- Erzurum Haber Gazetesi - https://erzurumhabergazetesi.com -

TÜGVA’lı gençler Filistin’de yapılan katliama sessiz kalmadı

Lalapaşa Camii önünde iftardan hemen sonra toplanan Türkiye Gençlik Vakfı Erzurum İl Temsilciliği üyeleri basın bildirisi okuyarak Filistin’de yapılan katliama tepki çekti. .Basın açılaması öncesi Cumhuriyet Caddesinde sloganlar eşliğinde yürüyen vakıf üyeleri
Okunan bildiride;
‘İslam coğrafyası her geçen gün küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne dönmektedir. Kendilerini güya medeni olarak adlandıran Avrupa’nın merkezinde, Bosna’da yaşanan soykırım hafızalarımızda tazeliğini korumaktayken, Suriye’de her gün ayrı bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Diğer taraftan, Arakan’da soykırımlarla masum çocuklar ve kadınlar katlediliyor; milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılıyor. Silahların menşei dünyanın kan emici vampirleri olan sömürgeci ülkelerken; ölenler hep savunmasız Müslümanlar olmaktadır.
Aziz Milletimiz,
Değerli Basın Mensupları,

Bir yandan gönül coğrafyamıza ölümler yağdırılırken; diğer yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Siyonizmin bu devirdeki kullanışlı piyonu Trump, ilk kıblemiz Kudüs’ümüzü, işgalci Siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cüretinde bulunmuştu.
İlk kıblemizin bulunduğu Filistin 1948 yılından beri yüzlerce yıllık Büyük İsrail Projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alınmıştır. Televizyonlarda naklen Müslüman semtleri bombalanırken, masum kadınları, erkekleri, çocukları dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilirken, bunu yapan işgalci güruhu “şımarık”lıkla nitelendirip şirin göstermeyi, alçaklık olarak nitelendiriyoruz.
Kudüs’ü Siyonistlerin başkenti olarak ilan etme cüretinde bulunmuş bir eşkıya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu, tüm İslâm âlemine hatırlatıyoruz. Âlem-i İslam’ı reel politik kaygılardan arınarak, Amerika’dan, İsrail’den değil, Allah’tan korkmaya ve O’na (cc) teslim olmaya çağırıyoruz. Filistin’in özgürlüğüne kavuşması, ümmetin prangalarından kurtulması demektir.
Dünya güvenliğinin ve barışının teminatı olarak kendisini gören ve aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni dünyadaki bütün bu kargaşa ve adaletsizliğin müsebbibi olarak görüyoruz.
Mescid-i Aksa’da Hakkın daveti ezan susturulmaya çalışılırken; avluda savunmasız erkek ve kadınlar şehit edilirken, bu mezalimi dillendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanması, güçlünün haklı olduğu çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucudur. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan, güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sisteminin ve onun ikiyüzlü araçlarını reddediyoruz. Dünya çapında yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken, terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmeye çalışılmasının, vahşi ve saldırgan batı medeniyetinin algı aracı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sömürgeci ülkeler ırkçı Siyonizm ideali merkezinde, barbar ve bencilce İslam düşmanlığı motivasyonu ile yeni bir küresel sömürge düzeni kurmak amacıyla dünyayı bir çıkmaza sürüklemektedir.
Tüm dünyaya hatırlatmak isteriz ki;
Türkiye tarihin kendisine yüklediği kutsal misyonunu ifa edecek; okyanus ötesinden iftira, tiyatral operasyonlar ve karalama kampanyalarıyla engellenmek istense de din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm mazlumların hakkını savunmaya daha gür sesle devam edecektir.
Kendilerini dünyanın efendisi, geri kalanını da köle olarak gören; kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bu vahşi ve saldırgan güruhun durdurulması için bütün insanlığı göreve davet ediyoruz.

Şu açıkça bilinmelidir ki;
Tarih bize göstermiştir ki; Siyonizm’in Babası Theodor Herzıl’ın rüyasıyla hareket edenler, bu çağın Selahaddinleri’ni, Abdülhamidlerini hesaba katmazlarsa acı bir kâbusa uyanacaklardır.

Şimdi,

Üzerlerinde yeni üretilen silahların tatbikatının yapılmasına göz yumulan, kimseye hesap verme gereği duyulmadan çocukları öldürülen, kadınlarının namuslarına tasallut edilen, İlk kıblesine el uzatılan İslam Dünyası’nın mensuplarına sesleniyoruz;

Daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerinizin feryadına, ümmetin meselelerine sağır ve dilsiz kalacak; görmezden geleceksiniz?

Filistin, dar bir coğrafyada bulunan Müslüman bir azınlığın meselesi değil, tüm İslam âleminin meselesidir.

O halde gelin şimdi hep birlikte haykıralım;

Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Müslümanlarındır!
Mekke ve Medine bizim, Kudüs bizimdir!

Ey İman edenler!
Hangi düşünce ve güç dengesi sizi Allah (cc) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyorsa bilin ki bu Allah’ın razı olduğu bir şey değildir!

Bir gün bu ateş sizi de kolları arasına almadan harekete geçiniz!
Irk, meşrep ve mezhep taassubunu bir kenara bırakıp siz Ey Müslümanlar! Allah yolunda birleşiniz! Şüphesiz ki Allah’ın yardımı inananlarla beraberdir!”
İfadelerine yer verdi.