dileği ile…
Sayıl NARMANLIOĞLU
“BU TOPRAĞIN KOKUSU FARKLIDIR…” için bir yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
YAZARLAR
Bir kilo bulgura oyunu satanlardan mı bahsediyoruz yoksa ….