Yağmur’un şairi
Toprağını tenim de suyunu kanım da hissettiğim şehir, Erzurum diye başladı söze, Dinleyicilerin çoğu eski Erzurumlu geri kalanlar henüz eskimemiş hemşerileriydi çıkan yanık ciğer kokusu sıla hasreti kavuranlardandı, lakin herkesin burnuna koktu.
Yolu olmayan lakin taş taş üzerine konarak önce köy odası yapılan etrafına köy kurulan şiir medeniyetinin içinde doğdum diyerek devam edildi sohbete, soğuk kış günlerinde sıcak soba sıcak çay ve şiir okunan bir köy odasına misafir olduk önce, sonra okullu olduk.
Okul kısmı ailesinde köy ilçe şehir hikâyesi olan herkes ile aynı idi. Yazmamın da okumanızın da gerekmediği bildiğimiz hüzün, belki aralara serpiştirilmiş şiirler ile hüznü hissedebileceğimiz ama anlayamayacağımız zor günler.
Siyah gözlerine beni de götür derken hep siyah gözlü bir kızın ardından, soğuk bir tren garında bakakalmak sanırdım, meğer değilmiş, öğrendim, üzerinde isminin yazıldığı rezerve bir bank olduğunu ve o bankın artık olmadığını. Hadi yapraklar üşüşünde çiçekler üşümesin diyebilen naif bir adamın hayatına ortak olduk uzunca bir süre.
Peki, neler mi öğrendik? Gelelim sohbetin o kısmına asla yorulmamayı yorulsak bile devam etmemiz gerektiğini hayatın bizi zor sınavlar ile deneyebileceğini okumayı okumayı okumayı dahi okudukça gelişebilineceğini kitap ile çıkılan yolda ayağın taşa takılamayacağını öğrendik.
Medeniyet şehrinin içine doğmak kelimesi herhalde hakkında kitap yazılacak kadar uzun anlatılabilir tabii ki bunu anlatmaya meyletmeyeceğim ama ekmek kadar su kadar genel bir ihtiyaçtır kitaplar, günümüz rahatsızlığının en büyük sebeplerinden biri anlaşılamamak anlatamamak kısaca iletişim çağında tüm enstrümanlara rağmen bir türlü iletişememek ve bunun tek çözümü okumak anlamak ardından araştırmak ve idrak olsa gerek.
Memleketin en tanınmış şairinin, yeni şiirini okumak için dinleyici aramak üzere çıktığı yolculuğu, şiirini, şiirine dinleyici arayan birine okuduğunu ve bir şairin kurtuluşunu en yetkin ağızdan dinlemek keyifli idi.
Bir işe ilgi ve alakası olanın o işi illaki yapacak ve öğreneceği ama bir de bir işte uzmanlaşması gerektiği hakkında konuştuk, bir nevi bir işte yetkin bir başka dalda da etkin olunabileceğini not aldık
Sohbetin içeriği ve daha ders çıkarılacak onlarca içeriği dinlemek ve bu yazıda nelere kısaca değindiğimizi anlamak için bulduğunuz ilk fırsatta bir Nurullah Genç söyleşisine katılmanızı şiddet ile tavsiye ederim
Kadıköy’de bir Nurullah Genç rüzgarı esti, Yelken açan ve bizi de bu rüzgardan istifade ettiren
İstanbul Kadıköy Erzurumlular vakfına Teşekkürler.