Belki bedensel değil ama ruhen ve fikren rahatsız edici. İlerledikçe kendimizi, çevremizdekileri, hatta bizimle herhangi bir bağlantısı olmayanları bile etkileyen, müzmin bir hastalık.
İtibar; sözlük anlamı ile saygınlık, sözüne güvenilir, borcuna sadık anlamında kullanılıyor. Genel anlamda saygınlık olarak niteleyebiliriz. Peki nedir itibarsızlaştırmaktaki amaç; edinilmiş tecrübeleri mi yok saymak, aldığı eğitimi mi umursamamak yada edindiği tecrübeleri mi küçümsemek…?
Basite indirgemek istersek yada örneklendirirsek ikili konuşma esnasında söze; “tabi siz okumuşsunuz ya herşeyi, bizden iyi biliyorsunuz…! Biz hiçbir şey bilmiyoruz.” diye başlıyorsa, hastalık ilk etkilerini göstermeye başlamış demektir. Okumaktan kastım; belli bir konu üzerine yoğun eğitim almış olmaktır. Yani üniversite insana her şeyi öğretmez, ama üniversite okumuş bir insan belli bir disiplin kazanmış demektir. Askerlik yapmış olmak gibi düşünebiliriz… Hani büyükler der ya; “askere gitmemiş olan tam adam olamamıştır” gibi çünkü askerlik emir almayı, emir vermeyi, belli görevleri yapma zaruriyeti yükler insana. Emir altında olduğunuz içinde bu görevi isteyerek yahut istemeyerekte olsa yaparsınız disiplinin ve görev zaruriyetinin bir şekilde edinilmesi gereklidir.
Gelelim itibarsızlaştırmak neden gereklidir? Kişi kendini bir başkası üzerinde hak sahibi, erk, yahut büyük görme, kendi üstünlüğünü sağlama gereği hissederse ve donanımsız ise, onu küçük görerek yada küçümseyerek kendi üstünlüğünü sağlama çabasına girer. Basitçe bağırarak konuşmak da buna tabidir. Çünkü karşıdaki insanı duymamanız için sizin daha yüksek perdeden konuşmanız gerekir.
Çevremizde birden çok örneğini görebileceğimiz insanlardır aslında bunlar. Zamanla alışır yada baş edebilme yeteneği geliştiririz. Doktora gidip doktor beğenmeyen, ustaya gidip usta beğenmeyen, okula gidip öğretmen, camiye gidip hoca beğenmeyen tiplerdir bunlar. Uzmanlık alanları genelde her şeydir. İş icraata geldiğinde ne bir sanattan ne bir zanaattan nede bir işin baştan sona nasıl yapıldığından bi haber kişilerdir, çünkü itibar kazanmak için çalışmak, okumak, öğrenmek, denemek, hatta daha çok denemek ve bunu sürekli yapmak gerekir.
Peki neden bu yöntemi seçme gereği hisseder insan…? Aslında çok basit bir sebebi var; az hissetmek; bilgi de, kültürde, yol almışlıkta, gezmişlikte, görmüşlükte, dinlenmişlikte, sevilmişlikte, okumuşlukta, öğrenmişlikte, hatalardan ders çıkarmışlıkta… Zamanla bu hastalık egoya, süper egoya dönüşür. Agresif bir tutum, kavgacı bir mizaca dönüşür. Bu tür mizaç ta toplumdan dışlanmaya ötelenmeye yalnızlaştırılmaya sebebiyet verir, kazandırmaz kaybettirir.
Sonuç olarak itibar kazanılması kadar, elde tutulması da zor bir değer… İtibar edin, itibar görün, itibarınız daim olsun….
Selametle