İlçe kaymakamlıklarından yoksul vatandaşa yapılan yardımlar devam ederken, yapılan yardımların bir yıllık bilançoları önemli sonuçlar oluşturuyor.
Kurum önlerinde trajik durumlar yaşanıyor.
Erzurum ekonomisi ve vatandaşın durumu hakkında bilgi edinmek isteyen birkaç dakikalığına da olsa vakıfları gözlemleyerek önemli izlenimler edinebilirler.
Elbetteki sosyal devlet ilkesi gereği vatandaşa geçim sağlanmalı ancak, genç insanların bu durumu alışkanlık haline getirmesi büyük bir sorumsuzluk örneği.
Yardıma muhtaç ailelerin yoğunluk kazandığı Yakutiye ilçe Kaymakamlığı 2009 yılı içerisinde 1 milyon 842 bin 974 Lira tutarında yardım dağıtımı gerçekleştirdi.
Vakfın yardımlarında gıda ve eğitim ilk sırada yer aldı.
Yakutiye SYDV’den 2009 yılında 1 milyon 306 bin 105 lira tutarında gıda, 509 bin 876 liralık ta eğitim yardımı yapıldı.
180 bine ulaşan nüfusuyla Erzurum’un en büyük ilçesi konumundaki Yakutiye Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, her gün onlarca yeni yardım talebi alıyor. İlçe ve köylerden yaşanan göç sebebiyle nüfusu artan ilçede yapılan yeni yardım müracaatları vakıf personeli tarafından büyük bir dikkatle inceleniyor.
85 mahalle ve 10 köye hizmet veren vakıf personeli, her gün çok sayıda yardım talebini değerlendirmek için gündemine alarak araştırıyor. Dar gelirli vatandaşların yardım isteklerini büyük bir titizlikle inceleyen vakıf personeli, kurum imkanlarıyla sokak, sokak, mahalle, mahalle gezerek çalışma yapıyor
Yoksulluk elbette ki yardımlarla aşılamaz ancak bu noktada dayanışmanın önemli bir yeri var.
Yardımlara muhtaç olmamak için sürdürülebilir kalkınmaya ihtiyaç duyuluyor.
Yani insanlara balık yemesini değil balık tutmasını öğret mantığı ile hareket edilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmanın genel mantalitesi budur.
Yaklaşık 15 bin kişi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından geçiniyor.
Kent ekonomisi yardıma endekslenmiş durumda.
Verilen yardımlar maalesef umut olmaya devam ediyor.
Kurumun yardımları, her zaman siyasi rant olarak görülür, seçim dönemlerinde oy malzemesi olarak kabul edilir, bu gerçek hiç değişmez.
Sosyal yardımlaşma ve yardımlaşma vakfına başvurular öylesine arttı ki gençler dahi kurumun kapısını aşındırıyor.
Yardıma muhtaç insanların yardım adı altında dilencilik ruhuna alıştırılması tasvip edilemez bir durum.
Kaynak rasyonel kullanılmalı ve üretim alanları oluşturulmalıdır.
Her yıl ayrılan kaynakla, fabrika kurulabilir, istihdam alanları oluşturulabilirdi.
İnsanları istemeye alıştırmak başarılı bir yaklaşım değil.
Önemli olan üretim ve istihdamın artırılması.
Sanayi sektörü istihdama en çok katkıyı sağlayan sektörler içerisinde yer almasına karşın, “Doğu da sanayi olmaz” ön yargısından dolayı gereken desteği göremiyor.
Yatırımcının büyük umutlarla çıkmasını beklediği teşvik yasası da amacına ulaşamadı.
Bütün bunların yanında yatırımcının dış pazarlara açılması ve sınır ticaretine önem verilmesi de sanayi sektörünün gelişmesi adına diğer çözümler olarak sıralanabilir.
Ekonomide bacasız sanayi sektörü olarak adlandırılan turizm sektörü hizmetler sektöründe işlevsel bir önem arz ediyor.
Erzurum’da turizmi sektörü açısından küçümsenemeyecek bir potansiyel var.
Özellikle kış turizmi kentin kalkınması adına önemli bir çıkış yolu olarak görülebilir.
Erzurum da kırsal kesimde halkın büyük bir kısmı tarım ve hayvancılık sektörlerinden geçimini sağlıyor.
Bu durumda işsizlik ve göçün önlenmesi adına bir diğer yöntem.
İşsizliğin önlenmesi için yatırımlara ağırlık verilmeli ve bütün sektörler aynı oranda kalkındırılmalıdır.
İşsizlik açısından değinilmesi gereken bir diğer konuda niteliksiz göçün artış kaydetmesi, göçün önlenmesi için de yine önemli bir sektör olan tarım ve hayvancılık sektörlerine ağrılık verilmelidir.
Umarız Erzurum da sosyal sorun olma yönünde sinyaller veren işsizliğin çözümü için siyasi otorite tarafından köklü kararlar alınır.
Gamze İspirli