Et zammı tüketici ve üreticiden farklı yankı buluyor.
DATÜB Başkanı bu yönde önemli açıklamalarda bulundu.
Nazmi Ilıcalı, bazı spekülatörlerin, geçtiğimiz kurban bayramından kalma etleri soğuk hava deposunda sakladıklarını belirterek, “Tüketici para kazandığımızı sanıyor. Et ve Balık Kurumu’na 15.5 liraya et kestiriyoruz, piyasada 40 liraya satılıyor.
Parayı spekülatörler kazanıyor.” dedi. Türkiye’de et fiyatlarının pahalı olmadığını belirten Ilıcalı, besicilerin etlerini 15.5 liraya kestirdiğini, parayı spekülatörlerin kazandığını açıkladı. Ilıcalı, şöyle dedi:
“Çiftçi, hayvanını Et ve Balık Kurumu’na 15.5 liraya kestiriyor. Et, İstanbul ve Ankara’da reyonlarda 40 liradan satılıyor. Biz 15.5 liradan paramızı alıyoruz, ancak et 40 liradan satılıyor. Aldığımız bilgilere göre; bir spekülatör 190 tane soğuk hava deposu kiralamış. Buralarda geçtiğimiz kurban bayramında kesilen etler var. Büyük şehirlerdeki kasaplar Erzurum’daki gibi gidip meydandan hayvan alıp mezbahanede kestirmiyor. Spekülatörden alıyor. Tüketici, 40 lira fiyatı görünce çok para kazanıyoruz sanıyor. Arada spekülatörler var.” diye konuştu.
Evet üretici temsilcilerinin açıklaması bu yönde.
Olan tüketiciye oluyor.
Bir taraftan her şeyin süt liman olduğunu gösterenler, diğer taraftan dar boğazdan dolayı zam yapan üretici ve her şeyi kabullenen ve geçim mücadelesi veren tüketicinin konumu.
Bu üç unsur birbiriyle büyük çelişkiler gösteriyor.
Her zammın gerekçesinde bu gibi açıklamalar olur fakat çiftçinin gerçekten önemli açmazları var.
Çiftçi örgütlenmenin temelini oluşturan sivil kitle örgütleri çiftçi ve besicinin ayakta kalma mücadelesinden bahsediyor her fırsatta.
Besici, satış yapamamaktan yana dertlerini aktarırken, çiftçi ürününün para etmediğini vurguluyor ve yanlış tarım politikalarının çiftçilik ve hayvancılığı bitirdiğini dile getiriyor.
Tarım ve hayvancılık sektörlerinin gelişmesi için, özel teşvikler gerekiyor.
Erzurum’da halkın yüzde 60’ının geçim kaynağını tarım ve hayvancılık sektörleri oluşturuyor.
Hayvancılık sektörü kent ekonomisinde önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, uygulanan yanlış politikalar sektörü bitirmenin eşiğine getirdi.
Yediğimiz gıdaların, giydiğimiz giysilerin büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılıktan elde ediyor.
Buna rağmen, söz konusu sektörleri küçümseyeler, yanlış politikaları hayata geçirerek, faal sektörlerdeki üretimleri olumsuz etkiliyorlar.
Çiftçi ve besicinin içinde bulunduğu bu olumsuz durum göç olgusunu gündeme getiriyor.
Halinden memnun olmayan istediği üretim potansiyelini yakalayamayan çiftçi ve besici, çareyi kente göç etmekte buluyor ve kentte bu bağlamda sosyal sorunlar yaşanabiliyor.
Yani sorunları hepsi birbirine bağlı, eğer sektörlerdeki üreticiler doyum sağlayamıyorsa çareyi başka yollarda aramaya kalkıyorlar ve sorununun faturası oldukça ağır oluyor.
Tarım ve hayvancılık sektörlerindeki bir diğer sorunda üretim girdi maliyetlerinin oldukça yüksek olması ve akaryakıta yapılan zamlar.
Bir kilogram buğdayı 350 KR’dan satan çitçi ürettiği ürünlerden getiri sağlamıyor.
Sorunlarını dile getirdiğimiz çiftçi ve besicinin sorunlarına çözüm üretmek için devlet desteği şart, bu manada özellikle pazarlama sorununun aşılması için Et ve Balık ve Şeker Fabrikası gibi kurumların alımlarını artırmaları gerekirken, sınırlamalar getirilmesinin önüne geçilmelidir.
Üretimi teşvik edecek politikalar uygulanmalıdır.
Mazot ve gübre desteği ile yem konusunda desteklemelerde bulunulmalıdır.
Hepsinden önemlisi ise tarım ve hayvancılık sektöründeki potansiyel göz aradı edilmemeli, doğu açısından bu iki sektörün önemli bir yere sahip olduğu gerçeği ile hareket edilmelidir. Teşvikler sadece batı illerini kayırarak hazırlanmamalıdır, aksi halde bugün teşvik yasası örneğinde görüldüğü gibi sadece batıdaki illere yatırım yapmış olursunuz ve söz konusu bu yatırımılar doğu ile batı arasındaki kalkınmışlık farkını giderek artırmaktan öteye geçmez ve sektörel dengesizlik artar.
Bu zammın sonuçlarını tüketici ödeyecek, mağdur kesim tüketici olacak.
Erzurum bu gibi olumsuzluklarla elindeki potansiyelleri kaybetmenin sonuçlarını yaşamaya devam ediyor.
Gamze İSPİRLİ