Aslında Aslolan İnsandır.! Millettir şüphesiz, bu saikler etrafında ecdadımız, Milleti yaşat ki Devlet yaşasın felsefesini yaşam ve yönetim anlayışında temellendirmiş, binlerce yıllık devlet geleneği olarak yaşamsallaştırmıştır ve kurumsallaştırmıştır.
Milletini, özgür, bağımsız, tok ve mutlu yaşayabilmesi adına, yeni coğrafyalar kat edip, yurt edinebilmiş ve Milletine bu hasletleri sağlayamayan devletleri kendi iradesi ile yıkıp, yenilerini kurabilecek bir millet geleneğine sahip olabilmiştir.
Aslında aslolan Milleti, Millet yapan, Devleti, Devlet gibi konumlandıran binlerce yıllık Devlet ve Millet olabilme kültürü ve geleneğidir.
Tarih sahnesi içerisinde, gelenekleri ve kültürü ile Devleti ve Milleti bu değerler etrafında yönetebilen Liderler, tarihe altın harfler ile geçebilmiştir.
Velhasıl aslında üç saniye sonrasını bile bilmekten ve yönetmekten aciz insanoğlunu tarihe ve zamana hakim ve mal olabilmesini sağlayan Devlete ve Millete ait ortak değerleri, kültürü ve gelenekleri yaşayabilmesi ve hakkı ile sembolize edebilmesi ile orantılıdır.
Devleti ve Devlette devamlılığı sağlayan en önemli değerler ise, Şahsi ve siyasi çıkarların ötesinde , belirli bir grup, zümre ve yandaşların menfaatlerinin üzerinde; Devlete ve Millete samimiyet, sadakat, liyakat ve ehliyetle bağlı olmak ve kalmakla mümkündür.
Bir Milleti bağımsız ve mutlu, bir Devleti güçlü ve muktedir yapabilen değerler, binlerce yıllık Devlet ve Millet olabilme geleneği ve kültürü olup bu değerleri bir sistem ve kurumsal yapı dışında kişilere endeksleyerek kişiselleştirmek, sadece kişilerin şahsi veya siyasi ömrü ile Devletin veya sistemin ömrünün devamlılığının kısaltılmasına ve kısırlaştırılmasına sebep olabilecektir. Bu da Millet ve Devlet için, İstiklali ve İstikbali hazin bir beka problemidir.
Şüphesiz Devleti yaşatanda insandır. İnsanı hür, tok ve bağımsız kılanda Devlettir. Karşılıklı Beyin ve Kalp hayatiliğinde bir ilişki, etkileşim ve koordinasyon söz konusudur.
Beyin vücudun belirli uzuvlarına öncelik atfedip, imtiyazlı davrandığı takdirde, Kalp, organizmanın yine belirli organlarına ayrıcalıklı ve öncelikli kanı fazladan pompalayıp diğer uzuv ve organlara çifte standartlı yaklaşırsa ve davranırsa,
Organizmanın, ihmal ve göz ardı edilen diğer organ ve uzuvlarda ki oluşacak rahatsızlık zamanla bütün organizmayı olumsuz etkileyip hastalığa dönüşecek ve organizmanın, yani devletin devamlılığını, yaşamsallığını sekteye uğratıp nihayetlendirebilecektir.
Yakın Siyasi ve İdari tarihimizde, Parlementer sistemi değişime mahkûm ve mecbur kılanda ve yerine ikame edilmeye çalışılan Cumhurbaşkanlığı sistemini daha ilk yıllarından itibaren tartışılmasının sebepleri de bizce binlerce yıllık Devlet ve Millet olabilme geleneğinden iç ve dış tazyik ve müdahalelerle uzaklaşılması ve göz ardı edilmesidir.
Asırlarca, kabile ve aşiret mantığı ile idare edilip, asla millet ve devlet olamamış ortadoğu ülkelerinin hazin ve üzücü sonlarını yakın tanıklık ettiğimiz ve bedellerini yine bizlerin üstlendiği bir süreçte,
Devleti başında olmayanın, aşının da, namusunun da, haysiyetinin ve şerefinin de ayaklar altına alınıp İstiklali ve İstikbali açıdan Millet olarak kalamadığı tarihsel bir dönemeçte,
Türk Milletine yakışan Devletine, Ülkesi, Ülküsü ve Milleti ile Devleti Devlet yapan binlerce yıllık geleneklerine, değerlerine sahip çıkmak, bu Devlet ve Millet geleneğini yıkmaya, değiştirmeye çalışanlara asla ve kata müsaade etmemektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti binlerce yıllık Millet ve Devlet olabilme geleneğinin, küllerinden doğabilen son kazanımıdır, Millet ve Devlet mefhumundan uzak olanlara, Milletine ve Devletine sahip çıkamayanlara,
Samimiyet, sadakat, liyakat ve ehliyet değerlerinin ötesinde, az olsun benim olsun, kim olursa olsun bana tabi olsun kısır döngüsü içerisinde, Şahsi veya imtiyazlı, öncelikli kişi ve zümrelerin menfaatlerini ve çıkarlarını Devletin ve Milletin ali menfaatlerinin üzerinde tutabilenlere, velhasıl Devlet ve Millet geleneklerini alt üst edenlere Devlet de Millet de heba edilmemelidir.
Devlet; Dosta güven düşmana korku salan bir sistem mekanizmasıdır. Devlete düşman olana Millet de düşman, Devlete dost olana, Millet de dost olmalıdır.
Devletinde, Milletinde gerçek dostu, şahsi ve siyasi menfaatlerini Devletinin ve Milletinin ortak menfaatlerinin altında tutabilen, sevgisinin ve sadakatinin karşısında zerre menfaat gütmeyen, karşılık beklemeyen, inanç ve ideallerini ıspanak fiyatına ve menfaatine pazara çıkarmayan, Ülkücü Türk Milliyetçileridir.
Ülkücü Türk Milliyetçilerinin, bu samimiyeti, sadakati, feragat ve fedakarlığı göz bebeğimiz, namusumuz, şerefimiz Devletimiz içindir.!
Kıymet bilmeyenlerin hazin hikâyesine asla heba edilmemelidir.
selam saygı dua
Ahmet Gökhan Yazıcı