Geçen hafta Erzurum “Tarihi günler” yaşadı.
Herkes katılır mı bu tespite bilmem ama,
Atatürk Üniversitesi’nin “Dünyaya” açılması açısından son derece
önemli günlerdi.
x
28-31 Mayıs tarihleri arasında yapılan toplantıya 17 ülkeden 53 rektör ve rektör
yardımcısı katıldı.
17 Türk üniversitesi rektörü de toplantıda hazır bulundu.
Atatürk Üniversitesi ve Erzurum misafirperverliğini en iyi şekilde gösterdi.
Rektörleri, gelen misafirleri çok iyi ağırladılar.
Gerekli misafir hassasiyeti gösterildi.
Rektörler ilgiyle,
Alakayla karşılandı ve uğurlandı.
Erzurum’un ve Erzurum insanının ismi “Muhteşem misafirperver insanlar” olarak 70
Rektörün kafasına kazınmış oldu.
x
Bu misafirperverlikten,
Bu ilgi ve alakadan,
Ve
Bu organizasyondan Erzurum,
Atatürk Üniversitesi istediği sonucu aldı.
Böylelikle Atatürk Üniversitesi “Dünya üniversitesi” olma yolunda ciddi adımlardan
birisini ve en gerçeğini atmış oldu.
Yapılan bu toplantıyla tozlanmış olan İpek yolu tozdan kurtarılmıştır.
İpek Yolu sadece bir ticaret yolu değil, aynı zamanda sanatı, bilgiyi, örf ve adetleri de
ülkelerden ülkelere, kıtalardan kıtalara taşıyan bir özellik arz etmektedir.
Geçen hafta ki yazımızda “Rektör Koçak’ın hedefleri büyük” demiş, bu günlere işaret etmiştik.
Erzurum’da yapılan bu toplantılarla Hocanın hedefine doğru nasıl ilerlediğini de
görmüş olduk.
x
Bakın Atatürk Üniversitesi ile Aralarında Fransız Üniversitelerinin de bulunduğu
14 Üniversite Arasında bazı anlaşmalar yapıldı,
Atatürk Üniversitesi, Yemen, Fransa, Pakistan, Kırgızistan, Malezya, Gürcistan, Bangladeş, Bosna Hersek ve Kazakistan’la işbirliği protokolleri imzaladı.
Anlaşmalara göre, Öğrenci ve Öğretim elemanı değişimi gibi birçok alanda protokoller
yapıldı.
Bunlar az işler değil,
Hele basit işler hiç değil…
Bu tür girişimler üniversiteyi büyütür,
Geliştirir.
Evet Atatürk Üniversitesi köklü bir üniversite,
Bölge Üniversitesi…
Ama bu kadarıyla kalmamalı elbette.
Dünyaya açılmalı,
Dünya Üniversiteleri arasında yerini almalı.
Buna Atatürk Üniversitesi’nin gücü yetmez mi?
Fazlasıyla yeter.
Ama çaba lazım,
Gayret gösterilmeli.
İşte Rektör Hikmet Koçak bu çabayı,
Bu gayreti gösteriyor.
Çaba,
Gayret ondan,
Kamuoyuna duyurmakta bizden.
Bizim işimiz kamuoyuna olanı biteni aktarmaktır.
Güzeli- çirkini,
İyi ile kötüyü kamuoyu ile paylaşmaktır.
x
Bu çalışmalar elbette şehir ve bölge için önem arz ediyor.
Şehrin ve bölgenin gelişmesine,
Büyümesine yönelik çabalardır bunlar.
Kimse koynuna koyup götürecek değil bu çalışmaları.
Makamlar kalıcı,
İdareciler geçicidir.
Şimdi Prof. Dr. Hikmet Koçak üniversiteyi “Dünya üniversitesi” konumuna
getirse,
Koyduğu hedefleri bir bir gerçekleştirse,
Yarın Rektörlük süresi bitince bu çalışmaları cebine mi koyup götürecek?
Değil elbette.
Öyleyse bu tür gerçekçi adımlara destek olmak gerekiyor.
Kıskançlıkları,
Çekememezlikleri kesinlikle bir kenara koyarak davranmak lazım.
Hikmet Hoca gibi birçok yöneticimizde önüne “Esaslı” hedef koymalı ve
yürümelidir.
Bu şehir ancak bu tür idarecilerin sayesinde yol alır…
Ne diyelim,
Tebrikler Sayın hocam…
Esat BİNDESEN