Büyük Birlik Partisi (BBP), DEM Parti ve bazı muhalefet partilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kalıcı ve yasayla kurulacak bir ihtisas komisyonu talep etmesine sert tepki gösterdi. BBP tarafından yapılan açıklamada, bu talebin teknik bir düzenleme gibi sunulsa da gerçekte Türkiye’nin üniter yapısını hedef alan ideolojik bir girişimolduğu belirtildi.
“Federalizme Açık, Çok Kimlikli Yapı Tehlikesi”
Açıklamada, kalıcı komisyon talebinin federalizme zemin hazırlayan, çok kimlikli bir yapının altyapısını oluşturmayı amaçlayan bir adım olduğu ifade edildi. BBP, bu girişimin sözde demokratikleşme söylemleriyle kamuoyuna sunulsa da gerçekte milli egemenliği ve anayasal düzeni zayıflatma amacı taşıdığını vurguladı.
BBP’ye göre bu süreç, geçmişte “çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemle benzerlikler taşıyor ve DEM/PKK çizgisinin istismar stratejisinin yeni bir versiyonu olarak görülüyor.
“Anayasa Mühendisliği Tuzağına Düşülmemeli”
Parti açıklamasında, talep edilen komisyonun; etnik temelli ayrışma, yerinden yönetim ve özerklik gibi ideolojik hedeflerin kurumsallaşmasına zemin hazırlayacağı uyarısı yapıldı. BBP, bunun yalnızca teknik bir öneri değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu esaslarını aşındırmaya yönelik sistematik bir girişimolduğunun altını çizdi.
Geçici ve danışma niteliğindeki yapılar yerine kalıcı komisyonların kurulmasının, Meclis’i anayasa mühendisliğine açık hale getireceği ve geri dönüşü zor yapısal sorunlara yol açabileceği ifade edildi.
“Tarihsel ve Anayasal Sorumlulukla Yaklaşılmalı”
BBP, açıklamasının sonunda şu uyarılara yer verdi: “Bu tür adımlar, yalnızca bugünü değil, geleceği de etkileyebilecek sonuçlar doğurur. Milletimizin birliği, ülkemizin bekası ve anayasal düzenin korunması adına bu tuzağa düşülmemeli; geçmişte yaşanan istismarlar tekrar etmemelidir. Türkiye’nin kurucu ilkeleriyle doğrudan ilişkili bu düzenlemeler, hem tarihsel hem de anayasal sorumlulukla ele alınmalıdır.”
BBP’den Kamuoyuna Çağrı
BBP, kamuoyuna yönelik yaptığı çağrıda, TBMM’de tartışmaya açılan bu tür tekliflerin toplumsal birlik ve anayasal bütünlük açısından son derece hassas bir mesele olduğunu hatırlatarak, tüm siyasi aktörleri sorumlu davranmaya davet etti.