Hani bir atasözümüz var.
“Yiğidi öldür, hakkını yeme”.
Eski il Başkanı Hüseyin Tanfer, yıllarca AK Partinin Erzurum İl Başkanlığını yaptı.
Çok eleştirdik.
Siyasi yanlışlarıyla karşısında durduk.
Ama bir gün olsun, yanlış bir işiyle sütunlarımıza gelmedi.
Netice de, oda bir iş adamı.
Onun da, kendine özgü işleri var.
Şimdi de, işinin başında oturuyor.
Ama gelin bir de AK Partinin birkaç aylık başkanına bakalım.
Gerçi, “görünen köy kılavuz istemez” derler.
Sayın Kılıç, ta ERGİAD Başkanlığı dönemin de aldığı cemaat gücüyle sokakları ve kaldırımları işgal etmişti.
Dönemin Yakutiye Belediye Başkanı Fahrettin Atınç, ince işlerle uğraştığından ne olup biteni görüyordu.
Ne de, yazılanları okuyordu.
Neyse, ben yine konuma döneyim.
Sayın Murat Kılıç, birkaç ay önce AK Parti İl Başkanlığına seçildi.
Yani iktidar partisinin şehirdeki temsilcisi oldu.
İlk icraatı ise, şehrin göbeğinde açtığı işyerin de oldu.
Öyle bir merdiven yaptırdı ki.
İki kaldırımı işgal ettiğinden yetinmedi.
Merdiven basamaklarından biri de, caddeye konuldu.
Yani, Sayın Kılıç bu merdiveniyle bir şehrin gözünün içine bakarak, “Ben iktidarın temsilcisiyim. Astığım, astık. Kestiğim kestik” demeye getirdi.
Günlerce bekledik.
Belki, yanlıştan dönülür diye.
Belki, şehrin başkanları görür diye.
Ama baktık ki, gören yok.
Yazdık.
Yanlıştan dönülünceye kadar da yazmaya devam edeceğiz.
Sayın Kılıç, AK Parti il Başkanı olarak yaptığı yanlışa kendisi noktayı koymalı.
Eğer kendisi, yanlışına noktayı koymuyorsa, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler ve Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut görevlerini yapmalı.
Kamuoyunun gözün de AK Partiyi aklamalılar.
Yoksa AK parti, Kılıç ve Başkanlar daha çok yazılacak ve daha çok konuşulacak.