Her zamankinden bu zaman Ülkemizin birlik ve dirliğini muhafaza etmek için toplum olarak daha çok kenetlenmeliyiz.
Ülkenin Bekası, Bağımsızlığı, Çağdaş medeni Ülkelerin öncülüğünü yapabilecek gücü elde edebilmesi için ilk önce iç barışı sağlayıp, siyaset üstü duygularla ülkenin kazanımlarını elde etmemiz gerekiyor.
Çağımız güçlü olma çağı. Güçlülük her alanda olması gereken bir gerçek. Ayrışarak güçlü olmak mümkün değildir. Siyasi taraftarlıkla, Devlet taraftarlığını birbirine karıştırmadan aşırı politikten uzak devletin birlik ve dirliğini pekiştirici davranışlara öncülük ve öncelik verilmelidir.
Ekonomikalanında, üretimalanında, teknolojik alanında, güçlü olursak coğrafyada yaşama şansımızı daha çok artıracaktır.
Güçlü Olmanın temel taşlarının başında ekonomik ve teknolojik güçlülük en önemli caydırıcı unsurdur.
Günümüzün güçlü Devletlerine bakacak olursak, güçlü olmanın temel dayanağı,teknolojik buluş ve üretimleriyle askeri hücum ve savunma sanayisinin korkutucu düzeyde ileri seviyede olmasıdır.
Türk Devleti olarak savunma sanayii ve askeri ihtiyaçlarındaki tedariklerde dışa bağımlılığı yok denecek sıfır lamaya gitmesi gerekiyor.
Askeribağımsızlık bir ulusun egemenlik haklarının gereğidir.
Osmanlı İmparatorluğu İçerde birlik ve bütünlüğü sağladığı için yedi düvele hükmetti. Adriyatik’ten, Çin seddine kadar olan toprak bütünlüğünü 600 sene korudu.
Ne zamanki içte birlik ve bütünlüğü sağlamada çatlaklıklar yaşadı o zaman yıkılmanın ve parçalanmanın önlenemez durumunda sona doğru gitti.
Bir ülke askeri ve siyasi gücünün bittiği yerde bir çöl misali ortada kalakalır, akbabalar üşüşerek lime lime parçalayarak leşini saniyelerde yok ederler.
Bu bağlamda bir ülkenin temel taşlarıyla oynanmamalı, siyaset iktidarı farklı, Devletin iktidarı farklıdır.
Siyasi erk demokratik yollarla değişebilir. Fakat devletin erki asla ve asla değişmez. Türk Milletinin devlet olmanın teşkilatlanması, düzenli ordusu ile başlar.
MÖ,209 Yılı Mete Hanın tahta geçtiği yıllara dayanırolsa da, düzenli orduya geçiş süresi ve altyapısı MÖ 209 yılından daha öncedir.
Ordusu güçlü olan devletler,tarih yazan devletlerdir.
Türk Milleti Ordusunun gücüyle bu günlere kadar gelebildi.
Dünyada söz sahibi Devletler, bir başka ülkenin güçlü bir orduya sahip olmasını asla istemez.
Bu nedenle Türk ordusunu zayıflatmak ve yıpratmak için her türlü entrika oyununu yazmış zaman içerisinde uygulamaya koymuşlardır.
Son yıllarda bu entrikalar daha hız kazanmış, orduyla milletin bağını koparmak için sık sık Türk ordusunu darbeler ordusu algısını yaratarak, Cumhuriyetin faziletlerini darbelerle kesintiye uğratmasını becerebilmişlerdir.
Yüz yıla damgasını vurması gereken, insanlık dünyasına huzuru, barışı, hoşgörüyü, getirebilecek olan bir milletin gelişiminin önünü kesmek için yapılan planlı savaşım, haçlılardan günümüze kadar uzanmakta ve de uzanmaya devam etmektedir. Bu nedenle Önce Ülkede birlik ve dirliğimizi, sonra ordumuzun savunma sanayisini ve devletimizin zenginliğini ön planda tutmalıyız.
Devletimizin ilelebet payidar olmasını sağlamak için, değim yerindeyse çakalların dansına fırsat vermemek için, güçlü orduyu ve ekonomik olarak güçlü, teknolojik olarak en ileri seviyeye milli birlik ve dirlik ile hızla aşmalıyız.
Askeri alanda, bilgi ve teknolojik alanında, ekonomik güç alanında üretken olmasak
Tarih yazan veya yazdıran değil, Tarihin sayfalarında yer edinmek zor olur.
Neşat YALÇIN/
nesatyalcin@gmail.com