İnsan iç dünyasında ve dış dünyasında yaptığı yanlışların telafisinin vicdani sorumluluğundan kurtulduğunun tesellisini kendinde bulma ve kendi psikolojik rahatlamasını sağlamak için zaman zaman iç muhasebesini yaptığında bir nebze olsun Allah tarafından affedildiğinin beklentisiyle veya o hisle af dilendiğinin yanında duaya Belaları ve musibetleri def edilmesi içinde sadaka yardımında bulunmak ihtiyacının beklenmediği yükle manevi yardımdan ziyade maddi yardım yapmanın kendisi için kurtuluş olacağını sanmasından dolayıdır ki, insani duyguları ağır bastığı zaman özellikle maddi yardımla iç huzur aramasından kaynaklanan iyilik yapma hamleleri Dünyada dilencilik mesleğini doğurmuştur.
Çağımızda kaybolmayan meslek haline gelmesini sağlamıştır. Bu durum hal çağlar boyu sürecek niteliğinde gözükmektedir.
İnsanın vicdani merhametinden faydalanmak isteyen bazı gözü açıklar ise duygu sömürüsünü çok iyi kullanarak Yüce yaratanın kuluna reva görmediğini şirk içerisine girerek Allah rızası adına insanlara el açarak dilenmeleri duygu sömürgeciliği yapmaları ne yazık ki çoğu vatandaşlarımız tarafından bunlara verilen yardımların hayrageçeceğinin kanısıyla Allah tarafından günahlarının ve belalarının defi olacağı gibi şirk koşucuların yaşamasına giderek artmasına vesile olmakta olduklarının farkında olmanın farkını düşünemeyecek kadar bencillik içerisinde olduklarının farkında değiller.
Yüce yaratanınemirlerini, Peygamber efendimizin sünnetini harfiyen yerine getiren bir kul dilenciliği meslek haline getirenlere sadaka vermekle defi bela olamayacağının farkındadır.
Son yıllarda devletimiz sosyal devletçilik yönünden çok yol kat etti. Sosyal yardımlar konusundaki hassasiyeti ve yapılan sosyal yardımlar bugün en gelişmiş ülkelerde dahi yok.
Buna rağmen hem devletten sosyal yardım alıp hem dilencilik gibi dinimizce mubah olmayan dini inancı suiistimal ederek caddelerde yollarda, oturma mekanlarında el açan insanlardan para dilenen kişilerin çokluğu her geçen zaman içerisinde giderek çoğalmasına dur diyecek yerel yönetimlerdir.
Çeşitli nedenlerden gerek yurt dışından gerekse yurt içinden büyük kentlere göç eden yerli ve yabancı insanların birçoğu dilenme gibi insan onuruna yakışmayan davranışları sergileyecek yer bulmaları ülkemiz ve devletimiz açısından talihsizlik.
Hem Milletimizhem deDevletimiz, sokaklarda bu tür insanların çoğalmasını hak etmiyor.
Devletimizin hatta yerel yönetimlerin, mülki amirlerin kapısına yardım için gidenleri eli boş gönderilmediği bir zamanda.
Yerel yönetimler ve yerel yönetim görevlileri, kolluk kuvvetleri gerekli önlem ve tedbiri almaları hususunda cadde ve sokaklarda dilenenlere kanun çerçevesi içinde müdahale etmeleri gerekmektedir.
Ülkemiz açısından, insanlık açısından, sosyal devlet anlayışı açısından ve Müslümanlığımız açısından…
Dilencilik mesleğini iş edinmiş kişiler her gün yeni yeni yöntemler bulmak için adeta bir ARGE savaşı vermektedirler. Zeki olan bu insanlar halkın duygularını nasıl hitap ve etki altına alacakları yönündeki psikolojik çalışmalarının yanında hem görsel olarak hem de duygu olarak bütünsellik sağlama beceriyle yetkilileri de atlatma yeteneğine sahipler.
Dış basında Türkiye İmajını aşağılayıcı bir görüntüler zaman zaman sergilendiği, servis edildiği çöplerden ekmek toplayan bayanları hepimiz acıyarak fotoğraf karelerinde görmüşlüğümüz var.
İçimizden hatta vah vah ne hale geldi ülke demişliğimizde var., muhaliflerinde hükümete karşı kullandığı bu görüntülerin Türkiye üzerinde oynanan bir oyunun ve hatta psikolojik bir savaşın kurgusunun bir parçası olduğunu, olabileceğini aklımıza getirmenin hayalciliğinde olamayız.
Son dönemlerde büyük kentlerde özellikle İstanbul’da insan yoğunluğunun yaşandığı semtlerde bu semtlerin başında tabiî ki turistlerin yoğun olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleriyle yabancı turistlerin yoğun ziyaretlerinin olduğu semtlerde çöp kutularının başında ,çöpten ekmek veya yiyecek arayan bayanlar hatta çocuklar gözümüze çarpar içimizden acıma duygusu kabararak Allah adına baş göz sadakası adına hemen elimiz cebimize gider 5.10.20 gönlümüzden ne koparsa veriyoruz ya bunların duygu sömürücüsü oldukları hiç aklımıza gelmez .
Akla hayale gelmeyen yöntemleri duygusal sömürü için yazan deneyen araştıran uygulayan dilenci sektörünün zeki insanları, dilencilik sektöründe en çok kullandıkları insan kaynaklarının başında
1-Çocuklar
2-Kadınlar
3-Özürlü olan kişiler
Her gün mekân değiştiren farklı yerlerde dilenen, farklı çöp kovalarının başında saatlerce ekmek ayıklama rolünü ustaca oynayan bu duygu sömürüsü insanlara dur diyecek yerel yönetimlerin yöneticileri nerede.?
Sokaklarda başı boş dilenen insanlara dur diyememenin aczinden sıyrılıp gerekli çalışmaların yapılmasını bir an önce başlatarak, hoş olmayan görüntülere dur demenin sorumluluğunu hissetmelidirler yerel yönetimin görevlileri.
Neşat YALÇIN/