Askıda Kaldık!

Fırından ekmek alma geleneği geçmişteki kadar yoğun mu bilmiyorum ama ben hala o alışkanlığına sık sıkı bağlı olanlardanım.

Akşam eve giderken mutlak uğradığım iki yerden biridir ekmek fırını.

Alışveriş yaptığım birkaç fırın var. Fırın çeşitliğini tercih etmemim en büyük nedeni ise ‘askıda ekmek’ uygulaması.

En son gittiğim fırında ‘askıda ekmek’ tabelasında eksi 250 yazıyordu.

Bir an düşündüm, bu fırında bir günde askıda 250 ekmek veriliyorsa şehirde uygulamayı yapan tüm fırınlarda durum neydi?

Haber merkezinde sabah toplasında muhabir arkadaşım Manolya’ya bu konunda bir araştırma yapmasını söyledim. Ortaya çıkan sonuç tahminimin çok ama çok üstündeydi.

Şehirde ortama 7 bin ekmek askıdan vatandaşa ulaşıyordu.

Üstelik bu rakama ilçelerdeki fırınlar dahil değildi.

Yardım kuruluşları ve belediyeleri de hesaba katınca rakamın günlük 20 binlere çıktığını gördük.

***

Askıda ekmek uygulaması aslında yeni icat edilmiş bir şey değil.

Osmanlıdan bu yana olanın olmayana el uzatmasıdır.

Ancak günümüzde rakamların bu kadar yüksek olması ürkütücüdür.

Bir kentte yemeğin katığı ekmek almaya muhtaç bu kadar insan varsa, şehirde fakirleşme son sürat yol alıyor demektir.

Siyaset yapmaya, laf sokmaya, muhalefet etmeye ya da bu durumu başka bir mecraya çekmeye hiç lüzum yok. Gerçek gün gibi ortada…

***

Maalesef günümüzde işyeri olan esnaf da dertli ekmek bulamayan da.Fakirliğin kuşattığı şehirde sadece ‘askıda ekmek’ rakamları bile bu gerçeği haykırıyor yüzümüze.

Bu bereketsizliğin elbette nedenleri var; Siyaseti çalıştıramama, çekememezlik, birlik olamama, ayak oyunları…bu nedenlerden sadece bazıları.

Bir an evvel kendimize çeki düzen vermezsek daha çok askıda kalıp veren el değil alan el olacağız, bilesiniz…