MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Tarihi şahsiyet olan Şükrü Paşa’dır, kızı ve damadı değil…
Mehmet Şener
Tarihi şahsiyet olan Şükrü Paşa’dır, kızı ve damadı değil…


Sokaktaki sade vatandaş etraflıca bilmeyebilir ama tarihten biraz haberi olanlar, Erzurumlu  Mehmed Şükrü Paşa (1857-1916) adını ve askeri alandaki başarılarını sıkça duymuşlardır.

Balkan Harbi’nde, (1912-1913) Bulgar ve Sırplara karşı Edirne’yi müdafaa için, aylarca mücadele veren Mehmed Şükrü Paşa, Erzurumlu Ayabakan ailesinden, Kolağası (kıdemli yüzbaşı) Mustafa Bey’in tek çocuğudur.

Tarihe Edirne Müdafii olarak geçen bu büyük Osmanlı paşası, her ne kadar Erzurum’dan çok Edirne’de tanınır ve sevilirse de, hemşerimiz olması hasebiyle, Erzurum’da da adı yaşatılmaktadır. Şükrü Paşa Mahallesi ve Şükrü Paşa İlköğretim Okulu ve Şükrü Paşa Lisesi, O’nun hatırasına gösterilen saygının bir işaretidir.
Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak, tıpkı meşhur Ziya Paşa’nın Erzurumlu olduğu gerçeğini öne çıkarıp, adını İspir’de Ziya Paşa İlköğretim Okulu’na vermesi gibi, tarihte “Deli Mehmet Şükrü Paşa” lakabıyla da anılan (Deli sıfatı Paşanın aşırı cesur, kahraman ve sert bir mizaca sahip olmasından gelmektedir.

 Yani Doğu’nun düşman işgalinden kurtuluşundaki kahraman Deli Halit Paşa gibi) bu kıymetli hemşerimizi geniş kitlelere tanıtmayı başarmıştı.
Buraya kadar bir sorun yok… Geç de olsa Erzurum halkı, tarihe Edirne Müdafii olarak geçen çok kıymetli bir hemşerisini tanıyıp, hatırasına saygı gösterdi.
Ne zamanki geçtiğimiz hafta, 23 Temmuz İlköğretim Okulu’nun bahçesinde iki mezar olduğu haberi yayımlandı, Şükrü Paşa adı da yeniden gündeme gelip oturdu.

Haberlerde, okulun bahçesindeki mezarlardan birinin Şükrü Paşa’nın kızına, ötekinin de damadına ait olduğu bildiriliyor ve o mezarların okulun bahçesine koyulmasına, valiliğin izin verdiği belirtiliyordu.
Tartışma işte bu noktada ateşlendi: Bir; okul bahçesinde mezarlık olur mu, iki; Şükrü Paşa’nın kızı ve damadının ne ayrıcalığı var ki, naaşları anıt mezarda olsun?
Bir soru da şuydu: Bu anıt mezarların inşasına kim izin vermişti ve mezarları aile mi yaptırdı, belediye mi?


Üzerinde yeterince durulmamasına karşın, aslında çok önemli bir soru da şudur: Yaklaşık 50 yıllık bir tarihi olan 23 Temmuz İlköğretim Okulu’nun bahçesinde, önceden mezarlar var mıydı?
Biliyoruz ki, aynı okulun bahçe duvarının bitiminde, vaktiyle Anıtlar Kurulu’nca tescil edilmiş olan iki mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan biri Doğubayazıt Emiri ve Mutasarrıf Mahmut Paşa’ya aittir.

Diğer mezar da Mahmut Paşa’nın oğlunun adını taşımaktadır. Eğer aynı yerde başka tarihi şahsiyetin mezarı bulunmuş olsaydı, Anıtlar Kurulu’nca muhakkak tescil edilmiş olurdu. Kaldı ki, burada Şükrü Paşa’nın şahsından değil, kızı ve damadından söz edilmektedir. Tarihçilerin bildirdiklerine göre de, bu merhumlar tarihi şahsiyet değillerdir. Özyapar ailesi için elbette çok önemli kişilerdir; ama tarihi açıdan aynı önem yüklenemez.
1920 yılına kadar Tepe Mezarlık olarak kullanılan söz konusu alan, 1960’lı yıllarda yeniden imar edilirken, okulun bahçesinde mezar olduğuna dair hiçbir tarihi vesika bulunmamaktadır.

Mezarların yapılmasını talep eden Yalçın Özyapar da zaten yaptığı başvuruda “Aile büyüklerim bu okulun bahçesindedir” demiyor. Talebi, o civarda olduğu tahmin edilen  aile büyüklerine ait mezarların onarılması yönünde…
Şayet o gün yani 2008’in 11. ayında Yalçın Bey’in dilekçe ile valiliğe yaptığı başvuruda, Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğunda Fevzi Budak oturuyor olsaydı, yanlışlığa başında müdahale edilecekti ve bugün de o mezarların sökülmesi gibi nahoş bir durum doğmayacaktı.


Erzurum’un geçmişinden ve tarihten bihaber olan o dönemin müdürü Ragıp Üye, işin aslını astarını araştırmadan, kendisine ulaşan dilekçeyi hemen valiliğe sunuyor ve aldığı onayı derhal Büyükşehir Belediyesi’ne ileterek, bu iki mezarlığın yapılmasını sağlıyor.

Belediyenin mezarlık müdürlüğü de meseleyi incelemeden, kolları sıvayıp okulun ana giriş kapısına anıt mezarları yapıyor. Böylelikle olmayan mezarların yerine “makam mezar” ihdas edilmiş oluyor.
Şimdi gelinen nokta şudur:


23 Temmuz İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki bu iki hayali mezarın sökülmesine karar verildi. Bunun için Milli Eğitim ve valilik resmi yazı ile durumu hem belediyeye hem de aileye bildirdi.
Söz konusu temsili mezarlar ya aile tarafından kaldırılacak, ya da belediyece…


Mezarlardan birinin mezar taşında büyük bir kavuk ve altında tarikat halifesi olduğunu anlatan bir kitabe var…
Şayet zamanında bu tarihi yanlışa müdahale edilmez ise, birkaç yıla kalmaz o mezarlar türbe hükmüne kavuşur ve eline bez parçasını alan himmet için koşar!


Artık kimseye de anlatamazsınız ki, gerçekte burada kimsenin naaşı bulunmamaktadır. Mezarlar tamamen hayalidir, yani makam mezardır. Türbeden ve mezardan medet uman ahali, Kadiri tarikatı halifesi burada yatıyor diyerek, kısa zamanda okulun bahçesini ziyaretgaha dönüştürecektir.
Ayrıca bir okulun ana girişinde mezarlıkların bulunması, o okulda eğitim gören altı yaşındaki çocukların ruhsal yapısında da olumsuz etki yaratacağı açıktır.

Valiliğin bu durumu da göz önüne alarak, vaktiyle yapılan bir yanlışın düzeltilmesini sağlayacağı bekleniyor.
Aynı duyarlılığı Büyükşehir Belediyesi’nin de göstereceği muhakkak…

Önceki gün konuyla ilgili bendenizi arayan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, söz konusu durumun kendilerinden kaynaklanmadığını belirterek, buna rağmen yanlışı düzeltmek için gereken girişimleri başlattığını söyledi.

📆 28 Eylül 2009 Pazartesi 10:49   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR